Esas No: 2022/6042
Karar No: 2022/8919
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6042 Esas 2022/8919 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6042 E. , 2022/8919 K.Özet:
Davacı, şirket ortaklığı nedeniyle yapılan sosyal güvenlik destek primi tahakkukuna itiraz etmiş ve primlerin iadesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş, ancak davalı kurum temyiz etmiştir. Yüksek Mahkeme, davacının şirket faaliyetinin devam ediyor olduğunu tespit etmiş ve primlerin ödenmesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu nedenle, istinaf kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmü bozulmuştur. İlgili kanun maddesi, 1479 sayılı Yasa'nın 24/I. maddesi ve 4447 sayılı Yasa'nın 38. maddesi ile eklenen ve “Sosyal Güvenlik Destik Primi” başlığını taşıyan ek 20. madde hükmüdür. Bu düzenlemeler, pasif sigortalıların yaşlılık aylıklarından sosyal güvenlik destik primi kesilmesi hakkında detaylı bilgi vermektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... 20. İş Mahkemesi
Dava, şirket ortaklığı nedeniyle kurumca yapılan sosyal güvenlik destek primi tahakkukuna dair işlemin iptali ve emekli aylığından bu nedenle yapılan kesintilerin iadesi, istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı; ortağı olduğu limited şirketin sicil kaydının 2011/4 ayında resen terkin edilmekle birlikte faaliyetinin 2007/11 ayında sona erdiğini, davalı kurumun terkin tarihinden önce faaliyette bulunulmayan dönemde de aylığından SGDP kesintisi yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek; 2007/11 döneminden itibaren SGDP kesintisinin sonlandırılarak yersiz alınan SGDP kesintilerinin davalı kurum tarafından iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12.10.2017 tarihli celsede talep sonucunu açıklığa kavuşturarak; görülmekte olan bu davada 2007/11 döneminden sonra tarafına Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulanmasına ilişkin davalı kurum işleminin iptalini ve kendisinden yersiz olarak tahsil edilen 2007/11 - 2011/04 dönemleri arası Sosyal Güvenlik Destek Primlerinin tarafına iadesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı kurum davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın kabulü ile; Davacıya 2007/11 döneminden sonra Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulamasına ilişkin davalı kurum işleminin iptaline, Davacıdan yersiz olarak tahsil edilen 2007/11 - 2011/04 dönemleri arası Sosyal Güvenlik Destek Primlerinin davacıya iadesinin gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“Davalı Kurumun istinaf isteminin reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, vergi dairesine verilen beyannamelerin matrahsız olmasının şirketin faaliyette olmadığını göstermeyeceği, şirketin mükellefiyet terkin tarihinin 30.04.2011 olup kurum işleminin yerinde olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Yasa'ya, 4447 sayılı Yasa'nın 38. maddesi ile eklenen ve 08.09.1999 tarihi itibarîyle yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Destik Primi” başlığını taşıyan ek 20. madde hükmü ile, “bu yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlananlardan 24. maddenin I numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların sosyal yardım zammı dâhil tahakkuk eden aylıklarından; aylığın bağlandığı, yasadan önce yaşlılık aylığı bağlananlardan yasanın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren çalışmalarının sona erdiği ay dâhil %10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.” düzenlemesi getirilmiş; pasif sigortalıların yaşlılık aylıklarından sosyal güvenlik destik primi kesilmesi, 1479 sayılı Yasa'nın 24/I. maddesi kapsamında kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmanın varlığı koşuluna bağlanmıştır.
Anılan maddenin 1. fıkrasında 24.07.2003 kabul tarihli ve 4956 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle; “bu kanuna göre yaşlılık aylığı bağlananlardan sadece ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefiyeti devam edenlerin sosyal güvenlik destek priminden sorumlu olacakları” öngörülmüş ve anılan Yasanın 57. maddesine göre bu değişikliğin yürürlük tarihi 02.08.2003 olarak belirlenmiş; daha sonra 22.01.2004 kabul tarihli, 5073 sayılı Yasa'yla yapılan değişiklikle de, anılan 1. fıkranın 4956 sayılı Yasa’dan önce yürürlükte bulunan hükmüne benzer bir düzenleme getirilerek “bu Yasa'ya göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin I numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dâhil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren sosyal güvenlik destek primi kesileceği” öngörülmüş olup, anılan değişikliğin yürürlük tarihi ise 28.01.2004 tarihidir.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu olan 2007/11 ile 2011/4 dönemleri arasında davacının şirket ortaklığının ve şirketin vergi mükellefiyetinin devam ettiği anlaşıldığından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/21-441 E. - 2018/565 K. ve 2016/21-1235 E. - 2017/1540 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, davacının sosyal güvenlik primi ödemesi gerektiği sabit olup, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.