Esas No: 2021/4773
Karar No: 2022/9517
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/4773 Esas 2022/9517 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/4773 E. , 2022/9517 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi :... Anadolu 12. İş Mahkemesi
Dava, iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili ile davalılardan ... ve ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince verilen kararın davacılar vekili ile davalılardan ... ve ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunulduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş kazası neticesinde sürekli iş göremezliğe uğramış olması nedeniyle davacı anne ve baba lehine 200.000,00 TL’şer, davacı kardeşlerin her biri lehine 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalılar ... Turz. Sey. İnş. ve Tic. A.Ş. ve ...İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkilleri ile diğer davalı şirket arasındaki sözleşme gereğince asıl işveren sıfatının olmadığını işçinin iş kazasının gerçekleşmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu illiyet bağının davacı eylemiyle kesildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
II- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davanın kısmen kabulü ile;
1-Davacı ... için 60.000 TL,
2-Davacı ... için 60.000 TL
3-Davacı ... için 20.000 TL
4-Davacı ... için 20.000 TL
5-Davacı ... için 20.000 TL olmak üzere toplam 180.000 TL manevi tazminatın olay tarihi 20.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesi kararında özetle “davacı ve davalılardan ... Turz. Sey. İnş. ve Tic. A.Ş. ve ...İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1–b.1 maddesi gereğince esastan reddine” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: Sigortalının çok genç yaşta vefat ettiğini müvekkilleri lehine hükmedilen manevi tazminatların ayrı ayrı az olduğunu, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan her bir müvekkili yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A) Davalı ... Turz. Sey. İnş. Ve Tic. A.Ş. ve ...İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti vekillerinin davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için ise 78.630,00 TL’dir.
6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, yukarıda işaret edilen davacıların her biri lehine hükmedilen manevi tazminatların birbirlerinden ve diğer hükümlerden bağımsız olarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 78.630,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davalılar vekilinin anılan hükme yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
B) Davacılar vekilinin kısmen reddolan manevi tazminat istemlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- İş Kazasının gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 56. Maddesinde hâkimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde ise zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği hukuki düzenleme altına alınmıştır. Hâkimin manevi zarar adı ile ödenmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalı ... ve Özburak Şirketleri tarafından oluşturulan adi ortaklık tarafından ... 600 yataklı Eğitim Araştırma Hastanesi yapım işinin üstlenildiği bu inşaatın cephe giydirme işinin ise diğer davalı Seral Şirketine verildiği, davacılar yakını sigortalının bu şirket işçisi olarak çalışırken, olay tarihinde inşaatta 9.kat asansör boşluğundan zemin kata düşerek vefat ettiği, vefat ettiği tarih itibariyle 27 yaşında olduğu anlaşılmıştır. Hükme esas alınan ve dosya kapsamına uygun bulunan kusur bilirkişileri heyetinin raporuna göre asıl işveren adi ortaklığı oluşturan şirketlerin %50, davalı alt işveren şirketin %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilirken, sigortalının iş kazasının gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara göre iş kazasında vefat eden sigortalının yaşı, iş kazasının gerçekleşmesinde müterafik kusurunun bulunmayıp, davalı işveren şirketlerin %100 oranında kusurlu olduklarınıon anlaşılmasına göre, davacılardan anne ... ve baba ...lehine takdir edilen 60.000,00 TL tutarındaki manevi tazminatların açıkça iş bu davacıların manevi zararlarıını tazminden uzak ve az miktarda olduğu açıktır.
Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş, davacı anne ... ve Baba ... lehlerine hakkaniyete uygun ve davacılardaki manevi kaybı tazminle uyumlu manevi tazminatlara hükmetmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin, davacı vekili ve bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.