Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6453 Esas 2022/8903 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6453
Karar No: 2022/8903
Karar Tarihi: 13.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6453 Esas 2022/8903 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/6453 E.  ,  2022/8903 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi İş Mahkemesi

    Dava, davacının yurt dışı borçlanmasının 5510 sayılı yasanın 4/1-a maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiğinin tespiti, davacıya yaşlılık aylığı bağlanarak faizi ile ödenmesi istemlerine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Dava; davacının yurt dışı hizmet borçlanmasının 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesi kapsamında olduğunun tespiti ile aksine kurum işleminin iptali, davacıya 01.08.2017 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması ve aylıkların faizi ile birlikte ödenmesi istemlerine ilişkindir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, yaşlılık aylığı koşulları oluşmadığından tahsis talebinin reddedildiğini, Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne, davacının yurt dışı borçlanma talebinin 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin, davacının tahsis talep tarihi olan 21.07.2017 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı alma şartlarını tamamladığının, davacıya 01.08.2017 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin, bağlanması gereken aylıkların ait oldukları ay dikkate alınarak aylıkların ödenmesi gereken tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline, karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
    Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6'ncı maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.
    Kesin dönüşün, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade ettiği; “sosyal sigorta ödeneği” deyiminden, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerin amaçlandığı; “sosyal yardım ödeneği” ibaresinin ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlamını taşıdığı kabul olunmaktadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01.02.1959 doğumlu davacının Türkiye’de 14.07.1978 ile 23.07.1978 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında, 20.04.1982 ile 31.08.1987 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında ve 02.10.2014 ile 07.10.2014 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında hizmeti bulunduğu, 07.08.2014 tarihinde Kuruma intikal eden dilekçe ile yurt dışı hizmetini borçlanma talebinde bulunduğu, Kurumca 01.11.1987-01.04.1996 arası 4/a kapsamında borç tahakkuk cetveli düzenlenip davacı vekiline 30.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 3031 gün karşılığı borçlanma bedelini 24.12.2014 tarihinde ödediği, 24.07.2017 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu,Kurumun 23.11.2017 tarihli yazı ile, davacıya, yurt dışı borçlanma müracaat tarihinde en son 4/b kapsamında sigortalı olduğu ve bu nedenle borçlanmasının 4/b kapsamında yapılması gerektiği halde sehven 4/a kapsamında borçlandırıldığının anlaşıldığını, 4/a kapsamındaki borçlanmanın 4/b kapsamına aktarıldığını, yaşlılık aylığı koşullarının bulunmadığını belirterek, davacının tahsis talebini reddettiği anlaşılmaktadır.
    Davacının, 02.06.2020 tarihli yurt dışı hizmet belgesinde, Almanya’da 01.09.1987 tarihinden 31.12.2019 tarihine kadar kesintisiz zorunlu prime tabi çalışmasının devam ettiği, davacının yargılama sırasında 22.06.2020 tarihinde borçlanma talebinde bulunduğu, 18.12.2019-31.12.2019 tarihleri arası 4/b kapsamında 14 gün karşılığı borçlanma bedelini 14.08.2020 tarihinde ödediği, yine yargılama sırasında 20.01.2021 tarihinde borçlanma talebinde bulunup, 02.04.1996-11.04.1996 arası 10 günü 4/b kapsamında borçlandığı ve borçlanma bedelini 22.01.2021 de ödediği, bu şekilde yaşlılık aylığı bağlanması için eksik kalan prim ödeme gün sayısını tamamladığı görülmektedir.
    Somut olayda, davacının 02.10.2014-07.10.2014 tarihleri arasında Türkiye’de 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığı bulunduğunun ve Kurum tarafından tahakkuk ettirilen borçlanma bedelini de 24.12.2014 tarihinde ödediğinin anlaşılması karşısında, davacının yurt dışı hizmet borçlanma süresinin, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi isabetli bulunmuştur.
    Ancak,davacının tahsis talep tarihi olan 24.07.2017 tarihinde, yurt dışı borçlanması dahil 4976 prim günü olup, eksik prim ödeme gün sayısının, Mahkeme tarafından, yargılama sırasında davacının 14.08.2020 tarihinde ve 22.01.2021 tarihinde ödediği yurt dışı hizmet borçlanma sürelerinin de dahil edilmesi ile 5000 güne tamamlatıldığının, böylece 506 sayılı Yasanın Geçici 81 B/a maddesi kapsamında öngörülen tahsis koşullarının oluştuğunun anlaşılması karşısında; koşulların oluştuğu son ödeme tarihi olan 22.01.2021 tarihini takip eden ay başı olan 01.02.2021 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerekirken, yazılı şekilde 01.08.2017 tarihi itibariyle aylık bağlanması yerinde görülmemiştir.
    Öte yandan, 02.06.2020 tarihli yurt dışı hizmet belgesine göre, davacının kesin dönüş yapmaksızın, Almanya’da 31.12.2019 tarihine kadar kesintisiz zorunlu prime tabi çalışmasının devam ettiğinin anlaşılması karşısında; yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, aylık koşullarının oluştuğu 01.02.2021 tarihi itibariyle, kesin dönüş koşulunun varlığının tespiti açısından, davacıya ait son tarihli Alman TR4 belgesi celbedilip, aylığa hak kazanma koşulları bu yönden de irdelenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara