Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6234 Esas 2022/9146 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6234
Karar No: 2022/9146
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6234 Esas 2022/9146 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/6234 E.  ,  2022/9146 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk DereceMahkemesi: Elazığ İş Mahkemesi


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 25.11.2005 tarihinde davalı şirkette işe girdiğini, 10.01.2017 tarihine kadar ara vermeksizin büro elemanı olarak çalıştığını, davacıya artık işe gelmeyin denilmesi üzerine Elazığ l.Noterliğinin 10.01.2017 tarih ve 00697 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle iş akdini tek taraflı olarak feshettiğini, davacının işyeri kayıtlarına göre 10.10.2006 tarihinde işe girmiş göründüğünü, müvekkilinin bahsedilen zaman aralığında devamlı çalışmasına rağmen davalı işveren tarafından işe giriş bildirgesinin geç ve hatalı olarak SGK’ya bildirildiğini beyanla 25.11.2005 ile 10.01.2017 tarihleri arasında kuruma bildirilmiş günler hariç olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı vekili 14.04.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkette ofis elemanı olarak çalıştırıldığını, çalıştığı süre içinde şirketin ticari sır olarak vakıf olduğu bilgilere tanık olarak bildirdiği kişilerin de içinde olduğu kişilere bildirmesi ve yapılan ve yapılacak işleri bu eylemiyle engellediği, şirkete zarar verdiğinin fark edilmesi üzerine bu hususun açıklanması talep edildiğinde işyerinden uzaklaştığını, bu hususların delillendirilmeye, şüphelerin kuvvetlenmesi üzerine iş sözleşmesinin feshedildiğini, bunun üzerine davacının davalı şirkete Elazığ l.Noterliğinin 10.01.2017 tarih ve 697 yevmiye no lu ihtarını gönderdiğini, akabinde davalı şirket tarafından Elazığ 2.Noterliğinin 18.01.2017 tarih ve 126 yevmiye no lu cevabi ihtarnamenin gönderildiğini, vergi, SGK ve bilanço kayıtlarına göre davalı şirketin 2004 yılında hukuken faaliyete geçtiğini, 2005 yılında bir tek davacının ağabeyi ve davacı tarafça tanık olarak gösterilen ...'ın çalışmaya başladığını, bu dönemde yapılan küçük çaplı işlerin hizmet alımı şeklinde gerçekleştiğini, 2006 yılında faaliyetin genişlemesi ve üretime geçilmesi neticesinde personel çalıştırılmaya başlandığını, davacının da 2006 yılı sonunda çalıştırılmaya başlandığını, çalışan sayısının o tarih itibariyle 7 kişiye ulaştığını, Hizmet dökümü cetveli incelendiğinde giriş ve çıkış gibi görünen işlemlerin şirketin iş yaptığı yerlerdeki SGK sicil no su değişikliğinden kaynaklandığını, arada davacının zaman zaman kendi iş sözleşmesini sona erdirip çalışmaya da ara verdiği bir gerçeklik olduğunu, davacının aralıksız çalışma iddiasının dosyaya sunulan tescil ve hizmet dökümü belgesinden görüleceği üzere haksız ve gerçek dışı olduğunu, davacının ilk işe giriş tarihinin 10.10.2006 olduğunu ve bu tarihten sonra davacının kesintili olarak çalışıp 09.01.2017 tarihinde işyerinden çıktığını, davacının kesintili olarak çalışması neticesinde hizmetlerin bölündüğünü, bu çalışmaların her kesintisinin hak düşürücü süre için ayrı ayrı ele hesaplanması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Feri Müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ...'ın çalışmalarının kuruma bildirilen kadar olduğunu, davacının bunun dışındaki dönemlerde sürekli fiili olarak çalıştığını ispatlamak zorunda olduğunu beyan etmekle davanın reddini savunmuştur.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesi tarafından, “Davanın kısmen kabulüne,
    1-Davacının 10/10/2006-09/01/2017 tarihleri arasında kuruma bildirilen süreler hariç davalı iş yerinde sürekli ve asgari ücretle çalıştığının tespitine,” karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davalı şirket vekili, davacının çalışmalarının kesintili olduğunu, taleplerinin hak düşürücü süreye uğradığını, aksi yöndeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
    Fer'i müdahil Kurum vekili, davacının çalışmalarının Kuruma bildirdiği kadar olduğunu, kaldırma kararındaki eksikliklerin yerine getirilmeden karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
    B- BAM KARARI
    "Davalı şirket vekilinin ve fer'i müdahil Kurum vekilinin Elazığ İş Mahkemesi'nin 2019/580 Esas, 2020/641 Karar sayılı ilamına yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, " karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı ... vekili istinaf dilekçelerinde belirtilen nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının bozulması gerektiğini beyan etmişlerdir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Somut olayda, yukarıdaki açıklamalar kapsamında yeterli araştırma yapılmadığı, mahkemece dinlenen ve davacının çalışmasının aralıksız devam ettiğini bildiren tanıklar ..., İsmet Tursun ve ...’nın çalışmalarının kesintili olduğu, diğer dinlenen ve davacının çalışmalarının kesintili olduğunu bildiren bordro tanıklarının da, davacının çalışmasın kesintili olduğu yönünden beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
    Mahkemece yapılacak iş; davacının hizmet tespitini talep ettiği dönem yönünden, davalı işveren yanında kesintisiz çalışmaları bulunan bordro tanıklarının tespit edilerek bunların dinlenilmesi, varsa komşu işyeri tanıklarının da tespiti yapılarak dinlenilmeli, tanık anlatımları arasındaki çelişki giderilmeli ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara