Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/643 Esas 2015/1997 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/643
Karar No: 2015/1997
Karar Tarihi: 28.05.2015

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/643 Esas 2015/1997 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık bahçe çiçekçiliği ile uğraşırken birlikte çalışabilecek bir şahıs arıyor. Tanık, sanığa arkadaşı olan şikâyetçiyi tanıştırıyor. Sanık ve şikâyetçi ortaklık konusunda anlaşıyorlar ve şikâyetçi, sanığa 7250 TL para veriyor. Karşılığında suça konu olan sahte çeki alıyor. Ancak ortaklık görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanınca şikâyetçi, verdiği parayı geri istiyor. Sanık, borcunu ödeyeceğini söyleyerek şikâyetçiyi oyalıyor. Bir süre sonra çeki bankaya ibraz ettiğinde çekin sahte olduğu anlaşılıyor. Sanık, bankayı araç olarak kullanarak dolandırıcılık suçunu işlemiş oluyor. Sanık mahkum oluyor ve adli para cezası alıyor. Ancak hükmün hesaplanmasında hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesi nedeniyle Kanun maddesinin hüküm fıkrasına aykırılık oluşuyor. Ayrıca, sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği belirtilmeden karar veriliyor. Bu nedenlerden dolayı karar bozuluyor ve adli para cezasının hesaplanmasına ilişkin bölüme “5237 sayılı TCK’nın 52. maddesi uyarınca” ibaresi ekleniyor. TCK’nın 53. maddesi değiştiriliyor ve yerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresi yazılıyor. Bu şekilde karar düzeltilerek onanıyor. Kanun maddeleri: TCK’nın 158/1-f, 5271 sayılı CMK’nın 232/6, TCK’nın 53. maddesi ve 5237 sayılı TCK’nın 52. maddesi.
23. Ceza Dairesi         2015/643 E.  ,  2015/1997 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın bahçe çiçekçiliği ile uğraştığı bu konuda birlikte çalışabilecek bir şahıs aradığını tanık ....’a söylediği, tanığın da arkadaşı olan şikâyetçi ....’ı sanık ile tanıştırdığı, sanık ile şikâyetçinin ortaklık konusunda anlaştıkları ve anlaşma uyarınca şikâyetçinin sanığa 7.250 TL para verdiği ve karşılığında suça konu 09.04.2008 keşide tarihli ön yüzündeki yazı ve rakamlar sanığa ait olan maddi varlığı sahte çeki verdiği ancak aralarında sürmekte olan ortaklık görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanınca şikâyetçinin sanığa verdiği parayı geri istediği sanığın bir süreliğine çeki bankaya ibraz etmemesini borcunu ödeyeceğini söyleyerek şikâyetçiyi oyaladığı, şikâyetçinin bir süre sonra çeki bankaya ibraz ettiğinde çekin sahte olduğu anlaşıldığından, TCK’nın 158/1-f maddesi uyarınca banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Belirlenen sonuç tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle adli para cezasının hesaplanması sırasında, uygulanan Kanun maddesinin hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
    2- TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki, adli para cezasının hesaplanmasına ilişkin bölüme “5237 sayılı TCK’nın 52. maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesi ile TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara