Esas No: 2008/7-8
Karar No: 2008/77
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/7-8 Esas 2008/77 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2008/7-8 E., 2008/77 K.
"İçtihat Metni"
Kaçakçılık suçundan sanıklar ŞA, NA, MŞA, SA"ın 1918 sayılı Yasanın 27/2-3, 33/son, TCY" nın 59/2, 31, 33. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ilişkin Van 1.Ağır Ceza Mahkemesince verilen 24.02.1997 gün ve 34-39 sayılı hüküm Yargıtay 7.Ceza Dairesince 09.12.1998 gün 1998-9617 sayılı karar ile onanarak kesinleşmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden sonra 19.07.2003 günlü sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunu yürürlükten kaldıran 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca sanıkların hukuksal durumlarının yeniden değerlendirilmesi talebi üzerine dosyayı uyarlama amacıyla ele alan Van 1.Ağır Ceza Mahkemesince 24.12.2003 gün ve 218-343 sayı ile;
"...4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun getirdiği lehe düzenlemeler ile TCK. nun 2. maddesi göz önünde tutularak sanıkların hukuki durumları yeniden değerlendirildiğinde sanıklara atılı suçun 4926 sayılı Yasanın 4. maddesinin a bendinin 1 nolu alt bendi kapsamında kaldığı, bu suç için kanunda öngörülen zaman aşımı süresinin 5 sene olarak belirlendiği, suç tarihinin 02.06.1991 olduğu, iddianamenin 03.06.1991 tarihinde düzenlendiği, görevsiz mahkeme tarafından sanıkların savunmalarının alındığı 27.07.1991 tarihinde de zaman aşımının kesildiği, sanıklar hakkında mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 24.02.1997 tarihinde mahkumiyet kararı verildiği, bununda zaman aşımını kestiği ancak sanıkların savunmalarının alındığı tarih ile mahkumiyet kararının verildiği tarih arasında zaman aşımını kesen başkaca bir işlemin yapılmadığı, bu iki tarih arasında 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu ve böylece sanıklarla ilgili davanın önceki yargılama sürecinde 27.07.1996 tarihinde zaman aşımına uğradığı..." gerekçesiyle önceki hükmün iptaline, sanıklar hakkındaki davanın 765 sayılı TCY" nın 102/4. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ve yed-i emindeki koyun ve sığırların 4926 sayılı Yasanın 31/son maddesi uyarınca zoralımına karar vermiştir.
Yerel C.savcısının temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7.Ceza Dairesi 19.11.2007 gün ve 35825-9075 sayı ile Yerel Mahkeme hükmünü onamıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 03.01.2008 gün ve 84363 sayı ile;
"...sanıklar hakkında 1918 sayılı Yasa 4926 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılmadan önce verilen mahkumiyet hükmü kesinleşmiş olup, bu hükmün infazı aşamasında; Yasa değişikliğine göre 4926 sayılı Yasa"nın 4/a-2, 5/son, 4/3, 4/4. maddeleri uyarınca eylemin yalnızca para cezasını gerektirmesi nedeniyle önce 4926 sayılı Yasanın 34. maddesi uyarınca önödeme teklif edilmesi, ödememe halinde özgürlüğü bağlayıcı cezanın infaz edilmemesine ve bu suçtan tutuklu geçirdikleri sürelerin mahsubuna yönelik hüküm kurulması gerekirken, kesinleşmiş karara konu eylemlerinden ötürü dava zamanaşımının değil ceza zamanaşımının söz konusu bulunduğu ve bunun da dolmadığı gözetilmeden kesinleşmiş hükmün özü değiştirilerek davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu..." düşüncesiyle Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmesini itiraz yasa yoluyla talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Hükümlülerin toplu kaçakçılık suçundan dolayı Yerel Mahkemece 1918 sayılı Yasanın 27/2-3, 33/son, 765 sayılı TCY"nın 59/2. maddeleri uyarınca neticeten 6 yıl 9 ay 20 gün müddetle ağır hapis ve 415.079.000 TL. ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiş ve bu hüküm Özel Dairece onanarak kesinleşmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren ve 1918 sayılı Yasayı yürürlükten kaldıran 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası ve 765 sayılı TCY"nın 2. maddesi uyarınca dosyayı ele alan Yerel Mahkeme hükümlüler hakkındaki davanın 765 sayılı TCY"nın 102/4. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına karar vermiş, yerel C.savcısının temyizi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire de Yerel Mahkeme hükmünü onamıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise kesinleşmiş karara konu eylemlerden ötürü dava zamanaşımının değil ceza zamanaşımının söz konusu bulunduğu ve kesinleşmiş hükmün özü değiştirilerek davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmesini itiraz yasa yoluyla talep etmiştir.
Görüldüğü gibi Yargıtay C.Başsavcılığı ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken hukuksal uyuşmazlık, kesinleşen hükümde sonradan yürürlüğe giren bir Yasanın daha az cezayı öngörmesi ve buna bağlı olarak ta suçun daha kısa bir zamanaşımı süresini gerektirmesi halinde, sonradan yapılan uyarlama yargılamasında dava zamanaşımının önceki yargılama sırasında dolduğundan bahisle davanın ortadan kaldırmasına kararı verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
Toplu kaçakçılık suçunun yaptırımı, somut olayda suçun işlendiği 02.06.1991 tarihinde yürürlükte bulunan 1918 sayılı Yasa"nın 27. maddesindeki düzenlemeye göre 8 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis olup bu suçla ilgili dava zamanaşımı süresi de 765 sayılı Türk Ceza Yasası"nın 102/3. maddesi uyarınca 10 senedir. Hükmün 09.12.1998 tarihinde onanarak kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası"nın 3 ve 4. maddeleriyle bu suçun yaptırımı ağır para ve suça konu eşyanın değeri fahişse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş suçun toplu olarak işlenmesi durumunda ilgili maddelerdeki cezalar yarısı kadar artırılarak uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Böylece dava zamanaşımı süresi de 765 sayılı Türk Ceza Yasası"nın 102/4. maddeleri uyarınca dolaylı biçimde 5 yıla düşmüştür.
765 sayılı Türk Ceza Yasası"nın 109. maddesine göre,"aynı fiilden dolayı her ne suretle olursa olsun tekrar yargılanması gereken hükümlünün sonraki mahkûmiyeti öncekinden daha hafif bir cezayı gerektiriyorsa, zamanaşımı süresi de sonraki hüküm ile tertip olunacak cezaya göre hesap edilecektir". 03.06.1942 tarih ve 36/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu hesaplama, maddede öngörülen cezanın üst sınırına göre yapılacaktır. Öte yandan maddede, her ne suretle olursa olsun tekrar yargılama yapılmasından söz edilmesi karşısında, yargılamanın iadesinde olduğu gibi mahkûmiyet hükmünde değişiklik yargılamasında da 109. maddenin uygulanacağı açıktır.
Somut olayda, yargılama sırasında zamanaşımını kesen en son işlem olarak 03.06.1991 tarihinde hükümlülerin mahkemede savunmaları alınmış ve hükmün verildiği 24.02.1997 tarihine kadar 5 yıldan fazla süre geçmiştir.
Bu itibarla, kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren ve öngördüğü ceza itibariyle daha kısa zamanaşımı süresine tabi olup suç tarihinde yürürlükte imişçesine değerlendirme konusu edilmek gereken 4926 sayılı Yasa gereğince dava zamanaşımı süresinin önceki yargılama sırasında ve hükmün kesinleşmesinden önce dolduğu anlaşıldığından Yerel Mahkeme hükmü ile bunu onayan Özel Daire kararı isabetli olup Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.04.2008 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.