Esas No: 2011/1923
Karar No: 2011/1525
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1923 Esas 2011/1525 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/07/2009
NUMARASI : 2008/550-2009/401
Davacı iş sözleşmesinin kendisi tarafından usulsüz yapıldığı iddia edilen işlemlerin bankadaki üst amir ve birim şeflerinin talimatı ve baskısı ile yaptığını, söz konusu uygulamanın bankada geçmişten beri bilinerek yapıldığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı fesih işleminin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, müşteri ilişkileri yönetici yardımcısı olarak çalışan şahısların müşteri hesaplarındaki yaptıkları usulsüzlüğün anlaşılması üzerine, onların hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, söz konusu inceleme sırasında davacının meydana gelen zimmet olayında geçerli müşteri imzası olmadan, hesap sahibi şahıs ve şirket yetkililerini görmeden 33 adette toplam 824.448,20 TL.lık tediye işlemini gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, bu işlemlerden dolayı meydana gelen zararın oldukça mühim olduğunu belirterek davacının iş sözleşmesinin bu sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının kendi üstündeki müşteri temsilci yardımcısının talimatı ve onu da denetleyebilecek üst düzey banka yöneticilerinin, denetleme imkanı altında, aktif ve hızlı bankacılık işlemlerinin gerçekleştirilmesi maksadı ile işlem yaptığını bu hali ile davacının, iş akdinin feshinin adil ve hakkaniyete uygun bulunmadığı sonucuna varılarak davacının işe iade isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih
imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda davacının amirinin yasa dışı işlem yapılması talebine karşı çıkmadığı gibi durumu yetkililere bildirmeyerek işverene doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, davacının müfettiş raporuyla tespit edildiği üzere fesih sebebi yapılan eyleminin İK 25/II-e maddesindeki sebebi oluşturduğu açık olmasına rağmen yazılı gerekçelerle davanın kabulü hatalı bulunmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)Davanın REDDİNE,
3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100.00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak oybirliğiyle 30.09.2011 tarihinde karar verildi.