Esas No: 2015/920
Karar No: 2015/1931
Karar Tarihi: 27.05.2015
Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/920 Esas 2015/1931 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanlardan ...’in Danıştay"da görülmekte olan bir davasının bulunduğu, söz konusu davaya konu ticari faaliyete diğer katılan ...’nin aracılık etmiş olması nedeni ile adı geçenlerin davaya ilişkin vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin katılan ... tarafından karşılanması hususunda sözlü olarak anlaştıkları, bu sırada katılan ...’nın çocukluk arkadaşı olan sanık ......’e söz konusu davadan bahsettiği, bunun üzerine sanığın ...’da tanıdığı çok iyi bir avukatın olduğunu, bu kişinin bu davayı takip edebileceğini söylediği, bunun üzerine katılan ...’nın sanığın yönlendirmesi ile .... Noterliğinin 13/02/2008 tarih ve 2842 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile ...Barosu avukatlarından Av. ...’i vekil olarak tayin ettiği, sanık aracılığı ile yapılan anlaşma uyarınca katılanın adı geçen avukata 50.000 TL ödemede bulunacağı, bu anlaşma doğrultusunda katılan ...’nın diğer katılandan aldığı paraları anlaştığı avukata gönderilmek üzere sanığa teslim ettiği, ancak sanığın çeşitli aralıklarla Avukat ..."e teslim edilmek üzere katılan ...’dan aldığı 50.000 TL paranın sadece 6.000 TL"sini bu kişiye gönderdiği, kalan 44.000 TL"yi teslim amacı dışında kullandığı ve söz konusu paranın kendisine teslim edildiğini de inkar ettiği anlaşıldığından hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin katılanlar tarafından sanığa para verildiği son tarih olan “31/03/2010” olarak yazılması gerekirken “2008” olarak yazılması,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 GÜN", "25 GÜN" ve "30X25=750 TL." terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "4 GÜN" ve "120 TL" ibarelerinin eklenmesi ve karar başlığında “2008” olan suç tarihinin “31/03/2010” ve öncesi şeklinde değiştirilmek suretiyle suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.