Esas No: 2008/2-73
Karar No: 2008/88
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/2-73 Esas 2008/88 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2008/2-73 E., 2008/88 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık Ş.... K.... hakkındaki kamu davasının, uzlaşma nedeniyle 5237 sayılı TCY.nın 73/8. maddesi uyarınca düşürülmesine ilişkin Güroymak Sulh Ceza Mahkemesince 30.03.2006 gün ve 4-20 sayı ile verilen kararın, o yer C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 20.02.2008 gün ve 15983-2973 sayı ile;
“Mahkemece yapılan uzlaştırma işlemi usulüne uygun olduğundan tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir”
” açıklamasıyla ve oyçokluğu ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Daire Başkanı N.B.... ve Üye A.D... ise; “
“Müştekinin “
“sanık 150 YTL verirse uzlaşırım”
” şeklindeki beyanı üzerine, sanığın “
“mağdurun uzlaşma önerisini kabul ediyorum, kendisine 150 YTL vereceğim”
” dediği ve bu şekilde müşteki ile sanığın uzlaştığından bahisle davanın düşürülmesine karar verilmiş ise de sanığın ödemeyi kabul ettiği 150 YTL.nin uzlaşmaya uygun olarak henüz ödenmemiş olup, edimin yerine getirilmesinin ileri bir tarihe bırakıldığı ve böylece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesindeki koşulların yerine getirilmemesi sebebiyle sanık hakkında 231. maddedeki şartlar aranmaksızın 254/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması yerine, uzlaşma nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi kanuna aykırı görüldüğünden tebliğname gibi hükmün bozulması görüşünde olduğumuzdan, çoğunluk görüşüne katılmıyoruz”
” görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 25.03.2008 gün ve 161569 sayı ile özetle;
“Katılanın “
“sanık 150 YTL verirse uzlaşırım”
” şeklindeki beyanı üzerine, sanığın, “
“mağdurun uzlaşma önerisini kabul ediyorum, kendisine 150 YTL vereceğim”
” dediği ve mahkemece tarafların bu beyanları ile yetinildiği, “
“edimin def’aten yerine getirilmesi”
” koşulunun gerçekleşmesi beklenmeden katılan ile sanığın uzlaştığından bahisle davanın düşürülmesine karar verildiği görülmektedir. Edimin yerine getirilmemesine karşın düşme kararı verilmesi, uzlaşma kurumunun “
“mağdurun zararının giderilmesini sağlayacak biçimde cezai uyuşmazlığı çözümleme”
” işlevine, yasa koyucunun uzlaşma ile ilgili hükümleri kabul ederken gözettiği amaçlara uygun düşmemekte ve CMK.nun 254/2. fıkrasının buyurucu nitelikteki hükmüne aykırı bulunmaktadır. Edimin yerine getirilmesinin ileri bir tarihe bırakılması halinde verilecek olan karar, davanın düşürülmesi değil, sanık hakkında 231. maddedeki koşullar aranmaksızın 254/2. fıkrası uyarınca “
“hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır.”
” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık
hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının uzlaşma nedeniyle düşürülmesine karar verilen olayda, Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık, Yerel Mahkemece yapılan uzlaştırma işleminin yasal düzenlemelere uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Uzlaşma, ilk başta 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5237 sayılı TCY.nın, 73. maddesinin 8. fıkrasında ve 5271 sayılı CYY.nın 253, 254 ve 255. maddelerinde düzenlenmiştir. İlk düzenleniş şeklinde, suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruştu¬
¬rulması veya kovuşturulması şikayete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla, mağdur ve failin özgür iradeleri ile uzlaştıklarının, CYY.nın 253, 254 ve 255. madde hükümleri uyarınca soruşturma aşamasında C.Savcısı, kovuşturma aşamasında ise hakim tarafından saptanması halinde, kovuş¬
¬turmaya yer olmadığına veya açılan davanın düşürülmesine karar verilmesi öngörülmüştür.
19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa ile uzlaşma kurumu değişikliğe uğramış ve TCY.nın 73. maddesinin 8. fıkrası yürürlükten kaldırılmış, CYY.nın 253, 254 ve 255. maddeleri ise yeniden ve ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Bu düzenlemede uzlaşmanın sağlanması bakımından, CYY.nın, gerek soruşturma aşamasını düzenleyen 253. maddesinin 19. fıkrasında ve gerekse kovuşturma aşamasını düzenleyen 254. maddenin 2. fıkrasında, suçtan zarar görenin zararının tamamen ödenmesi koşul olarak aranmıştır. Zararın defaten ödenmesi halinde uzlaşmanın sağlanacağı, ödemenin ileri bir tarihe bırakılması veya takside bağlanması halinde ise, soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesine, kovuşturma aşamasında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi öngörülmüştür. Sonrasında ödeme gerçekleşmezse uzlaşma hükümsüz kalacak ve herhangi bir koşul aranmaksızın soruşturma aşamasında kamu davası açılacak, kovuşturma aşamasında ise hüküm açıklanacaktır.
Görüldüğü gibi, uzlaşma kurumunun hüküm ifade edebilmesi için gerek ilk düzenleniş şeklinde gerekse sonradan düzenlenen şeklinde suçtan zarar görenin zararının ödenmesi en önemli koşuldur, zararın ödenmemesi halinde uzlaşma sağlanamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
30.03.2006 tarihinde yapılan oturumda sanık Ş...., sorgusu yapılırken yüklenen suçu ikrar etmiş ve ağabeyi olan katılan Maşallah ile uzlaşmaya hazır olduğunu bildirmiştir. Katılan Maşallah ise, şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini ancak sanığın zararını karşılaması halinde uzlaşmak istediğini söylemiş, bilahare sorulduğunda ise sanığın 150 YTL vermesi halinde uzlaşacağını belirtmiştir. Bunun üzerine sanıktan sorulduğunda aynen, “
“Mağdurun uzlaşma önerisini kabul ediyorum, kendisine 150 YTL vereceğim”
” demesi nazara alınarak duruşma bitirilmiş ve uzlaşmanın gerçekleştiği kabul edilerek davanın düşürülmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamında mağdurun zararının giderildiğine ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
O halde, uzlaşmanın koşullarından, zararın ödenmesi koşulunun gerçekleşmediği açıktır. Yerel Mahkemece, sanığın zararı ödeyeceğine ilişkin taahhüdüne itibar edilerek, zararın ödenip ödenmediği araştırılmadan uzlaşma nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi isabetsiz ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20.02.2008 gün ve 15983-2973 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Güroymak Sulh Ceza Mahkemesinin 30.03.2006 gün ve 4-20 sayılı hükmünün, uzlaşmanın yasal koşullarının gerçekleşmediği nazara alınmadan kamu davasının uzlaşma nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 15.04.2008 günü oybirliği ile karar verildi.