Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/346 Esas 2011/1013 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/346
Karar No: 2011/1013

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/346 Esas 2011/1013 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2011/346 E.  ,  2011/1013 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin, işveren şirket ile şirketin işini üstlendiği banka yetkililerine hakaret etmesi nedeniyle İş Kanunun 25. Maddesi gereğince haklı olarak fesih edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece davacının tek geçim kaynağı olan maaşının düşürülmesinin doğurduğu ruh hali ile protesto amaçlı olarak deftere yazdığı yazı içerikleri işveren açısından kabul edilemez nitelikte ise de işyerinde uzun süredir çalışan davacının daha önce olumsuz bir davranış göstermemesi karşısında yapılan feshin bildiriminin ağır ve orantısız olduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
    İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II’nci bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Böyle durumlarda işçi, Anayasanın 25 ve 26’ncı maddesi ile güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Bunun gibi, işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturacaktır.

    İş Kanunu’nun 25’inci maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Yapıcı ve objektif ölçüler içerisinde belirli bir uzmanlık alanı ile ilgili eleştiri ya da işletmedeki bozukluk ya da uygunsuzluklara ilişkin eleştiri söz konusu olduğunda geçerli fesihten bahsedilemez.
    Dosya içeriğine göre davacının Koçbank AŞ...Fomara Şubesinde 1998 yılından itibaren güvenlik görevlisi olarak çalışmaya devam ettiği, Koçbank ve Yapı Kredi Bankalarının birleşmesi sonrasında bankanın güvenlik hizmetlerinin davalı şirket tarafından üstlenildiği ve davacı ile davalı arasında yapıldığı iddia edilen yeni sözleşme ile maaşının 944,00 TL ‘dan 735,00 TL’na düşürülmesi nedeniyle davacının görev yaptığı şubenin işyeri kayıt defterine 28.5.2009-5.6.2009 arasında 7 gün boyunca işveren şirket ile banka yetkilileri hakkında hakaret içeren sözler yazdığı ve alınan savunmasında da “ yöneticilerin atmış olduğu kazığa karşı tepki ve protestolarımın sonucu olarak yazdım” diyerek kabul ettiği anlaşılmakla davacının bu davranışı nedeni ile iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmaktadır. Davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı bulunmuştur.
    Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
    1-)Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-)Davanın REDDİNE,
    3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100,00- TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 22.9.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara