Esas No: 2022/3513
Karar No: 2022/8844
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3513 Esas 2022/8844 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/3513 E. , 2022/8844 K.Özet:
Dava, 2008 yılındaki bir trafik/iş kazası sonucu oluşan sigorta zararının rücuan tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak istinaf başvuruları sonucu Bölge Adliye Mahkemesi kararı esastan reddetmiştir. Davalı şirket vekili bu karara karşı temyiz istemiştir. Mahkeme, davalı işverenin kazanın oluşunda iş sağlığı ve işçi güvenliği mevzuatı yönünden kusuru tespit edilmemesi ve eksik araştırma sonucu verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna hükmetmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri; 506 sayılı Kanunun 26. maddesi, 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün 2. maddesi ve devamındaki maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... Anadolu 20. İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum ve davalılardan ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, 03.06.2008 tarihinde geçirdiği trafik/iş kazası sonucunda kazalıya bağlanan gelir ve geçici iş göremezlik ödeneğinden oluşan kurum zararının rücuan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı şirket vekili, belirsiz alacak davası açılamayacağını, dava konusu olayla ilgili olarak ... 17. İş Mah. 2014/741 K sayılı ilamıyla kazalı sigortalıya tazminat ödemeye mahkum edildiklerini, söz konusu kazada kusurlarının bulunmadığını, olayda kaza ve kastın bulunmadığının rapor ile de ortaya konduğunu, kazaya karışan aracın tüm bakımlarının yapıldığını, kazalıya tazminatların ödendiğini, aracın trafik sigortacısına ve kasko sigortacısına da ihbar yapılmasını, kazada işveren olarak hiçbir kusurlarının bulunmadığını, ceza dosyasının da bu dosya için bağlayıcı olmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... duruşmadaki beyanında, olayın tamamen kaza olduğunu, ... 17. İş Mahkemesi ve ... 36. Asliye Ceza Mahkemesi kararlarının kendisi ile ilgili olup kesinleşmiş olmalarına rağmen o kararlarda belirtilen bedelleri de ödeme imkanının olmadığını, talep edilen paraları ömür boyu ödemesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"1-Talebi artırılan davanın kabulü ile;
a)İlk Peşin Sermaye Değeri+SYZ yönünden 128.093,21 TL'nin 29/02/2012 onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Geçici iş göremezlik ödeneği yönünden 1.793,99 TL'nin 21/12/2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
"... Anadolu 20. İş Mahkemesi'nin 20/06/2019 tarihli, 2017/247 Esas - 2019/201 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı Kurum vekili ve davalı ... vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı Yasa'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine" karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı şirket vekili, kusura itirazla kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1)Dava, 03.06.2008 tarihinde meydana gelen trafik/iş kazası sonucu sigortalıya bağlanan gelir ile geçici iş göremezlik ödeneğinden oluşan kurum zararının rücuan tazmini istemine ilişkin olup davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
506 sayılı Kanunun 26. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile davalının Kurumun rücu alacağından sorumluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenlepr, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Somut olayda, Mahkemece, 03.06.2008 tarihinde davalı işveren sigorta şirketi nezdinde çalışmakta iken iş görüşmesi yapmak üzere kazalının içinde bulunduğu, davalı ...'ın kullandığı aracın elektrik direği ve ağaca çarpması ile meydana gelen tek taraflı trafik/iş kazasına ilişkin eldeki rücu dosyasında, Mahkemece, tazminat dosyasında alınan kusur raporuna dayanılarak %100 kusur üzerinden davalıların sorumluluğu cihetine gidilmiş ise de verilen kararın kusur yönünden eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı işveren şirketin sorumluluğunun kusur sorumluluğuna dayalı olduğu, işverenin kusuru varsa tazminattan sorumlu tutulabileceği göz önünde bulundurularak, davalı işverenin kazanın oluşunda iş sağlığı ve işçi güvenliği mevzuatı yönünden kusuru tespit edilmeli, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda oluşa uygun rapor alınarak, işverenin kazanın meydana gelmesinde kusuru varsa varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin davacı Kurum ve davalılardan ... vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.