Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6228 Esas 2022/8835 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6228
Karar No: 2022/8835
Karar Tarihi: 09.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6228 Esas 2022/8835 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti isteğiyle açılan davada, ilk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş, istinaf başvurusunda bulunan davacının istinafı esastan reddedilmiştir. Ancak temyiz istemi üzerine yapılan incelemede, davacının çalışmasının fiili olup olmadığının belirlenmesi için yeterli delil toplanmadığı ve eksik inceleme yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, karar usul ve yasaya aykırı bulunmuş, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.
506 sayılı Kanunun 79/10 ve 5510 sayılı Kanunun m. 86/9. maddelerine göre, belirli belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıklarını Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, mahkemeye başvurarak 5 yıl içerisinde alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bu ilamda belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır. Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerekmektedir. Tanık beyanları değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar da dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu belirlenmelidir. Sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin davalar ise, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır ve çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünd
10. Hukuk Dairesi         2022/6228 E.  ,  2022/8835 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Malatya 1. İş Mahkemesi



    Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 25.06.1988 tarihi olduğunun tespitini talep etmiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, işe giriş bildirgesinin yeterli olmayıp fiili çalışma olgusunun ispatlanması gerektiğini, davanın reddinin gerektiğini bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    “Davanın reddine,” karar verilmiştir.
    B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    “Davacının, Malatya 1. İş Mahkemesi'nin 25/10/2018 tarih ve 2017/284 Esas - 2018/584 Karar sayılı ilamına yönelik istinaf başvurusunun, HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı, mahkeme kararının eksik inceleme ile verildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu kararın bozulmasını talep etmiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddelerine göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    Tanık beyanları değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar da dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Öte yandan 506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan davalar ise, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
    Eldeki davada, davacı adına düzenlenen 25.06.1988 tarihli işe giriş bildirgesinin 20.07.1988 de Kurum’a intikal ettiği, dönem bordrosunun dosyada olduğu, Mahkemece davacı ve bir kısım bordro tanıklarının dinlendiği, dinlenen tanıkların beyanlarının çelişkili olup, çalışma olgusunun varlığı ve sürekliliği noktasında kanaat edinmeye yeterli olmadığı görülmektedir.
    Mahkemece diğer bordro tanıklarının da dinlenerek davacının çalışmasının fiili olup olmadığının, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulup; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara