Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6249 Esas 2022/9368 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6249
Karar No: 2022/9368
Karar Tarihi: 16.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6249 Esas 2022/9368 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı şirket, Kurum işleminin iptalini ve çalışmanın tespitini istemiştir. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş ve fer'i müdahil Kurum vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Ancak temyiz edilmiş bir kararın geri çevrilmesi gerektiği hükme bağlandığı halde, geri çevirme gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Kararda Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri açıklanmış, gıyabi hüküm uyarınca gerekçeli kararın Tebligat Kanunu'na uygun olarak normal tebligat yapılması, yeni sevk adresi varsa o adrese, tebligatın iade gelmesi, tebligat yapılamaması, iade zarfında yeni bir adres tespit edilememesi durumunda, Ticaret Sicil Memurluğundan gelen ticari sicil adresine usulüne uygun tebliğinin sağlanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesindeki prosedürün işlet
10. Hukuk Dairesi         2022/6249 E.  ,  2022/9368 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Akşehir 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi



    Dava, Kurum işleminin iptali ve çalşmanın tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Önceki geri çevirme ilamında “Davalı şirkete gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair mazbatada, tebligatı kimin aldığına dair herhangi bir kayıt bulunmadığı ve “bizzat kendisine tebliğ edildi” şeklinde bir kaşenin ve imzanın yer aldığı, tebligatın yukarıda yer alan hükümler kapsamında kime tebliğ edildiğine dair bir kaydın bulunmadığı anlaşılmakla; yukarıda belirtilen hükümler uyarınca gıyabi hükmün, davalı şirkete açıklandığı gibi öncelikle, davalı şirketin ticaret sicil kaydındaki adrese Tebligat Kanunu’na uygun olarak normal tebligat yapılması, yeni sevk adresi varsa o adrese, tebligatın iade gelmesi, tebligat yapılamaması, iade zarfında yeni bir adres tespit edilememesi durumunda, Ticaret Sicil Memurluğundan gelen ticari sicil adresine usulüne uygun tebliğinin sağlanmasına (Tebligat Kanunu 35. maddesine göre) takiben, temyiz süresi geçtikten ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmesi” gereğine işaret edilerek geri çevrilmiş ise de geri çevirme gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
    1-Tebligat Kanununun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler her hangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine göre, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerin de bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.
    Hukuk Genel Kurulu'nun 14.12.2011 tarih ve 2011/21-882 Esas, 2011/767 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunu'nun 13'üncü maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Bir kere, hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılabilecek salahiyetli mümessiller mutad iş saatlerinde işyerlerinde bulundukları ve o sırada evrakı bizzat alacak durumda oldukları takdirde memur ve müstahdemlere tebligat yapılamaz. Saniyen, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde de, önce kendisine tebligat yapılacak şahsın, şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle muhatap hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen veya evrak müdürü gibi esasen bu işlerle tavzif edilmiş bir kimse olması, böyle bir kimsenin bulunmaması halindedir ki (bu durum tebliğ mazbatasına dercedilmek suretiyle) o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir. Daha önce kendisine tebligat yapılması gereken kimselerin bulunmadıklarını veya tebligatı bizzat alamayacak durumda olduklarının ispatı bakımından mazbatada yer alacak kayıt bilhassa önemlidir (E. Moroğlu, Makalelerim I, ... 2001, s. 4-5).
    Gıyabi hükmün davalı şirketin 2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde kayıtlı adresine ve kararın şirket yetkilisine neden tebliğ edilemediğine dair şerh bulunmaksızın daimi çalışan imzasına tebliğ edildiği anlaşılmakla; yukarıda belirtilen hükümler uyarınca gerekçeli kararın, davalı şirkete açıklandığı gibi öncelikle, Ticaret Sicil Müdürlüğünden tespit edilecek güncel adresinde şirketin yetkili temsilcisine, bu kişilerin de bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligatın o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılacağı hususu dikkate alınarak Tebligat Kanunu’na uygun olarak normal tebligat yapılması, yeni sevk adresi varsa o adrese, tebligatın iade gelmesi, tebligat yapılamaması, iade zarfında yeni bir adres tespit edilememesi durumunda, Ticaret Sicil Memurluğundan gelen ticari sicil adresine usulüne uygun tebliğinin sağlanmasını (Tebligat Kanunu 35. maddesine göre) takiben, temyiz süresi geçtikten ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara