Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/4.MD-228 Esas 2008/96 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/4.MD-228
Karar No: 2008/96

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/4.MD-228 Esas 2008/96 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2007/4.MD-228 E., 2008/96 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/4.MD-228 E., 2008/96 K.

  • GÖREVDE YETKİYİ KÖTÜYE KULLANMAK
  • İHTİYATİ HACİZ
  • MADDİ YANILGI
  • 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 72 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanık M..... C....."nin görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçundan beraatine ilişkin olarak Yargıtay 4. Ceza Dairesinden verilen 07.06.2007 gün ve 2-34 sayılı kararın Yargıtay Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "hükmün bozulması" görüşünü içeren 01.10.2007 günlü tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Yargıtay Cumhuriyet Savcısının temyizinin kapsamına göre, sanık hakkındaki temyiz incelemesine konu yapılan suçlama, Küçükçekmece hakimi olarak görev yaptığı sırada, 2005 yılı adli tatili içerisinde geçici bir süreyle nöbetçi hakim olarak görevlendirildiği Küçükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/293 Esas sayılı davasında, İcra ve İflas Kanununun 72/3. maddesinin "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." şeklindeki hükmüne aykırı olarak, K…

    ….. Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti"nin borçlusu olduğu Şişli 1. İcra Müdürlüğünün 2005/4890 ve Şişli 4. İcra Müdürlüğünün 2005/7109 sayılı icra takiplerinin teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ilişkin 02.08.2005 tarihli kararı verdiği, bu suretle görevde yetkiyi kötüye kullandığına ilişkindir.

    İcra ve İflas Yasası"nın "Menfi tesbit ve istirdat davaları" başlığını taşıyan 72. maddesine göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispatlamak için menfi tespit davası açabilir. Mahkeme, menfi tespit davası icra takibinden önce açılmışsa, alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında icra takibini ihtiyati tedbir yoluyla durdurabilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Bu halde, gecikmeden doğan zararları borçlunun karşılaması şartıyla ve alacağın %15"inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında, ihtiyati tedbir yoluyla ancak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilebilir. Sanık hakkındaki suçlamanın özü ise, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği yolundaki yasa kuralına aykırı davranmaktır.

    İncelenen dosyada;

    Davacı K…

    ….. Kimya Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. vekili, 16.03.2005 tarihli dilekçesiyle Küçükçekmece Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, davalı B…

    …... Tekstil Ür. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti."ne mal karşılığı avans olarak verdikleri 18.03.2005 tarihli 22.500 YTL. bedelli, 18.04.2005 vadeli 25.000 YTL. bedelli toplam 47.500 YTL. meblağlı iki adet çek karşılığında mal teslimi yapılmadığı ve yapılmayacağı kanısının oluştuğunu, bu nedenle müvekkil şirketin ticari itibarının telafisi güç ve imkansız bir zarara uğrama ihtimalinin mevcut bulunduğunu, İİY"nın 72/2 ve HMUK"un 101 ve devamı maddeleri gereğince söz konusu çeklerle ilgili olarak davalı veya üçüncü kişiler tarafından icra takibi yapılmaması ve ödeme yasağı konulması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, teminat istenmesi halinde dilekçelerinde belirttikleri taşınmazın teminat olarak kabul edilmesini talep etmiş, Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi de 17.03.2005 tarih 67-58 D.İş sayılı kararı ile, davacı tarafın taşınmazı teminat kabul edilip üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, tedbire konu çeklerin üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi ve icra takibi yapılmaması yönünden HMUK"nun 101 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbir konulmasına karar vermiştir.

    Bu kararı takiben davacı K…

    ….. Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, 23.03.2005 tarihli dilekçeyle Küçükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, davalı B…

    …… Tekstil Ür. San. ve Tic. Ltd. Şirketi ile aralarında bir borç ilişkisinin bulunmadığının tespiti ve çeklerin iptali istemiyle 2005/151 esas sayılı davayı açmıştır.

    Bu aşamada, çeklerden birinin hamili olan katılan S…

    … Y…

    …. da vekilleri aracılığıyla 22.500 YTL. meblağlı çekle ilgili olarak Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden 31.03.2005 tarihinde 2005/76 D.İş esas ve 2005/61 karar sayı ile ihtiyati haciz kararı alarak aynı tarihte Şişli 1. İcra Müdürlüğünün 2005/4890 esas sayılı dosyası ile takibe koymuş, diğer çekin hamili olan üçüncü kişi A…

    …. A…

    … da vekilleri aracılığıyla 22.04.2005 tarihinde 25.000 YTL. meblağlı çekle ilgili olarak Şişli 4. İcra Müdürlüğünün 2005/7109 esas sayılı dosyasında aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçmiştir.

    Ayrıca çek hamilleri S…

    … Y…

    ….. ile A…

    ….A…

    … vekilleri, gerek ihtiyati tedbir kararını veren Küçükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, gerekse menfi tespit ve çek iptali davalarının açıldığı Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, müvekkillerinin söz konusu çeklerin iyi niyetli hamilleri olduklarını, mahkemenin üçüncü kişileri bağlayan kararının yasaya aykırı olduğunu belirtip ihtiyati tedbirin kaldırılmasını istemişlerdir.

    Bu arada davacı K…

    ….. Ltd. Şti"nin vekili de daha önceden çeklerle ilgili ihtiyati haciz kararı vermiş bulunan Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesine kararın iptali istemiyle başvurmuş, anılan mahkeme 14.04.2005 tarih ve 76-61 sayılı kararı ile dava konusu çeklerle ilgili olarak önceden Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ihtiyati tedbir kararı verildiği için sonradan kendilerince ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini belirterek K…

    ….. Ltd Şti. aleyhine yapılan icra takibinin dayanağını oluşturan önceki 31.03.2005 tarihli ihtiyati haciz kararını kaldırmış, bu karar borçlu şirket vekili tarafından icra dosyasına da ibraz edilmiştir.

    Ayrıca davacı K…

    ….. Limitet Şirketi vekili tarafından 10.06.2005 tarihinde davalılar S…

    …Y…

    …. ve A…

    …. A…

    … hakkında Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2005/293 esas sayılı yeni bir dava açılarak, önceki ihtiyati tedbir kararı ve sonrasında bununla ilgili menfi tespit ve çek iptali davalarının Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/151 esas sayılı dosyasında halen derdest olduğundan bahisle, bu davayı tedbirin davalılar S... Y.... ve A.... A... yönünden de geçerli olması amacıyla açtıklarını, müvekkil firmanın borçlu olmadığının tespitini, söz konusu çeklerin iptalini, bu davanın 2005/151 esas sayılı dava ile birleştirilmesini ve öncelikle müvekkil şirketin uğrayabileceği zararlar göz önüne alınarak tedbir talebinin kabulünü istediklerini belirtmiş, 18.07.2005 tarihli tensip tutanağı ile çeşitli tebligat işlemlerinin ikmali için duruşma 10.10.2005 tarihine bırakılmıştır.

    Esasen Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi olarak görevli bulunan ve bu aşamaya kadar açıklanan kararlar ve davalar ile bir ilişkisi bulunmayan sanık M…

    ….. C…

    ….., 2005 yılı adli ara verme döneminde nöbetçi olarak görevlendirilmesi nedeniyle diğer asliye hukuk mahkemelerinin işlemlerini de yürütmeye başlamış, bu bağlamda 02.08.2008 tarihinde davacı K…

    ….. Limitet Şirketi vekili tarafından verilen bir dilekçede, dava konusu çeklerle ilgili olarak önceden ihtiyati tedbir kararı verildiği ayrıca menfi tespit ile çek iptali davalarının da derdest olduğundan söz edilip, derdest bu davalara rağmen davalı tarafın icra takiplerine devam ettiklerini, en son 01.08.2005 günü Şişli 1. İcra Müdürlüklerince yapılan takiplerde, Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2005/3005 tal. sayılı dosyasında bir araçlarının haczedildiğini, asıl davada gösterilen 100.000 YTL değerindeki teminat yeterli görülmediği takdirde Büyükçekmece 2. Bölge Kavaklı Çiftliği 906 parselde kayıtlı ve 100.000 YTL değerindeki taşınmazı da teminat göstererek icra takiplerinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması, haczedilen araçların geri verilmesi, icra veznesindeki paranın takip alacaklısına ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiş, dilekçe nöbetçi hakim olan sanık tarafından imzalanarak havale edilmiş, bu talep üzerine sanığın geçici olarak hakimliğini yürüttüğü Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.08.2005 tarih ve 293 sayılı kararı ile, "davacı vekilinin tedbir talebinin kabul edildiği, %120 teminat yatırıldığında Şişli 1. ve 4. İcra Müdürlüğünde yapılan icra takibinin İİK.nun 72/3. maddesi gereğince durdurulmasına dair tarafların yokluğunda itirazı kabil olmak üzere" karar verilmiştir.

    Yargılamanın sonraki aşamalarında adli tatil bitiminden itibaren Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Hukuk Mahkemesinin hakiminin görevine döndüğü, davalı vekillerince ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yolunda istemde bulunulmasına karşın bu talebin red edildiği, davanın sonraki evrelerinde davalı vekillerinin yetkisizlik itirazında bulunmaları üzerine mahkemece yetkisizlik kararı verilmişse de, davacı K..... Ltd. Şti"nin temyizi üzerine bu kararın da Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 17.10.2006 tarih ve 9043-9851 sayılı karar ile bozulduğu ve dosyadaki belgelere göre hukuk davasının henüz sonuçlanmadığı dosyadaki kanıtlardan anlaşılmaktadır.

    Sanık aşamalardaki savunmalarında, davaya konu iki çekle ilgili olarak Küçükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesince 17.03.2005 tarihinde, çeklerin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ve icra takibi yapılmaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verdiğini, bundan sonra da Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit ve çek iptali davalarının açıldığını, buna rağmen sözü edilen çeklerin hamiller tarafından sonradan Şişli 1. ve 4. İcra Müdürlüklerinde takibe konulduğunu, kendisi adli tatilde nöbetçi iken bu hususta davacının talepte bulunması üzerine davaya konu çeklerle ilgili icra takiplerinin durdurulmasına karar verdiğini, bu durumda icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve çek iptali davalarının değil, icra takibinden önce açılmış menfi tespit ve çek iptali davalarından söz edilebileceğini, dolayısıyla icra takibinin durdurulması kararının doğru olduğunu, adli tatil sonrasında mahkeme hakiminin göreve başladığını ve esasen geçici olan bu tedbir kararının doğru olduğuna inandığı için görevli hakimin de bu tedbiri kaldırmayıp sürdürdüğünü, asıl alacak miktarı 47.500 YTL olmasına karşın, toplam olarak alınan teminat tutarının 200.000 YTL kadar olduğunu, dolayısıyla bu hukuki karar nedeniyle davalıların bir zararlarının da doğmadığını istikrarlı biçimde savunmuş, tanık A... Z...T....... de Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 67-58 D.İş karar sayılı dosyasında verilen 17.03.2005 tarihli tedbirin halen devam ettiğini, sanığın 02.08.2005 tarihinde vermiş bulunduğu sonraki tedbir kararının ise 17.03.2005 tarihli tedbir kararının teyidi ve devamı mahiyetinde olduğunu bildirmiştir.

    Tanık anlatımı ile doğrulanan sanığın bu savunmasının, ilk ihtiyati tedbir kararının verildiği tarih ile çek hamilleri olan şikayetçi A…

    …. A…

    … ve katılan S…

    … Y…

    …."un icra takiplerini başlattıkları tarihler göz önüne alındığında, hukuken değerlendirilebilir bir görüş olduğu ortaya çıkmaktadır. Nitekim, Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, katılan S... Y.... vekillerinin talebi üzerine 22.500 YTL bedelli çekle ilgili olarak verdiği 31.03.2005 tarih ve 76-61 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararını, sonradan davacıların başvurusu üzerine, çeklerle ilgili olarak daha önceden Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilmiş bulunan 17.03.2005 tarihli ihtiyati tedbir kararını dikkate alarak kaldırmıştır. Öte yandan 02.08.2005 tarihli kararla ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması işlemi İcra ve İflas Yasası"nın 72/2. madde ve fıkrasına göre gerçekleştirildiği halde, suçlamaya konu kararın yazımı sırasında bu kararın dayanağının aynı Yasanın 72/3. madde ve fıkrası olarak gösterilmesi maddi yanılgı niteliğinde kabul edilmiştir.

    Bu açıklamalar karşısında, sanığın önüne dava yoluyla gelen bir hukuki sorun nedeniyle, İcra ve İflas Yasası"nın 72. maddesindeki kuralları somut hukuki uyuşmazlık bakımından hukuki değerlendirmeye tabi tutarak ihtiyati tedbir yoluyla icra takiplerinin durdurulmasına karar vermesi fiilinin suç oluşturmadığı sonucuna varılmıştır.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

    1-Yargıtay Cumhuriyet savcısının temyiz itirazının reddine,

    2-Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07.06.2007 gün ve 2-34 sayılı kararının ONANMASINA,

    3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 06.05.2008 günü oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara