Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7015 Esas 2022/8895 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7015
Karar No: 2022/8895
Karar Tarihi: 13.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7015 Esas 2022/8895 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu, hizmet tespiti istemidir. Mahkeme, davalı kurumun belirli bir tarihe kadar çalıştığına karar vermiş ve davayı kısmen kabul etmiştir. Ancak, hüküm sonucunun tam olarak gösterilmemesi ve infaza uygun olmaması nedeniyle karar, temyiz edilerek bozulmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: 1982 Anayasası'nın 142/3 maddesi, HMK'nın 297/1-c ve 298. maddeleridir. HMK 297. madde, hüküm sonucunun açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini zorunlu kılar. HMK 298. madde ise, hüküm sonucunun tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olmaması gerektiğini vurgular.
10. Hukuk Dairesi         2022/7015 E.  ,  2022/8895 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamından sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum ile davalı ... avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1982 Anayasası 142/3 maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde:
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
    b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
    c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
    ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
    d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
    e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    (2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
    Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298. maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. HMK’nın “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi;
    “(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
    (2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    (3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
    (4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
    Mahkeme kararı kanunda açıkça belirtilmiş unsurları ihtiva etmeli ve belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararda bulunması gereken hususlar HMK 297. maddede ayrıntılı olarak tek tek sayılarak gösterilmiştir. Bunun sebebi, kararın açık ve gerekçeli olması, infazı kabil olması ve hukuki dinlenilme hakkının yerine getirilmesidir. 298. maddeye göre de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacaktır.
    Kararda yazılması gereken en önemli unsurlardan birisi de hüküm sonucudur. Zira hüküm sonucu, davacının somut talepleri hakkında infaz edilebilecek ve kesin hükme konu olabilecek şekilde kaleme alınmalıdır. Madde 297/2 “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”.
    Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, infaza elverişli olarak gösterilmesi zorunludur. Mahkemece,davacının 01/01/1989 - 01/12/1990 ile 01/01/1991 ile 31/12/2000 tarihleri arasında yaz tatilleri süresi dışlanarak 2890 gün sayısı ile ... Sosyal Yardımlaşma Vakfında ... sözleşmesine tabi olarak prime esas olarak çalıştığının tespitine,13/12/2021 Tarihli bilirkişi raporunun netice ve kanaat kısmında yer alan 1 nolu kısmındaki 2710 gün + 180 gün sömestr süresinin dikkate alınmasına kararın eki sayılmasına, davanın Milli Eğitim Bakanlığı yönünden reddine karar verilmiştir.
    Davacının, talep konusu dönem içinde her bir takvim yılı içerisinde hangi tarihlerde ne kadar süre ile çalıştığının hüküm bölümünde açıkça ve tereddüte mahal bırakmaksızın gösterilmesi gerekirken, bilirkişi raporuna atıf yapılarak, infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı ... ile davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 13.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara