Esas No: 2022/6875
Karar No: 2022/9718
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6875 Esas 2022/9718 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6875 E. , 2022/9718 K.Özet:
Davacı, davalı işverene ait işyerinde 01.04.1971-30.06.1975 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti için dava açmıştır. Mahkeme Yargıtay'ın bozma ilamına uyarak isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Davalı avukatı temyiz istemiş ve temyiz başvurusu kabul edilerek hüküm bozulmuştur.
Dava 506 sayılı Kanun'un 79/10. maddesi kapsamında değerlendirilmekte ve bu tür davaların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve özenle yürütülmesi gerektiği belirtilmektedir. Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Davacının çalışmalarının ispatında delil sınırlandırması yoktur ancak işyerinin Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte olup olmadığı belirlenmeden önce işyeri özlük dosyası, Kurum sicil dosyası temin edilmeli ve çalışmanın süreleri, işyeri niteliği, prime esas kazanca tabi ücret vb. konular açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken inandırıcılığına dikkat edilmelidir. Tanıkların beyanlarının sağlığı denetlenmek için işyeri
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.04.1971-30.06.1975 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin (kapatılan ) bozma ilamına uyarak hükümde belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
HMK m. 31 gereğince, hâkim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Eldeki dava dosyasında, Mahkemece verilen karar Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 09.05.2018 tarih, 2017/2532 Esas, 2018/4717 Karar sayılı ilamı ile “... Somut olayda, duruşmalarda dinlenen tanık beyanlarının hükmün kurulmasında yetersiz olduğu anlaşılmakla davacının davalı nezdinde kesintisiz ve sürekli çalıştığı iddiasının sağlıklı bir şekilde belirlenmeksizin Mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; dava konusu dönem içerisinde davacının çalışması hakkında bilgi verebilecek nitelikteki dönem bordrolarında adı geçen işyeri çalışanlarının tanık olarak re'sen belirlenerek yöntemince beyanlarını almak, gerektiğinde zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinin işverenleriyle, bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı işverenler ile komşu işyeri çalışanlarının; aynı konuda tanıklıklarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre Mahkemece bir karar vermekten ibarettir.” denilmek suretiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesi “davanın kısmen kabulüne, davacının davalı işverene ait 91500.34.05 sicil numaralı işyerinde 01/07/1971-30/06/1975 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız olarak hizmet akdine bağlı sigortalı sıfatı ile dönemin asgari ücreti karşılığı çalıştığının tespitine, hizmet bildirimine konu 01/04/1971-30/06/1971 tarihleri arasındaki dönem yönünden tespit isteminde hukuki yarar bulunmadığından bu istemin reddine,” şeklinde hüküm kurulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Gerçekten, dava konusu dönem ile dava tarihi arasında çok uzun bir dönem geçmiştir. Mahkemece yaklaşık otuz yıl öncesine ait çalışmaların tespitine yönelik eldeki hizmet tespiti davasında, uyuşmazlık konusu dönemin bordrolu çalışanlarının vefat etmiş olması, başkaca komşu işyeri tanıklarının da tespit edilememesi nedeniyle bozma öncesi duruşmalarda dinlenen biri komşu işyeri çalışanı, diğeri kısmi dönem davalı işyeri bordrolu çalışanı olan ve bozma ilamında beyanları çalışma iddiasının belirlenmesi noktasında yetersiz bulunan iki tanık beyanı ile yazılı şekilde sonuca gidilmiş ise de bu sonuca hatalı değerlendirme neticesi varılmıştır.
Yapılacak iş, davacıya davalı işyerinde geçen hizmetini bilebilecek nitelikte olan kayıtlı komşu işyeri sahipleri veya çalışanları Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31’inci maddesi kapsamında açıklattırılmalı, tespit edilecek bu şahıslara ait şahsi sigortalılık sicil dosyası, duruma göre vergi kaydı, oda kaydı, esnaf sicil kaydı vb. ilgili birimlerden getirtilmeli, şahısların tanık olarak davacının davalı işyerinde geçtiği iddia olunan çalışmanın varlığı ve niteliği, tam veya kısmi süreli olup olmadığı, aralıksız devam edip etmediğine dair ayrıntılı beyanları alınmalı; davacının her hangi bir tanık listesi bildirememesi, bildirilen tanıklara ulaşılamaması, tanık beyanlarının yetersiz bulunması ya da re’sen araştırma ilkesi gereği başkaca araştırma yapılamaması halinde dava dosyası kapsamında elde edilen delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.06.2022 gününde karar verildi.