Esas No: 2022/6075
Karar No: 2022/9585
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6075 Esas 2022/9585 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6075 E. , 2022/9585 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi: ... 16. İş Mahkemesi
Dava, sigortalı çalışma süresinin tespiti ile prime esas gerçek ücretinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 18.01.2006-31.12.2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak şef göreviyle davalı işveren nezdinde çalıştığını, 2010 yılında 2000 TL., 2011 yılında 2.250,00 TL ücret aldığını, iş akdinin işveren tarafından nedensiz olarak feshedildiğini, kesintisiz çalışmasına rağmen, 30.12.2009-31.12.2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının Kuruma bildirilmediğini, ... 18. İş Mahkemesi’nin 2012/183 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine işçilik alacaklarının tahsili için dava açıldığını belirterek, davacının 30.12.2009-31.12.2011 tarihleri arasında, 2010 yılında 2.000,00 TL, 2011 yılında 2.250,00 TL maaşla çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... Tuğla Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiası ile ... 18. İş Mahkemesi'nin 2012/183 esas sayılı dosyasında verdiği beyanların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından ibraname düzenlendiğini, belgede yazan çalışma süresinin davalı tarafından kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini, davacıya ait tüm delillerin ... 18. İş Mahkemesi dosyasında bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik, husumet, görev, yetki ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının talebi ile ilgili Kurumun yaptığı işlemin doğru olduğunu, herhangi bir eksiklik bulunmadığını, işçinin çalışma iddiası ve fiili çalışmasının ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; "Davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile,
1-a)Davacının 30.12.2009 - 31.12.2011 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine,
b)Fazlaya ilişkin talebin reddine, " karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu,
2-Mahkeme kararının kaldırılması gerektiği,
Gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle kararın kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle:
1-Davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiği,
2-Bir davada taraf delillerinin ve iddialarının eşit değerlendirilmesi ve eşit incelenmesi gerektiği,
3-Mahkemece itirazların dikkate alınmadığı,
Gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mahkeme kararının hatalı olduğu,
2-Mahkeme kararının kaldırılması gerektiği,
3-Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu,
4-Mahkemece itirazların dikkate alınmadığı,
Gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince, “Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Taraflar vekillerince, istinaf dilekçelerinde öne sürdükleri nedenlerle temyiz kanun yoluna başvurmuşlarıdr.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı kuruma bildirilen zorunlu sigortalılık sürelerinde asgari ücretin üzerinde ücretle çalışıldığının tespitine ilişkin davanın yasal dayanakları olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlıklı 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belirli bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunarak senetle kanıtlama zorunluluğunda parasal sınır 2.500 TL. olarak belirlenmiş, anılan Kanunun geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında, bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümlerinin Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Şu durumda senetle kanıtlamada parasal sınırlar; 2005 yılı için 400 TL., 2006 yılı için 430 TL., 2007 yılı için 460 TL., 2008 yılı için 490 TL., 2009 yılı için 540 TL., 2010 yılı için 550 TL., 2011 yılı için 590 TL., 01.10.2011 gününden itibaren açılan davalar yönünden ise 01.10.2011 tarihinden itibaren 2.500 TL. olarak uygulanmaktadır.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Somut olayda, davacının prime esas kazancın tespitine ilişkin olarak yazılı delil arandığı şayet yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge ya da belgeler bulunması halinde tanıkla da ispatın mümkün olabileceği göz önüne alınarak işçilik alacağı dosyası celbedilerek içeriğindeki belge ve beyanlar değerlendirilmeli, çalışmaya dair prime esas kazanç ücretlerinin yapılan emsal ücret araştırmasının prime esas kazanca esas alınamayacağı gözetilerek yukarıda açıklanan ispat kuralları çerçevesinde yeterli araştırma yapılarak varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Dosya kapsamından, ... Tuğla Kiremit San-... Derin ve Ortakları Koli Şti. işyerinin 23.05.2008 tarihinde kanun kapsamına alındığı, davacı adına 24.03.2006-30.11.2006, 01.12.2006-30.06.2007, 01.07.2007-30.11.2007, 15.03.2008- 29.12.2009 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden prim ödemesi yapıldığı, davacı tarafından ... 18. İş Mahkemesi’nin 2012/183 esas sayılı dosyası ile açılan işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davada, 18.01.2006-31.12.2011 tarihleri arasında şef olarak çalıştığı, en son 2.250.00 TL ücret aldığı, iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiği gerekçesi ile ücret, ulusal bayram genel tatil alacağı ile yıllık izin ücreti alacağının talep edildiği, tüm haklarından işvereni ibra ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, davalı vekilinin, işçilik alacağına ilişkin davada mahkemeye verdiği 16.05.2012 havale tarihli dilekçede “..davacının düzenleyerek müvekkile verdiği ibraname geçerli bir ibraname olup..” ifadesi kullandığı, İbraname ve feragatname adlı belgede davacının “18.01.2006- 31.12.2011 arasında çalıştığını, çalışma süresine ait tüm hak ve alacaklarını eksiksiz aldığını, hiçbir hak ve alacağı olmadığını” beyan ve imza ettiği, Sunulan avans belgelerinde davacının “çavuş” olarak isimlendirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, hizmet tespitine ilişkin verilen karar yerinde ise de, prime esas kazancın tespiti yönünden verilen karar eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalıdır
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, işçilik alacağı dava dosyasına sunulan ibranamede kıdem tazminatı hesap tablosu, avans çizelgelerinin, yazılı delili başlangıcı sayılması suretiyle tanık dinlenmesinin mümkün olduğu görülmekle, elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, prime esas kazanç yönünden, mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ve Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oy çokluğuyla, 22/06/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık prime esas kazancın (ücretin) tespitinde, aylık ücret tutarının 6100 sayılı HMK.’un 200 ve 202. Maddelerinde belirtilen sınırları aştığı takdirde yazılı delille kanıtlanması gerekip gerekmediği” noktasında toplanmaktadır.
2. Dairemizin 2022/3692 Esas, 2022/7029 Karar sayılı kararında yazılan karşı oy gerekçelerinde açıklandığı üzere;
Sigortalının prime esas kazancının tespitinde, mahkemece resen araştırma ilkesi ve delil serbestisi kapsamında her türlü delil toplanmalı, tarafların vazgeçmesi ve kabulü ile bağlı olunmadığı gibi salt tanık beyanları ile de yetinilmemeli, yukarda belirtilen 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri uygulanarak sigortalının yaptığı işin özellikleri(vasıflı olup olmadığı), işyerindeki ve meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde veya başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler dikkate alındığında kayıtlarda görünen ücretle çalışmasının hayatının olağan akışına uygun bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından, sendikalardan, meslek odalarından emsal ücret araştırması yapılmalı, bu konuda açılmış işçilik alacakları davası var ve kesinleşmiş ise delil kabul edilmeli, dolayısı ile inandırıcı, ciddi deliller doğrultusunda ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmeli, ücretin işçinin yazılı onayı olmadan düşürüldüğü durumda ise yazılı muvafakati yoksa önceki yüksek ücreti esas alınarak prime esas kazanç saptanmalıdır.
3. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.06.2020 tarih ve 2016/10-376 Esas, 2020/306 Karar, 09.07.2020 tarih ve : 2016/21-904 Esas, 2020/554 Karar ve 16.07.2020 tarih ve 2016/10-2141 Esas, 2020/585 Karar sayılı kararları ile kabul edilmiştir.
4. Dosya içeriğine göre davacının aynı zamanda ... 18. İş Mahkemesinin 2012/183Esas sayılı dosyasında işçilik alacakları istemi ile dava açıldığı, işveren tarafından kıdem tazminatı bordrosu düzenlendiği ve ibraname nedeni ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
5. Somut uyuşmazlıkta davacı davalı işyerinde şef olarak çalışmıştır. Davacının vasıflı işçi olduğu, bu mesleği nedeni ile de asgari ücret üzerinde ücret alması gerektiği açıktır. Çoğunluğun prime esas kazanç tespiti ile ilgili resen araştırma ilkesine, 4857, 5510 ve 6098 sayılı kanunların emredici hükümlerine aykırı şekilde olan bozma gerekçe olan yazılı delil başlangıcı olması nedeni ile tanık dinlenmesi gerektiği yönündeki bozma gerekçesine katılınmamıştır. Prime esas kazanç tespitinde her türlü delil değerlendirilmelidir. Yerel mahkeme kararının emsal ücret araştırması yapılması, işçilik dosyasındaki delillerin değerlendirilmesi ve tanık dinlenmesi yönünde bozulması gerektiği görüşü ile bu karşı gerekçe yazılmıştır.