Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6044 Esas 2022/9673 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6044
Karar No: 2022/9673
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6044 Esas 2022/9673 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İş yeri açarak vergi kaydının başladığı tarihte sigorta başlangıç tarihinin tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanabileceğinin tespiti istemiyle açılan davada, ilk derece mahkemesi davayı kabul etmiş, istinaf başvurusu sonucu ise Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf istemi kabul edilerek dava kabul edilmiştir. Ancak, davalı Kurum vekili tarafından temyiz isteğiyle Yargıtay'a taşınan karar, hukuk kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkeme kararında yer alan kanun maddeleri şunlardır: 4759 sayılı Kanun'un 3/B-İ maddesi, 4/1-b ve 4/1-a bendleri.
10. Hukuk Dairesi         2022/6044 E.  ,  2022/9673 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... Anadolu 18. İş Mahkemesi


    Dava, Bağ-Kur sigortalılık tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile vekalet ücreti yönünden düzeltme yapmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, 04.06.1992 tarihinde iş yeri açarak vergi kaydının başladığını, iş yerinin 01.11.1999 tarihine kadar faaliyet gösterdiğini, vergi kaydı olan dönemde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğini belirterek sigortalılık başlangıç tarihinin vergi kaydı başlangıç tarihi olan 01.06.1992 tarihinden itibaren tespitine ve bu primler ödenince emekli olabileceğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davacı SGK vekili; davadan önce kuruma başvuru zorunluluğu bulunduğunu,davacının sigorta başlangıç tarihine ilişkin talebinde hukuki yarar bulunmadığını, davacının iddiaları bakımından kurum kayıtları esas olup iddianın resmi ve yazılı delillerle ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    İlk derece mahkemesi tarafından; Davanın kabülü ile,
    Davacının, 01/06/1992 vergi kaydı başlangıç tarihinde bağ kura tabi 4/1-b kapsamında kendi nam ve hesabına çalıştığının, 01/06/1992 -01/11/1999 ve 01/04/1999- 03/10/2000 ( dahil ) zorunlu bağ kur hizmetinin tespiti ile bağ kur hizmet süresine ilişkin borçların ödenmesi ve davalı kurum kayıtlarında aylık bağlanmasına başkaca engel hal bulunmaması halinde bağ kur prim borçlarını ödediği tarihten sonra , yaşlılık aylığı bağlanması başvurusu yapması halinde başvuru tarihini takip eden aybaşından itibaren , davacıya 4759 sayılı kanun 3/B-İ maddesine göre 4/1-a ( SSK ) statüsünden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    1-Davacının istinaf başvurusunun kabulüne,
    2-Davalının istinaf başvurusunun kısmen kabul kısmen reddine,
    3-... Anadolu 18. İş Mahkemesinin 19.11.2019 tarih, 2018/ 282 Esas, 2019/426 K. sayılı kararının kaldırılmasına,
    3-Davanın kabulüne, Davacının, 01/06/1992 vergi kaydı başlangıç tarihinde bağ kura tabi 4/1-b kapsamında kendi nam ve hesabına çalıştığının, 01/06/1992 -01/11/1999 ve 01/04/1999- 03/10/2000 ( dahil ) zorunlu bağ kur hizmetinin tespiti ile bağ kur hizmet süresine ilişkin borçların ödenmesi ve davalı kurum kayıtlarında aylık bağlanmasına başkaca engel hal bulunmaması halinde bağ kur prim borçlarını ödediği tarihten sonra, yaşlılık aylığı bağlanması başvurusu yapması halinde başvuru tarihini takip eden aybaşından itibaren , davacıya 4759 sayılı kanun 3/B-İ maddesine göre 4/1-a ( SSK ) statüsünden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine dair sadece yargılama giderleri ile ilgili kısımda düzeltme yapmak suretiyle karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan, hüküm, davanın açıldığı tarihteki hal ve şartlara göre tesis edilen bir karar olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre ileriye dönük olarak ve şarta bağlı biçimde karar tesis edilmesi mümkün değildir.
    1-Belirtilen açıklama nazarında somut olaya dönüldüğünde, mahkemece ‘... bağ kur hizmet süresine ilişkin borçların ödenmesi ve davalı kurum kayıtlarında aylık bağlanmasına başkaca engel hal bulunmaması halinde bağ kur prim borçlarını ödediği tarihten sonra , yaşlılık aylığı bağlanması başvurusu yapması halinde başvuru tarihini takip eden aybaşından itibaren , davacıya 4759 sayılı kanun 3/B-İ maddesine göre 4/1-a ( SSK ) statüsünden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ” denilmek suretiyle, şarta bağlı hüküm kurulması isabetsizdir.
    Mahkemece, şarta bağlı hüküm kurulamaz ne var ki; davacının, bağ kur hizmet süreleri yöntemince belirlenip tahsis istemi bu kapsamda değerlendirilip sonuca göre karar verilebilir.
    2-Bağ kur hizmet süresi tespitinde mükerrer şekilde hükümde infaza neden olacak şekilde hüküm tesisi yerinde bulunmamıştır. Mahkemece, 01/06/1992- 03/10/2000 ( dahil ) tarihleri arası süreler yönünden kabul şeklinde hüküm kurulmalı iken mükerrer şekilde 01/04/1999-01/11/1999 tarihleri arasının kabulü isabetsizdir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi’nin davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davalı vekilinin kısmen kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara