Esas No: 2022/6558
Karar No: 2022/9433
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6558 Esas 2022/9433 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6558 E. , 2022/9433 K.Özet:
Davacı, davalı şirkete ait şantiyede işçi olarak çalışırken şahsi ev eşyalarını taşıyan bir kişinin koltuğu gözüne çarpması sonucunda sağ gözünde hasar meydana geldiğini iddia etmiştir. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar verdi. Ancak Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi istinaf başvurusunu kabul ederek davanın kabulüne karar verdi. Davalıların temyiz başvurusu sonucu daire kararı bozuldu ve yeniden yargılama yapıldı. Çoğunluk oyuna göre, davacı işverenin talimatı ile işyeri dışında başka bir görevde görevlendirilmiş ve iş kazası bu nedenle sayılır. Ancak karşı oy gerekçesiyle davacının gözüne kanepe değdiği iddiasının somut bir delile dayanmadığı ve hastalık hikayesinde daha önce göz rahatsızlığı olduğu belirtildiği için iş kazası olmadığı savunuldu. Kanun maddeleri ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 13. maddesi olarak belirtildi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Erzurum 1. İş Mahkemesi
Dava, iş kazasının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, verilen karar dairemizin 07.06.2021 tarihli ilamıyla bozulmuş, uyulan bozma ilamı sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı yasanın 13. maddesinde İş kazası; “a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Kaza 23.02.2018 tarihinde, davacı, davalı şirkete ait şantiyede işçi olarak çalışmakta iken, şantiyede güvenlik şefi olarak çalışan ...’ın şahsi ev eşyalarını şantiye dışında taşıdığı sırada ev eşyasının gözüne çarpması sonucunda meydana gelmiştir.
Davacı aynı gün hastaneye müracaat etmiş ve sağ gözünden operasyon geçirerek 01.03.2018’de taburcu olmuş ancak hastanede iş kazası geçirdiğini beyan etmemiş, tedavi evraklarına göre davacının daha önce de sağ gözünden operasyon geçirdiği anlaşılmış, 12.04.2018 tarihinde kuruma müracaat ederek 03.03.2018’de şirkete ait şantiyede iş kazası geçirdiğini beyan etmiştir.
Kollukta ve mahkemede bilgi ve görgülerine başvurulan diğer çalışanlar ise çelişkili beyanlarda bulunmuşlardır. Evini taşıtan ... emniyette vermiş olduğu ifadede işyerinde sorumlu pozisyonda bulunan ... ve ...’ın işçileri kendisine verdiğini beyan etmiş, bozma üzerine bu kişilerden ... ve ... tanık olarak dinlenmiş, ... aranan şahıslardan olduğundan dinlenememiş ve davanın kabulüne, kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından toplanan delillerden, davacının davalı işveren tarafından görevlendirildiğine yönelik davacı beyanından başka delil bulunmadığı, olayın hemen akabinde işten çıkışı verilen ...’ın ev eşyalarının taşınması işi için işverenin görevlendirme yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, görevlendirme yapılmış olsa dahi koltuğun göze çarpması şeklindeki kazanın sübutuna dair bir delil bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddi yerine kabulü bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı; Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oyçokluğuyla, 20.06.2022 gününde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİDİR
1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık, işverenin haberi olmadan işveren vekili konumunda olan işçinin talimatı ile işyeri dışında eşya taşıma işinde çalıştırılan işçinin gözünü kanepeye çarpması iddiasının iş kazası sayılıp sayılmayacağı” noktasında toplanmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararı;
“Mahkemece öncelikle kurum tahkikat raporuyla eki belgeler eksiksiz olarak getirtilmeli, ..., ..., ... ve özellikle işçilerin görevlendirilmesi ve şantiyeden ne şekilde ayrıldıklarıyla ilgili bilgi ve görgüye sahip olan tespit edilecek diğer tanıklar dinlenmek ve önceki beyanlarıyla varsa çelişkiler giderilmek suretiyle kazanın meydana geliş şekli hiçbir kuşku ve duraksamaya sebep olmayacak somut şekilde ortaya konulmalı, her olayın meydana gelişi ve özelliklerinin farklı olabileceği göz önünde tutularak afaki değerlendirmelerden kaçınılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir” gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda tanık anlatımlarına itibar edilerek “güvenlik şefi olduğu anlaşılan kişinin işçilere kalfanın haberinin olduğunu söylemesi ve şantiye aracıyla gitmeleri birlikte değerlendirildiğinde davacının eşya taşımaya gitmek için kendisini zorunlu hissettiği, işçinin bir parçası olarak işverenin isteği doğrultusunda bunu yaptığını düşündüğü anlaşıldığından olayın iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Kararın temyiz edilmesi üzerine çoğunluk görüşü ile “olayın işyeri dışında işle ilgili gerçekleşmediği, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda geçen olayın iş kazası olması sayılması için işverenin haberinin olması veya işverenin talimat vermesi gerektiği, işverenin talimat vermediği, talimat veren işçi hakkında da haklı nedenle fesih uygulaması yaptığı, olayın 5510 sayılı kanunun 13. Maddesi uyarınca iş kazası sayılamayacağı” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
5. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/4 maddesi uyarınca “ İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur”.
6. 5510 sayılı SSGSSK’nun 12/2 maddesi uyarınca da “İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
7. Somut olayda davacının işyerinde çalışırken, güvenlik şefinin evinin taşınması için işyerinde yetkili ve işveren vekilinin talimatı ile işyeri dışında başka bir görevde görevlendirildiği, bu yere işverenin temin ettiği araçla gönderildiği, dolayısı ile “sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda geçen” olayın 5510 sayılı kanunun 13/1.c maddesi uyarınca gerçekleşmesi halinde iş kazası sayılacağı açıktır. Bu nedenle çoğunluğun aksi yöndeki bozma gerekçesine katılınmamıştır.
8. Ancak davacının gözüne kanepenin değdiğine, gözdeki bozukluğun bu nedenle meydana geldiğine dair somut tanık beyanı ile bu konuda bir sağlık raporu bulunmamaktadır. Nitekim dosyada davacının hastalık hikayesinde daha önce göz rahatsızlığını ileri sürdüğü ve tedavi gördüğü de anlaşılmaktadır. Daha önceki bozmada da açıkça “kazanın meydana geliş şekli hiçbir kuşku ve duraksamaya sebep olmayacak somut şekilde ortaya konulması, her olayın meydana gelişi ve özelliklerinin farklı olabileceği göz önünde tutularak afaki değerlendirmelerden kaçınılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gerektiği vurgulanmıştır. Davacı sigortalının eşya taşıma sırasında gözüne kanepenin çarptığına dair somut bir delil bulunmamaktadır. Ortada kaza olmadığına göre iş kazasından da sözedilemeyecektir. Kararın bu nedenle bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, çoğunluğun bozma gerekçesine katılınmamıştır.