Esas No: 2015/6214
Karar No: 2015/2000
Karar Tarihi: 28.05.2015
Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6214 Esas 2015/2000 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, zihinsel özürlü amcasının böbrek yetmezliğine bağlı rahatsızlanması üzerine hastanenin acil servisine getirdiği ve amcası yerine babasının kimliğini ibraz edip bu kimlik üzerinden işlem yapılmasını sağladığı ve on gün yoğun bakımdan sonra amcasının ölmesi üzerine durumun anlaşıldığı ve böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda;
1-Hayati önemi haiz nitelikte bir tehlikeyi önlemek amacıyla, başkasına ait sağlık karnesinin kullanması şeklinde gerçekleşen eylemin, TCK"nın 25/2. maddesinde tanımlanan zorunluluk hali kapsamında kaldığı,
Diğer taraftan, Sağlık Bakanlığı’nın 11.05.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesi; “Yataklı tedavi kuruluşları, acil sağlık hizmetlerinin bedelini hizmet sundukları kişinin ödeme imkânları çerçevesinde tahsil ederler.” , 2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin; Birinci maddesi; “Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır. Hiçbir sağlık kuruluşu acil olarak gelen hastalara yeterli personeli veya donanımı olmadığı, ilgili birimi veya boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri sebepler ile gerekli acil tıbbi müdahaleyi yapmaktan kaçınmayacaktır” Dokuzuncu maddesi; “Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edilecektir. Bu konuda gerekli tedbirler ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacaktır. Özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri ise talep edilmesi halinde 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu"nun 32"nci, 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 38"inci ve 60"ıncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu"nun 18"inci maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenecektir. Bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacaktır.” şeklinde hükümler içermektedir.
Bu mevzuat çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, sanığa yüklenen suçların unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre ise; TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun"un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenmesi yerine 5 gün adli para cezası belirlenip günlüğü 20 TL’ den 100 TL adli para cezasının, zararın iki katı olan 9.848,00 TL olarak adli para cezası belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın, katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.