Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1143 Esas 2015/1995 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1143
Karar No: 2015/1995
Karar Tarihi: 28.05.2014

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1143 Esas 2015/1995 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık dolandırıcılık suçundan mahkum edilmiştir. Sanığın mağdura faturası gerçeğe aykırı bir vergi kimlik numarası yazdırarak ve adı geçmeyen bir kooperatif adı vererek mobilya malzemelerini sipariş ettiği, yapılacak iş için gerekli malzeme gönderildiğinde sanığın malzemelerin faturasını ödemeden kaçtığı tespit edilmiştir. Sanığın ayrıca herhangi bir görev almadığı kooperatif adını kullanarak mağdurun parasını aldığı anlaşılmıştır. Sanıkların temyiz itirazları reddedilmiştir ancak adli para cezası hakkında yapılan yanlış tayin nedeniyle hükümler bozulmuştur.
1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüştür. 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca kararın düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla \"500 GÜN\" ve \"10.000 TL\" terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla \"5 GÜN\" ve \"100 TL\" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA karar verilmiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/1143 E.  ,  2015/1995 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    5271 sayılı CMK"nın 42/1 maddesi uyarınca eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili dairesi olması karşısında, hukuki değerden yoksun olan eski hale getirme talebinin kabulüne ilişkin ek kararı yok hükmünde olduğu ve Dairemizce sanık ....’ in eski hale getirme talebi yerinde ve temyizi öğrenmesi üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
    Mağdur ....’in firma sahibi ve yetkilisi olduğu, diğer şikâyetçi ...’ın da firma çalışanı olduğu, olay tarihinden önce sanık ..."ın mağdurun işyerine giderek mobilya malzemesi baktığı ve hiç görev almadığı bir kooperatif adını vererek ve faturaya gerçek olmayan vergi kimlik numarası yazdırarak ürünleri sipariş ettiği, firma sahibi mağdurun 14.625 TL tutarındaki mobilya işinde kullanılacak marangoz malzemelerini işçisi ... ile birlikte gönderdiği, ... ile sanık ... ve ‘ustam’ diye tanıştırdığı sanık ....’in akaryakıt istasyonunda buluştukları, ....’ın ...’nda bulunan arkadaşı tanık ....’i de yanına çağırdığı, ...’ın ...’a diğer sanık ... ile birlikte giderek belirttiği adrese malzemeleri indirmelerini ve kendisinin de daha sonra geleceğini söylediği, şikâyetçi ..., tanık .. ve sanık ..’in malzemeleri belirtilen inşaat alanına indirdikleri, olay yerine gelen kimliği belirlenemeyen diğer kişilerin de malzemelerin indirilmesine yardımcı oldukları, beklenmesine karşın sanık ...’ın gelmemesi üzerine sanık ...’in sanık ...’ı aradığı ve akabinde sanık...’ın adresini verdiği bir lokantada buluştukları, sanık ....’in cep telefonu ile konuşma bahanesi ile dışarı çıkarak lokantadan ayrıldığı ve geri dönmediği, sanık ...’ın da malların faturasını ....’dan alıp biraz ileride bulunan evinin önündeki aracından parayı getireceğini söyleyerek dışarı çıktığı,....’ın durumdan kuşkulanarak tanık .....’ı takip etmesini söylediği, olay yerinden ayrılan .....’ın 200-250 metre yürüdükten sonra kaçmaya başladığı, .....’in sanığın arkasından koşmalarına rağmen sanığı yakalayamadıkları, inşaat sahasına dönüldüğünde sipariş edilen malzemelerin yerinde olmadığının görüldüğü, kollukça yapılan araştırma sonunda sanıkların suça konu eşyaları sanık .....’e ait depoya götürerek sakladıklarının saptandığı ve mağdura teslim edildiği, böylelikle sanıkların iştirak halinde dolandırıcılık suçunu işlediklerine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 500 gün olarak tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "500 GÜN" ve "10.000 TL" terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN" ve "100 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara