Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7078 Esas 2022/9072 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7078
Karar No: 2022/9072
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7078 Esas 2022/9072 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/7078 E.  ,  2022/9072 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    İlk DereceMahkemesi : Adana 6. İş Mahkemesi



    Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı kazalı ... 18/04/2014 tarihinde dava açarak 5.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 05/03/2019 tarihinde davacı kazalı ... adına maddi tazminat istemi 218.751,36 TL’ye arttırılmıştır.
    II-CEVAP
    Davalı davaya cevabında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince 218.751,36 TL maddi tazminattan 125.000,00 TL’sinin kaza tarihi olan 04/11/2010 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek temlik alan ...’e, 93.751,36 TL’sinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı kazalıya verilmesine, yine 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/11/2010 itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı kazalıya verilmesine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle ilk derece mahkemesi tarafından üstünlük tanınan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasındaki gerekçenin gösterilmediğini, oysa kurum iş kazası inceleme raporunda davacı kazalıya %100 oranında kusur verildiğini, kazanın meydana gelmesinde kusurlu tarafın davacı olduğunu, müvekkili şirket tarafından tüm iş güvenliği tedbirlerinin alındığını, kendilerine atfedilecek kusur bulunmadığını, dava dosyası incelendiğinde davacı ...’ın alacağının 50.000,00TL'sini 15/09/2017 tarihli temlik sözleşmesi ile ...'e temlik ettiğini, temlik alan ... tarafından da 20/03/2018 tarihli temlik sözleşmesi ile 50.000,00 TL bedelle ...'a temlik edildiğini, ...tarafından da temlik alınmadan 2 ay önce yapılan bir sözleşme ile 450.000,00 TL bedelle ...'e temlik edildiğini, dava dosyası değerinin 450.000,00TL olması ve temlik bedellerinin dava değerinden fazla olması nedeniyle harçların tamamlatılması gerekirken bu harçların tamamlatılmadığını, harçlar tamamlatılmamasına rağmen temlik alan lehine temlik miktarının üzerinde 125.000,00 TL alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, istinaf mahkemesi tarafından bu husus dikkate alınmaksızın karar verildiğini, davanın vekaletname olmaksızın ... adına Av.... tarafından 05/03/2019 tarihinde ıslah edildiğini, ıslah harcının süre geçtikten sonra 15/04/2019 tarihinde yatırıldığını, ayrıca davacı kazalı ...'ın ıslah talebi vekaletname olmasızın yapıldığından ortada geçerli bir ıslah olmamasına rağmen ıslah talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu husus dikkate alınmadan karar verildiğini, davacının talebinin 125.000,00TL'sinin reddedildiği dikkate alındığında kendileri lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürmüştür.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dosya kapsamından dava devam ederken henüz hesap raporu alınmadan önce dosyaya alacağın temlikine (dava konusunun devrine) ilişkin çeşitli belgeler ibraz edildiği, 25/09/2017 tarihli temliknamede davacı kazalı ...’ın eldeki temyiz incelemesine konu 2016/506 Esas sayılı dava dosyasındaki doğmuş ve doğacak olan çalışma gücünün kaybı tazminatı olan alacağının 50.000.00 TL’lik kısmının (İşlemiş ve işleyecek faiz ve feriler ile birlikte), ... isimli gerçek kişiye tek taraflı devir ve temlik ettiğinin, 28/03/2018 tarihli temliknamede eldeki dava dosyasındaki doğmuş ve doğacak olan çalışma gücünün kaybı tazminatı olan alacağın 50.000.00 TL’lik kısmını (İşlemiş ve işleyecek faiz ve feriler ile birlikte) davacı kazalıdan temlik alan ...’in aynı tutarı ...isimli kişiye temlik ettiğinin, 27/08/2018 tarihli temliknamede davacı kazalı ...’ın eldeki temyiz incelemesine konu 2016/506 Esas sayılı dava dosyasındaki alacağının 125.000.00 TL’lik kısmının (tüm ferileri ile birlikte), ...isimli gerçek kişiye temlik ettiğinin, 18/10/2018 tarihli temliknamede davacı kazalı ...’ın 2016/506 Esas sayılı dava dosyasındaki alacağı ile ilgili olarak 50.000.00 TL’yi 25/09/2017 tarihinde, 125.000.00 TL’yi 18/08/2018 tarihde ve 225.000,00 TL’yi 18/10/2018 tarihinde elden nakit olarak alarak toplamda 400.000.00 TL bedel karşılığında alacağının tamamını tüm ferileri ile birlikte ...isimli gerçek kişiye tek taraflı devir ve temlik ettiğinin, 14/02/2019 havale tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen son temliknamede ise ...isimli kişinin 2016/506 Esas sayılı dava dosyasındaki geçici vc kalıcı iş göçü kaybı tazminatının tamamını 450.000.00 TL bedel karşılığında ... isimli kişiye tüm ferileri ile devir ve temlik ettiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun, “Dava Konusunun Devri” başlıklı 125. maddesinde;
    “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir;
    a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
    b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
    (2)Davanın açılmasında sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder”, hükümlerine yer verilmiştir.
    Somut olayda dosyada mevcut 5 ayrı temliknamenin davadan sonra ve fakat bilirkişi hesap raporunun düzenlenmesinden önceki tarihlere ilişkin olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu anlamında geçerli bir temliknamenin varlığı halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yukarıda bahsedilen 125. maddesindeki düzenlemelere göre dava konusu hakkı temlik edenin davacı sıfatının sona erip devralanın taraf sıfatını kazanacağı ve davaya kaldığı yerden devam edeceği hükmü nazara alınıp, anılan maddenin davanın muhtelif sonuçlarına yargılama giderleri yönünden getirdiği düzenlemeler de göz önünde tutularak ve bu kapsamda taraf sıfatının ve davacılık sıfatı dönemlerinin belirlenip zarara yönelik itiraz ve ıslahın da davacılık sıfatına haiz olanlar tarafından yapılabileceğini gözeterek irdeleme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece yapılacak iş dosyada mevcut 5 ayrı temliknamenin davadan sonra ve fakat bilirkişi hesap raporunun düzenlenmesinden önceki tarihlere ilişkin olduğunu, davacının temlikle ilgili olarak aldatıldığına dair 29/04/2021 tarihli dilekçe içeriğindeki beyanlarını nazara alarak, itiraz niteliğinde olan bu beyanlar gereğince temliklerin iptaline dair bir dava açılıp açılmadığını araştırmak, açılmışsa söz konusu davanın sonuçlanmasını beklemek, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu anlamında temliknamelerin geçerli olduğu sonucuna varlığı takdirde istemin hem maddi hem de manevi tazminata ilişkin bulunduğunu, temliknamelerde bu yönde bir açıklık olmadığını, öncelikle bu hususun belirlenip araştırılması gerektiğini, giderek manevi tazminat istemi yönünden 4728 sayılı TMK’nın 25/4. maddesi kapsamındaki koşullar da gözetilip manevi tazminatın temlike konu edilip edilemeyeğini, devamında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yukarıda bahsedilen 125. maddesindeki düzenlemelere göre dava konusu hakkı temlik edenin davacı sıfatının sona erip devralanın taraf sıfatını kazanacağı ve davaya kaldığı yerden devam edeceği hükmünü, anılan maddenin davanın muhtelif sonuçlarına yargılama giderleri yönünden getirdiği düzenlemelerini nazara alarak taraf sıfatını ve davacılık sıfatı dönemlerini belirlemek, zarara yönelik itiraz ve ıslahın da davacılık sıfatına haiz olanlar tarafından yapılabileceğini dikkate alarak çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
    O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılmasına, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 14/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara