Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4902 Esas 2022/9428 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4902
Karar No: 2022/9428
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4902 Esas 2022/9428 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/4902 E.  ,  2022/9428 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi


    Dava, aylık bağlanmasının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esasdan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, 3101018284411 sicil nosu ile SSK, 0807040759 sicil nosu ile Bağ-Kur'a tabii sigortalılığının olduğunu, 12/07/2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğunu, son 7 yıllık fiili hizmet süresinin kuruma tabii olarak geçmesi şartını yerine getirmediği gerekçesiyle kurum tarafından talebinin reddedildiğini, müvekkilinin geçimini SSK 'dan sağladığını, baskın çalışmasının SSK' da olduğunu belirterek, Bağ-Kur hizmetleri dikkate alınmadan sadece SSK kapsamındaki hizmetleri ile emekliliğe hak kazandığının ve başvuru tarihini takip eden 01/08/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının bağlanarak mahrum kalınan aylıklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı kurum vekili, davaya bakmaya ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Kuruma başvuru şartının yerine getirilmediğini ve davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davacının 12/07/2012 tarihli tahsis talebinin geçerli olduğunun, tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının, tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01/08/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması ve mahrum kalınan aylıkların (5510 sayılı yasanın 42. maddesi uyarınca tahsis tarihini takip eden 3 aylık süre sonundan itibaren) yasal faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esasdan reddine karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURMA NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, 2829 sayılı Yasa uyarınca davacının son 7 yıllık fiili hizmet süresinin 506 sayılı Yasaya tabi olarak geçmesi gerektiğini ve bilirkişinin Bağ-Kur bitiş tarihi ile SSK hizmet süresini varsayımsal olarak tespit ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    İnceleme konusu dosyada; davacının 12.07.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, kurum tarafından tahsis talebinin 2829 sayılı Yasa gereğince son yedi yıllık fiili hizmet süresinin 1260 gününün 4/1-a kapsamında geçmemesi nedeniyle reddedildiği, davacının 01.03.1991-31.12.1994, 18.08.2005-30.05.2016 dönemlerinde 4/1-a sigortalılığı, 26.01.1995-30.11.2005 (terk kodu 63) döneminde 4/1-b sigortalılığı olduğu, aynı zamanda davacının 26.01.1995-21.12.2001 tarihleri arasında Tasfiye Halinde Payas Özel Eğitim Hizmetleri Ltd.Şt., 28.11.2000- 09.10.2015 tarihleri arasında ...Dershanesi Eğitim Hizmetleri ve Araçları Ltd.Şti.'ne ortak olduğu, davacının vergi kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan kurum 08.04.2022 tarihli yazısı ile davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ- Kur prim borcunun bulunmadığını, 6111 sayılı Kanun kapsamında prim borcu bulunan hizmetlerinin durdurma talebi mevcut olup, 01.01.2006- 30.04.2015 tarihleri arası Bağ-Kur hizmetinin askıya alındığı, davacının 26.01.1995- 30.11.2005 tarihleri arası toplam 3935 prim gün Bağ-Kur ve 1093 prim gün 4/1-a hizmetinin bulunduğu, fakat çakışan Bağ-Kur ve 4/1-a sürelerinde 4/1-a kapsamındaki 1093 prim günün geçersiz sayıldığı bildirilmiştir.
    Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, “sosyal sigortalarda çokluk”, bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, “yararlanmada ve yükümlülükte teklik” ilkesi egemen olup, buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında bulunulamaz ve çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü kanun hükümleriyle engellenmiştir.
    Çakışan sigortalılık sürelerinin belirlenmesinde;
    1) 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, “Sigortalılık hallerinin birleşmesi” başlığını taşıyan 53. maddesinin ilk fıkrasında, sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı öngörülmüştür.
    2)5510 sayılı yasanın 53. Maddesinin ilk fıkrası daha sonra 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren bu maddede, sigortalının 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi durumunda ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı açıklanmış, 5510 sayılı Kanuna 6111 sayılı Kanunla eklenen geçici 33. maddede de, Kanunun 53. maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı belirtilmiştir.
    3) 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin olarak bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için, gerçek ve fiili çalışmanın, başka bir anlatımla baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulmalıdır. Baskın çalışma, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı hususunda, vergi ve maliye kayıtları getirtilmek, belirtilen dönemde beyan edilen gelirler araştırılmak suretiyle belirlenen ve kişinin emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyorsa, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa o çalışmaya üstünlük tanınması gereken çalışmadır.
    Diğer bir anlatımla; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden baskın sigortalılığa üstünlük tanınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir.
    Somut dosyada, davacıya ait 08.04.2022 tarihli hizmet cetvelinde 1997/1-2005/12 döneminde 4/1-a ve 4/1-b sigortalılık sürelerinde çakışma olduğu görülmektedir. Kurumun söz konusu yazı içeriği kapsamında çakışan 4/1-a ve 4/1-b sigortalılık süre ve primleri ile geçersiz olduğu belirtilen 4/1-a sigortalılık süresine ilişkin bilgiler de nazara alınıp tahsise esas alınabilecek 4/1-a ve 4/1-b sigortalılık süreleri infaza elverişli bir biçimde belirlenip, üstün tutulan sigortalılık süreleri bu şekilde tespit edilip hükümde gösterilmek suretiyle, tahsis şartlarının oluşup oluşmadığı irdelenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara