Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/8-72 Esas 2008/73 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2008/8-72
Karar No: 2008/73

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/8-72 Esas 2008/73 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bir kişi ruhsatsız mermi taşıma suçundan 25 gün hapis ve 375 YTL para cezasına çarptırılmıştır. Hapis cezası ertelenmiş ve 1 yıl denetim süresi belirlenmiştir. Adalet Bakanlığı yasal gerekçeyle Yargıtay'a başvurarak kararı yasa yararına bozdurmuştur. Özel Daire, cezanın 5237 sayılı Kanunun 50/1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmemesi nedeniyle hükmü bozmuş, fakat bu hapis cezasına mahkum olmayan kişinin daha hafif bir cezaya çevrilmesini gerektiren bir durum olduğundan seçenek yaptırımının Yargıtay Ceza Dairesi tarafından verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etmiş ve hükmün kaldırılması ve Yargıtay 8. Ceza Dairesine dosyanın gönderilmesi kararı alınmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 6136 sayılı Yasa'nın 13/son maddesi
- 5237 sayılı Yasa'nın 62/1. maddesi
- 5237 sayılı Yasa'nın 50/1. ve 50/3. maddeleri
- TCY'nın 51/1 ve 51/3. maddeleri
- CYY'nın 309/4-d maddesi
Ceza Genel Kurulu         2008/8-72 E.  ,  2008/73 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname:   2633
    Yargıtay Dairesi  : 8.Ceza Dairesi
    Mahkemesi  : İZMİR 26. Asliye Ceza
    Günü  : 26.07.2007
    Sayısı  : 282-493

    B.. B..’ın ruhsatsız mermi taşıma suçundan 6136 sayılı Yasanın 13/son ve 5237 sayılı Yasanın 62/1. maddeleri uyarınca sonuç olarak 25 gün hapis ve 375 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının TCY’nın 51/1 maddesine göre ertelenmesine, 51/3. madde uyarınca takdiren 1 yıl denetim süresi tespitine ilişkin olarak İzmir 26. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 26.07.2007 gün ve 282-493 sayılı hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
    Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi 06.02.2008 gün ve 1045-799 sayı ile;
    “…. Dosyanın tetkikinde sanığın daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olduğu anlaşılmıştır. 5237 sayılı Kanunun 50/3 maddesindeki açık hüküm karşısında, sanığın mahkûm olduğu hapis cezasının otuz günden daha az süreli (25 gün) olması nedeniyle bu hapis cezasının, 5237 sayılı Kanunun 50/1. fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunludur. Kanun yararına bozma talebi bu sebeple yerinde görülmekle;
    İzmir 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.07.2007 gün ve 282-493 sayılı kararının Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/4-b maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına,” karar vermiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 26.03.2008 gün ve 2633 sayı ile;
    “..... Yasa yararına bozma istemi, mahkûmiyet hükmüne yönelik olup, bozma nedeni hükümlüye daha hafif ceza verilmesini gerektirmektedir. Bozma nedenine göre, hükmü bozan Özel Dairenin sanık hakkında verilen 25 gün özgürlüğü bağlayıcı cezayı 5237 sayılı Yasanın 50. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında sayılan seçenek yaptırımlardan birine çevirmesi zorunludur. (CYY m.309/4-d) Müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar verilmesi isabetsizdir.” görüşüyle itiraz etmiştir.
    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Yerel Mahkeme, B.. B..’ın 18.03.2007 tarihinde izinsiz tabanca mermisi taşıma eylemi nedeniyle 6136 sayılı Yasanın 13/son ve 5237 sayılı Yasanın 62/1. maddeleri uyarınca sonuç olarak 25 gün hapis ve 375 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının TCY’nın 51/1. maddesine göre ertelenmesine, 51/3 madde uyarınca takdiren 1 yıl denetim süresi tespitine karar vermiştir.
    Adalet Bakanlığının başvurusu üzerine Özel Daire, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan B.. B..’a verilen 25 gün hapis cezasının 5237 sayılı Yasanın 50/3. maddesi uyarınca anılan maddenin 1. fıkrasında yazılı tedbirlerden birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle hükmü yasa yararına bozmuş ve müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesini kararlaştırmıştır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise, yasa yararına bozma nedeninin CYY’nın 309/4-d maddesinde düzenlendiğini ve sanığa daha hafif yaptırım uygulanmasını gerektiren bir hal olduğunu, bu durumda Yerel Mahkemede yeniden yargılama yapılamayacağını, hükmü bozan Özel Dairenin hapis cezası yerine hükmolunacak seçenek yaptırımı da kendisinin saptaması gerektiğini ileri sürerek itiraz etmiştir. 
    Görüldüğü üzere çözümü gereken hukuki sorun: hapis cezasına ilişkin bir mahkûmiyet hükmü, bu cezanın 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğundan bahisle yasa yararına bozulduğunda, seçenek yaptırıma Yargıtay Özel Dairesinin mi yoksa Yerel Mahkemenin mi hükmedeceği noktasında toplanmaktadır.
    5271 sayılı CYY’nın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
    Anılan fıkranın (d) bendi gereğince, bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırıl¬masını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerek¬tirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay Ceza Dairesince hükmün bozul¬ması ile yetinilmeyip, gereken kararın da doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.
    Somut olayda, daha önce hapis cezasına mahkûm olmamış bulunan B.. B..’a verilen 25 gün hapis cezasının 5237 sayılı Yasanın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında sayılan seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğuna uyulmaması isabetsizdir. Bu nedenle, Özel Dairenin yasa yararına bozma istemini kabul ederek hükmü bu yönden bozması yasaya uygun ise de, bozma nedenine göre Yerel Mahkemede yeniden yargılama yapılması olanaksızdır. Belirlenen hukuka aykırılığın, kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın Özel Dairece seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi suretiyle giderilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, itirazın kabulüyle, Özel Daire kararının kaldırılmasına, 5271 sayılı CYY’nın 309/4-d maddesi gereğince seçenek yaptırıma hükmolunmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin, Yerel Mahkeme kararının yasa yararına bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına dair 06.02.2008 gün ve 1045-799 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
    3-Yasa yararına bozma nedeni olarak kabul edilen hukuka aykırılığın giderilerek CYY’nın 309/4-d madde, fıkra ve bendlerindeki yetkiye istinaden takdir olunacak seçenek yaptırıma hükmolunması için dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.04.2008 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara