Nitelikli dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/647 Esas 2015/1943 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/647
Karar No: 2015/1943
Karar Tarihi: 27.05.2015

Nitelikli dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/647 Esas 2015/1943 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/647 E.  ,  2015/1943 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Hükmolunan ceza miktarlarına nazaran sanık ve müdafiinin duruşmalı inceleme taleplerinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    Sanığın, katılan firmanın çalışanı olarak işlemleri takip edebilmesi için verilen vekaletnameye göre şirket adına araç kiralamaya yetkisi bulunduğu ve 22/11/2008 günü katılan şirket adına yetkisi dahilinde otoyu ... isimli firmadan kiralarken; firma görevlilerine kendisini yurtdışında ikamet eden abisi ... olarak tanıtıp, çalışmış olduğu müşteki firma adına yetkisi bulunmadığı halde; firmaya ait kaşeyi kullanarak; bila ödeme tarihli, borçlusu ... olan 20,000 TL meblağlı borçlandırıcı senedi düzenleyerek; kefil olarak da... ismini kullandığı araç kiraladığı, bu senedi ....Ş"ye vererek müşteki şirketi borçlandırıcı işlem yaptığı; 02/12/2008 tarihinde kiraladığı araç ile karışmış olduğu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında... ismiyle işlem yaptırıp, kaza tutanağı ve diğer işlemlerde..."a ait sürücü belgesini kullandığı; yaralanması nedeniyle ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde de..."a ait kimliği kullanarak tedavi olduğu ancak tedavi giderlerini karşılamadan hastaneden ayrıldığının iddia ve kabul edildiği somut olayda;



    1-) Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
    Sanık hakkında 20.000 TL bedelli bonoyu sahte olarak düzenlediği iddiası ile TCK"nın 204/1. Maddesi gereğince cezalandırılması talep edilmiş ise de; senedin tanzim tarihinin bulunmaması nedeni ile özel belge niteliğinde oluşu dikkate alınarak özel belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Uygulanan kanun maddesinin TCK"nın 207/1. maddesi yerine TCK"nın 204/1.maddesi olarak gösterilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından """"TCK"nın 204/1"" ibaresinin çıkarılarak yerine ""TCK"nın 207/1"" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2-)Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesine gelince;
    a-) Sanığın trafik kazasında yaralanması üzerine, abisinin kimlik kartı ile ... Üniversitesi Tıp Fakültesinde tedavi görmesi ve tedavi giderlerini ödemeden hastaneden ayrılması nedeniyle TCK"nın 158/1-e maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;
    Sağlık Bakanlığı’nın 11.05.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesi; “Yataklı tedavi kuruluşları, acil sağlık hizmetlerinin bedelini hizmet sundukları kişinin ödeme imkânları çerçevesinde tahsil ederler.”
    2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin; birinci maddesi; “Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır. Hiçbir sağlık kuruluşu acil olarak gelen hastalara yeterli personeli veya donanımı olmadığı, ilgili birimi veya boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri sebepler ile gerekli acil tıbbi müdahaleyi yapmaktan kaçınmayacaktır”
    Dokuzuncu maddesi; “Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet
    bedelleri 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edilecektir. Bu konuda gerekli tedbirler ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacaktır. Özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri ise talep edilmesi halinde 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu"nun 32"nci, 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 38"inci ve 60"ıncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu"nun 18"inci maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenecektir. Bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacaktır.” şeklinde hükümler içermektedir. Bu mevzuat çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, sanığa yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    b-) Sanığın kiraladığı araç ile karışmış olduğu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında... ismiyle işlem yaptırıp, kaza tutanağı ve diğer işlemlerde..."a ait sürücü belgesini kullanması nedeniyle.... Asliye Ceza Mahkemesinin 29/04/2009 tarih ve 2009/633E.-2009/459K. sayılı dosyada iftira suçu nedeniyle yargılama yapılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eylemlerinin bir bütün olarak TCK"nın 268.maddesinde düzenlenen ""başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması"" suçunu oluşturması ve iftira suçuna ilişkin hükümlere göre hakkında açılmış bir dava bulunması nedeniyle CMK"nın 223/7 maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ""resmi belge niteliğindeki trafik kaza tutanağı düzenlenirken kamu görevlilerine kimliği hakkında yalan beyanda bulunma” eylemi nedeniyle ayrıca TCK"nın 206/1 maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
    c-)Kabule göre de;
    Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda TCK"nın 62.maddesi uygulanırken, sonuç cezanın 50 gün yerine 75 gün olarak tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/05/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara