Esas No: 2022/6585
Karar No: 2022/8676
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6585 Esas 2022/8676 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6585 E. , 2022/8676 K.Özet:
Davadan önce mahkeme, tebligatın yapılamaması nedeniyle davacının davalıya ulaşamadığına karar verdi. Ancak davanın kısmen kabul edilmesine karar verildi. Karar temyiz edildiğinde, davada uygulanan kanunun 438. maddesinde belirtilen hallerden hiçbirine uymadığı belirlendi. Tebligatın yapılabilmesi ve kararın temyiz edilebilmesi için, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre tebligatın yasal olarak uygun bir adrese yapılması gerekmektedir. Adres kayıt sistemi dışındaki diğer adres araştırmalarına gerek yoktur. 6099 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen 2. fıkrasına göre, bilinen en son adresin tebligata uygun olmaması veya tebligatın yapılamaması durumunda, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi kullanılabilir. Aynı Kanun'un \"Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina\" başlıklı 21. maddesinde, gösterilen adreste hiç oturmamış veya ayrılmış olsa bile, tebligatın yapılma yöntemi açıklanmaktadır. Dava dosyasındaki davalıların tebligatı yapılamamıştır. Adreslerinde değişiklik yapılmadı ve yeni adresleri bilinmiyor. Bu nedenle, tebligatın yapılamaması durumunda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapılacaktır. Bu da tebligatın, davalıların adreste oturup oturmamasına bakılmaksızın yapılabilmesi anlamına gelir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi'nin bozma kararına uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun'un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, Muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
Yine 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." düzenlemelerine yer verilmiştir.
7201 sayılı Yasa'nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde ise, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Muhatap o adreste hiç oturmamış ya da adresten ayrılmış dahi olsa tebligat iade edilmeyecek, 21/2. madde gereğince işlem yapılacaktır. Bunun yapılabilmesi için de tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunun tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Gıyabi hükmün, davalılar ... ve ...’e Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Adı geçen davalılar ile ilgili dosya kapsamında 22.01.2009 tarihli emniyet araştırmasında mevcut adreslerinin bulunması göre öncelikle tebligatların bu adreslere yöntemince Tebligat Kanunu 21. madde kapsamında yapılması iade olursa (mernis adresi tespiti yapılamadığından) Tebligat Kanunun 35. maddesine göre yapılabileceği gözetilip temyiz süresi geçtikten ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.