Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/260 Esas 2021/2523 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/260
Karar No: 2021/2523
Karar Tarihi: 23.12.2021

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/260 Esas 2021/2523 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı yüklenici, Ordu'da bulunan bir inşaat projesinde imzalanan sözleşmeye uygun olarak işin ifasını gerçekleştirdiği halde kendisine düşen birinci kat 4 nolu bağımsız bölümün tapusunun verilmediği gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiş; ancak davalı arsa sahipleri davanın reddini savunmuştur. Yapılan yargılama sonucunda davacının davanın reddine karar verilmiştir. Davacı asil tarafından temyiz edilen karar, avukatının vekillikten çekilmesi sebebiyle süresinde temyiz edilmemiştir.
Kanun maddelerine gelince, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 82. maddesinde vekilin istifası durumunda vekaletin devam edeceği süre ve istifanın mahkemeye bildirilmesi gibi hususlar düzenlenmiştir. Ayrıca, HMK’nın 373. maddesi gereği de dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'ne gönderilmesi kararlaştırılmıştır.
6. Hukuk Dairesi         2021/260 E.  ,  2021/2523 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    -KARAR-

    Davacı yüklenici, taraflar arasında imzalanan Ordu .... Noterliği"nin 28.06.2012 tarih ve 4111 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca işin yapılıp bitirilmesine rağmen, sözleşme uyarınca kendisine düşen birinci kat 4 nolu bağımsız bölümün tapusunun verilmediğini belirterek tapu kaydının iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, davalı arsa sahipleri davanın reddini savunmuş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacı yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işin ifasını gerçekleştirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi sonucunda bölge adliye mahkemesince davacı yüklenicinin istinaf taleplerinin reddine, davalı ...’in istinaf taleplerinin kabulü ile tescili talep edilen bağımsız bölüm değeri üzerinden hesaplanan nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak bu arsa sahibine verilmesine karar verilmiş, söz konusu kararın davacı yüklenici ile davalı arsa sahipleri ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmesi sonucunda (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/1504 Esas, 2020/2047 Karar ve 03.07.2020 tarihli kararı ile davalılar ..., ..., ..., ... vekillerinin temyiz taleplerinin kabulü ile bu davalıların da ilk derece mahkemesince avukatlık ücreti yönünden verilen karara karşı 06.02.2019 tarihli harçlandırılmış istinaf dilekçesi ile süresinde istinaf başvurusunda bulunulmasına rağmen bölge adliye mahkemesince bu davalıların istinaf başvurusu talebinde bulunmadıkları gerekçesiyle istinaf taleplerinin esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermemesi, sadece davacı yüklenici ile diğer davalı arsa sahibi ...’in istinaf başvurusunun değerlendirilerek sonuca gidilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma kararı sonrasında bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine kararı verilmiştir.
    Verilen karar davacı asil tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 Sayılı HMK’nın 82. maddesinde; “(1)İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. (2) Vekilin istifa etmiş olması hâlinde, vekâlet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. (3) Yukarıdaki fıkralarda yer alan hususlar, istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekâlet verene ihtaren bildirilir.” hükümleri düzenlenmiştir. Vekilin, vekaletten istifa etmesi ile davadaki vekalet görevi son bulur. Ancak söz konusu madde uyarınca, vekilin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder ve istifanın mahkemeye bildirilmesinden önce vekile karşı yapılan tebliğler geçerli olup, istifanın tebliğinden itibaren iki hafta süreyle vekalet devam ettiğinden vekilin özellikle süreye bağlı işlemleri yapma zorunluluğu bulunmaktadır.
    Söz konusu açıklamayı uyuşmazlığımız bakımından değerlendirdiğimizde; davacı avukatı Yunus Gençel’e gerekçeli kararın 30.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, avukatın 12.10.2020 tarihinde verdiği dilekçe ile vekillikten çekildiğini belirttiği, bu dilekçenin davacı asile 22.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı asil tarafından 04.11.2020 tarihinde kararın temyiz edildiği anlaşılmış ise de, yukarıda izah edildiği üzere istifanın asile bildirilmesinden itibaren iki hafta süreyle vekilin vekalet görevi devam edeceğinden, gerekçeli kararın 30.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık temyiz süresinin 15.10.2020 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, temyiz dilekçesinin sürenin dolmasından sonra 04.11.2020 tarihinde verildiği anlaşıldığından temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı asilin temyiz başvurusunun süre yönünden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 23.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara