Esas No: 2022/5021
Karar No: 2022/9194
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5021 Esas 2022/9194 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5021 E. , 2022/9194 K.Özet:
Davacı, Bağ-Kur sigortalılık tespiti istemiyle davalı Kurum'a başvurmuş ancak tescil yapılmamıştır. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş, istinaf başvurusu reddedilmiş, temyizde ise davalı Kurum vekili kararın bozulmasını talep etmiştir. 1479 sayılı Kanun'un uygulanacağı tarihlerdeki sigortalılık niteliği araştırması eksik yapılmıştır. Yapılan düzenlemeler, sigortalılık niteliği kazananların haklarının ortadan kalkmayacağı ve kazanılmış hakların korunacağı yönündedir. Bu nedenle, dava konusu döneme ilişkin talebin reddedilmesi gerekmekte olduğu belirtilmiştir. Bu dönemde 1479 sayılı Kanun'un 24 ve 25. maddelerinde “...kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”, “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren” zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Dava, Bağ-Kur sigortalılık tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacının 04/10/2000 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı sayıldığını ancak 28/08/1990-12/11/1992 ve 19/11/1992-28/02/2018 tarihleri arasında vergi kaydının bulunması nedeniyle 28/08/1990 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğini ancak davalı Kurumca tescilinin yapılmadığını, buna yönelik talebinin de davalı Kurum tarafından reddedildiğini ileri sürerek davacının 28/08/1990 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davacının 04/10/2000 tarihinden önce müracaat etmemesi nedeniyle dava konusu dönemde sigortalı sayılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
" Davanın kabulü ile davacının 28/08/1990-03/10/2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine," şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle, istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava; 28.08.1990-03.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
Dosya kapsamı incelendiğinde, 28.02.2001 tarihinde verilen işe giriş bildirgesine istinaden 04.10.2000 tarihinden itibaren Bağ-Kur tescili yapılan davacının, 28.08.1990-12.11.1992 tarihleri arasında nakliyecilik faaliyetinden, 19.11.1992 den itibaren de kasaplık faaliyetinden dolayı vergi, 18.11.1992 tarihinden itibaren oda, 06.01.1993 tarihinden itibaren sicil kaydının bulunduğu, 1987 tarihinden itibaren ehliyetinin bulunduğu da dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, 13.11.1992-18.11.1992 tarihleri ve arasına ilişkin dönem yönünden söz konusu hüküm eksik araştırmaya dayalıdır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24. ve 25. maddelerinde “...kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”, “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren” zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemede, kendi adına ve hesabına çalışma koşuluna ek olarak “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar” kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadır.
22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte ise, bu kez, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gerçek ve götürü usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlardan” gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemede de; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gelir vergisi mükellefi olanlar ile, gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıt olanlar” sigortalı sayılmışlardır.
Yukarıda açıklanan tüm bu Kanunlarla yapılan değişiklikler; önceki mevzuatın öngördüğü koşullara sahip olan sigortalıların, sigortalılık niteliklerine son vermemekte, değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra Bağ-Kur sigortalılık niteliğini kazananlar yönünden yeni düzenlemeler içermektedir. Tersinin kabulü, kazanılmış hakları ortadan kaldırmak olur ki, bu durumun kabulüne yasaca ve hukukça olanak olmadığı açıktır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, 13.11.1992-18.11.1992 tarihleri ve arasına ilişkin dönem yönünden vergi, oda ve sicil kaydı bulunmayan davacının bu döneme ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle, 15.06.2022 gününde karar verildi.