Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/11-54 Esas 2008/105 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2008/11-54
Karar No: 2008/105

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/11-54 Esas 2008/105 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme kararı dolandırıcılık suçundan verilen ceza için yapılan hukuki bir uyarlama yargılamasını konu alıyor. Yerel Mahkeme, hükümlünün savunma avukatı olmadan karar vermiş, bu karar Yargıtay Özel Dairesi tarafından bozulmuş ve hükümlüye avukat tayin edilerek bozma kararına uyulmuş. Kararın temyiz incelemesi için dosyanın Yargıtay 11.Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150/3-2. maddesi kapsamında müdafinin bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Detaylı açıklama için;
- 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 503/1, 522 ve 59. maddeleri
- 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şeklindeki Kanun'un 9/1. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 157 ve 52. maddeleri
- 5337 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemeleri ve Cumhuriyet Başsavcılıklarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 50. ve devam eden maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150/3-2. maddesi.
Ceza Genel Kurulu 2008/11-54 E., 2008/105 K.

Ceza Genel Kurulu 2008/11-54 E., 2008/105 K.

  • DOLANDIRICILIK
  • LEHE OLAN KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI
  • 5252 S. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ ... [ Madde 9 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 150 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanık A..... Y......’ın dolandırıcılık suçundan 765 sayılı TCY’nın 503/1, 522 ve 59. maddeleri uyarınca 10 ay 25 gün hapis ve 1.534.722.000 TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 1.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.03.2004 gün ve 654-149 sayılı hükmün kesinleşmesinden sonra 5237 sayılı TCY’nın yürürlüğe girmesi nedeniyle istemde bulunulması üzerine evrak üzerinde inceleme yapan Ankara 1.Asliye Ceza Mahkemesince 27.07.2005 gün ve 654-149 sayı ile, hükümlünün 5237 sayılı TCY’nın 157 ve 52. maddesi uyarınca hükümlünün 10 ay hapis ve 1000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

    Hükümlü vasisinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11.Ceza Dairesince 12.12.2005 gün ve 10648-13465 sayı ile;

    “…5252 sayılı Yasanın 9. maddesinin 3. fıkrası uyarınca lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceğinden; suç ve cezaların tespitine ilişkin 765 sayılı Yasa¬

    ¬daki hükümler uygulanarak hükmolunan sonuç ceza ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın suç ve yaptırımlara ilişkin tüm hükümleri karşılaştırılarak lehe yasanın tespiti ve müteakiben tedbir, erteleme ve hapis cezasının yasal sonucu olarak belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hususları düzenleyen 647 sayılı Yasa, 765 sayılı Yasanın anılan konuya ilişkin hükümleri ile 5337 sayılı Yasanın 50. ve devam eden maddelerinin karşılaştırılması suretiyle lehe hükmün denetime olanak verecek şekilde belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde dosya üzerinde karar verilmesi…

    …” isabetsizliğinden hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.

    Bozmaya uyan Yerel Mahkeme duruşma açarak yaptığı değerlendirme sonunda 25.05.2006 gün ve 84-437 sayı ile önceki hükmün aynısını kurmuştur.

    Hükümlünün temyizi üzerine Yargıtay 11.Ceza Dairesince 26.02.2007 gün ve 5944-1087 sayı ile;

    “Karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK.nun 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca üst sınırı beş yıl hapis cezasını gerektiren suçtan dolayı yapılan kovuşturmada müdafii hazır bulundurulmaksızın hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması…

    …” isabetsizliğinden hükmü diğer yönleri incelenmeksizin Daire Üyeleri K. Taşdemir ile H. Eken’in karşı oyları ile oyçokluğuyla bozulmuştur.

    Yerel Mahkeme ise 20.06.2007 gün ve 360-663 sayı ile;

    “…Bozma ilamı üzerine yapılan yargılamada bozma gerekçesi yerinde görülmediğinden mahkememizce önceki kararda direnileceği düşünülmüştür. Çünkü 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanunla değiştirilen 5271 sayılı CMK’ nun 150 /2. maddesinde artık alt sınır 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar için müdafii zorunluluğu bulunduğundan Yargıtay incelemesine konu mahkememiz dosyasında inceleme tarihinde bu değişiklik meydana gelmiş olup usul hükümleri de derhal yürürlüğe gireceğinden artık mahkememizde de bozma ilamını yerine getirme imkânı kalmamıştır. Keza Yüksek Yargıtay 11.C.D’ sinin oy çokluğu ile vermiş olduğu bozma ilamı gerekçesindeki karşı oy kullanan üyelerin de belirttiği üzere, mahkememizce önceki verilen karar uyarlama yargılamasına ilişkin olup, burada 5252 sayılı TCK’ nun Yürürlük ve Uygulama Şeklindeki Kanunun 9/1. maddesi anlamında duruşma yapılmadan dahi dosya üzerinden yargılama imkânı öngörüldüğünden ve mahkememiz dosyasında da daha önceden yapılmış ve bitirilmiş bir yargılama ve de infaz aşamasındaki bir ilamın uyarlaması söz konusu olduğundan sanığın savunmasının alınmasına dahi gerek bile bulunmayan bir durumda müdafii bulundurulması zorunluluğu olmadığı düşünülmüştür...”

    ” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu kararın da hükümlü müdafii tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “

    “hükmün bozulması”

    ” görüşünü içeren 26.02.2008 gün ve 269913 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Görüldüğü gibi Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 5271 sayılı CYY’nın 150/3-2. maddesinde düzenlenen müdafi bulundurma zorunluluğunun kesinleşmiş hükümlere ilişkin uyarlama yargılamalarında da geçerli olup olmadığına ilişkindir.

    Yerel Mahkeme, dolandırıcılık suçundan 765 sayılı TCY’nın 503/1, 522 ve 59. maddeleri uyarınca 10 ay 25 gün hapis ve 1.534.722.000 TL. ağır para cezası ile hükümlü bulunan A...... Y......’ın dosyasını ele alarak müdafi tayin etmeden yaptığı uyarlama yargılaması sonunda karar vermiş, Özel Daire ise; “

    “Karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK.nun 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca üst sınırı beş yıl hapis cezasını gerektiren suçtan dolayı yapılan kovuşturmada müdafii hazır bulundurulmaksızın hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması...”

    ” gerekçesiyle diğer yönleri incelenmeksizin hükmü oyçokluğuyla bozmuştur. Bozma kararı üzerine Yerel Mahkeme tensip ile Ankara Barosuna hükümlüye müdafi tayin etmesi için yazı yazmış, bu yazı üzerine Baro tarafından görevlendirilen müdafiin hazır bulunduğu ve savunma yaptığı oturumda da karar vermiştir.

    Yerel Mahkemenin bozma üzerine verdiği kararın direnme kararı olduğu ifade edilse bile, hükümlüye müdafi tayin edilerek bozma kararı doğrultusunda işlem yapıldığı sabittir.

    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;

    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,

    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,

    c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,

    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,

    Suretiyle verilen karar özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tara¬

    ¬fından yapılması gerekir.

    İncelenen dosyada;

    Yerel Mahkemece bozma kararına karşı direnildiği belirtilmiş ise de, bozmaya eylemli olarak uyulduğu anlaşılmaktadır. Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması olanaksız bulunduğundan, saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

    Saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 11.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.05.2008 günü oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara