"İçtihat Metni"
Sanığın taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak suçundan, 5237 sayılı TCY’nın 22/4 maddesi yollamasıyla 85/2 ve 62/1 maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesince verilen 19.06.2007 gün ve 298-134 sayılı hüküm, sanık müdafiinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 03.03.2008 gün ve 831-1320 sayı ile;
“Sanık müdafiinin 19.6.2007 tarihli celsede lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmiş olması karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 51. maddesinin uygulanması hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,”
” isabetsizliğinden bozulmuş,
Yargıtay C.Başsavcılığınca 08.04.2008 gün ve 280888 sayı ile;
Uygulanmasına Yasal olanak bulunmayan bir konuda, değerlendirme yapılarak karar verilmesini beklemek ve bunu bozma nedeni yapmak yasaya uygun değildir, gerekçesiyle itiraz yasa yoluna başvurularak Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma ilamının kaldırılıp, Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, istem bulunması nedeniyle uygulanmasına yasal olanak bulunan bir hükmün değerlendirilmesi zorunluluğu bulunup, bulunmadığı ve böyle bir değerlendirme yapılmamasının yasaya aykırılık oluşturup, oluşturmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Sanığın 29.09.2006 tarihinde, taksirle üç kişinin ölümüne neden olmak suçundan, 5237 sayılı Yasanın 22/3. maddesi yollamasıyla, 85/2, 63, 53/1, 2918 sayılı Yasanın 119/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında;
Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesince sanığın taksirle üç kişinin ölümüne neden olduğu kabul edilerek, 5237 sayılı TCY’nın 22/4 maddesi yollaması ile 85/2 ve 62/1 maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, başkaca takdiri ve kanuni artırım veya indirim yapılmasına ve cezanın paraya çevrilmesine takdiren yer olmadığına karar verilmiştir.
Sanık müdafiinin 19.06.2007 tarihli karar oturumundaki, sanık lehine olan hükümlerin uygulanması isteminin, sanık lehine uygulanması olanağı bulunan tüm hükümleri ve dolayısıyla ertelemeyi de kapsadığından bir kuşku bulunmamaktadır, ancak 5237 sayılı TCY’nın 51. maddesi uyarınca fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş kişiler hakkında üç yıla kadar, diğer kişiler hakkında ise hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis cezalarının ertelenmesi olanaklı olup, sanık hakkında hükmolunan 6 yıl 8 ay hapis cezası miktar olarak erteleme kapsamında bulunmamaktadır.
Yasal olarak uygulanması olanağı bulunmayan bir hükmün tartışılıp, değerlendirilmesi ve bu konudaki istemin karara bağlanması sonuca etkili bulunmadığından, tartışılmaması hali de yasaya aykırılık oluşturmayacaktır.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile özel daire kararının kaldırılıp, sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03.03.2008 gün ve 831-1320 sayılı bozma kararının, KALDIRILMASINA,
3- Sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesinin 19.06.2007 gün ve 298-134 sayılı hükmünün ONANMASINA,
4- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.04.2008 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.