Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4816 Esas 2022/9287 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4816
Karar No: 2022/9287
Karar Tarihi: 16.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4816 Esas 2022/9287 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/4816 E.  ,  2022/9287 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi :Samsun 3. İş Mahkemesi



    Dava, davacının dahili davalıya ait işyerinden bildirilen hizmetlerinin gerçek ve fiili olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali ve davacıya yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının ... İnş. Taah. Tic.Ltd.Şti. ünvanlı işyerinde iptal edilen dava konusu dönem ile ilgili çalışmasının gerçek ve fiili olduğuna, iptal edilen yaşlılık aylığının geçerli olduğunun tespiti ile aksi Kurum işleminin iptaline, davacının emekliliğinin iadesine, davacının yaşlılık aylığının kesildiği tarih itibari ile yeniden aylığa bağlanmasına ve aylıkların ödenmesi gerektiği tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının davasını yetkili mahkemede açması gerektiğini, Kurum işleminin yasaya uygun olduğunu özetle
    belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dahili davalı davaya cevap vermemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne, davacının, dahili davalı ... İnşaat Taahhüt Turizm Petrol Mobilya Nakliye Mermer İthalat İhracat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine ait işyerinden bildirilen hizmetlerinin gerçek ve fiili olduğunun tespitine ve aksine Kurum işleminin iptaline, davacıya yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına, karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili sunmuş olduğu temyiz dilekçesi ile Yerel Mahkeme kararının gerekçe kısmında Mahkemece bordrolu tanıkların dinlenildiğinin fakat dinlenen tanıkların davacının çalışmalarını hatırlayamadıklarını beyan ettiklerinin belirtildiğini, çelişkili tanık beyanlarının davayı ispata yeterli olmadığını, yine davacı ile çalıştıkları diğer ekibin kalebodur işi yapmaları nedeni ile diğer inşaat işçileri ile farklı tarihte çalışmış olmalarının da Mahkemece makul görüldüğünün belirtildiğini, taraflarınca bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, Mahkemece şirket yetkililerinin dinlenilmek istendiği, ancak şirket yetkilisi olarak gösterilen kişilerin ev hanımı oldukları ve kağıt üstünde şirket yetkilisi olarak gösterildiklerinin belirtildiğini, bu durumun da hizmetlerin sahte olduğunun göstergesi olduğunu, yasaya aykırı olarak açılan bu davanın reddinin gerektiğini özet olarak belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak usul ve yasaya aykırı olarak kurulan İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
    6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerekzaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır.
    Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olayda; Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, eksik inceleme ve araştırmaya, hatalı değerlendirmeye dayalıdır. Gerçekten Mahkemece, davacıdan dahili davalının taşeron olarak faaliyette bulunduğu, 21.07.2012 tarihinde Belediye tarafından mühürlenen inşaat işyerinde geçen çalışmalarının iptaline yönelik Kurum işleminin iptalini mi istediği yoksa bu dönemlerde dahili davalının asıl başka işyerlerinde geçen çalışmalarının tespitini mi istediği hususu açıkça sorulmadan, davacının talebinin ihtilaf konusu dönemde (26.02.2013-01.05.2013 ve 09.07.2013-05.08.2013 tarihleri arasında ) dahili davalı şirkete ait başka işyerlerinde geçen çalışmalarının tespiti ise bu talebinin yeni bir hizmet tespiti talebi olduğu dikkate alınarak bu yönde gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmadan, fiili ve gerçek çalışma olgusu her türlü şüpheden uzak bir biçimde ortaya konulmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle davacıya 26.02.2013-01.05.2013 ve 09.07.2013-05.08.2013 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının davalı Kurum tarafından denetime konu inşaat işyerinde geçip geçmediği, bu inşaat işyerinde değil de dahili davalının başka inşaat işyerlerinde ise hangi işyerlerinde geçtiği, fiili ve gerçek duruma uygun olması açısından ayrıntılı olarak Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31 inci maddesi kapsamında açıklattırılmalı, davacının istemi bu yeni işyerlerinde geçen hizmetlerinin tespiti istemi ise bulunması halinde dahili davalının ihtilaf konusu dönem içerisinde bu işyerlerinden bildirilen işyeri tescil dosyaları ve dönem bordroları Kurumdan getirtilmeli, dahili davalının müteahhitlik yaparak iş aldığı işyerleri ile ilgili yapı ruhsat belgeleri Belediyeden getirtilmeli, belgeler üzerinden ihtilaf konusu dönem ve müteahhit firma denetlenmeli, öncelikle dönem bordrolu çalışanlarının ve dahili davalının müteahhitlik yaparak iş aldığı iş sahiplerinin, yapılan iş, dönemi ve davacının yapmış olduğu iş ile ilgili olarak ayrıntılı olarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, tanık beyanları arasında çelişki bulunması halinde giderilmeli, gerek duyulması halinde özellikle davacının bu işyerlerinde çalışırken iş malzemelerini temin ettikleri firmalar ile komşu işyerleri sahipleri, çalışanları tespit edilerek bu kişilerin beyanlarına başvurulmalı, elde edilecek sonuca göre tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarını taşıyıp taşımadığı değerlendirilmeli ve sonuç olarak davacının fiili/gerçek duruma uyan hizmetini açıkça ortaya koyan, infaza elverişli bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.06.2022 gününde karar verildi.








    Hemen Ara