Esas No: 2007/4MD-179
Karar No: 2008/68
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/4MD-179 Esas 2008/68 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/4MD-179 E., 2008/68 K. kararında, sanık Fuat'ın zincirleme biçimde görevi savsama suçundan hapis cezası aldığı belirtilir. Ancak, Ceza Yargılaması Yasası'nın 231. maddesi değiştirildiği için, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının uygulanması gerektiğine karar verilir. Kurul Başkanı Osman Şirin'in ayrı bir görüş bildirdiği kararda, hükmün tam olarak incelenmeden temyiz edilemeyeceği ve hukukun vazgeçilemez normlarını ihlal eden kuralların itiraz yolu ile giderilemeyeceği belirtilir. Kararda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi ve 5278 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 53/5. maddesi gibi kanun maddeleri de detaylı bir şekilde açıklanır.
Ceza Genel Kurulu 2007/4MD-179 E., 2008/68 K.
"İçtihat Metni"
Sanık Fuat"ın zincirleme biçimde görevi savsama suçundan 5237 sayılı TCY"nin 257/2, 43/1 ve 62. maddeleri uyannca 6 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 51/1. madde uyarınca cezasının ertelenmesine, 53/1. madde uyarınca 1 yıl süreyle denetim altında bulundurulmasına, 53/5. madde uyannca verilen cezanın infazından sonra işlemek üzere 3 ay 3 gün süreyle hak ve yetkilerini kullanmasından yoksun bırakılmasına ilişkin olarak Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi"nden verilen 21.06.2007 gün ve 6-36 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "hükmün onanması" görüşünü içeren 09.07.2007 gün ve 11229 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığı"na gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Sanık Fuatın zincirleme biçimde görevi savsama suçundan cezalandırmasına ilişkin hükmün verilmesinden sonra yürürlüğe giren 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Yasa"nın 562. maddesi İle Ceza Yargılaması Yasası"nın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında gerçekleştirilen değişiklikler sonucunda, bu maddede öngörülen objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde uygulanması olanağı bulunan "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun tatbik alanı genişletilmiş ve somut olayda uygulanabilir bir hale gelmiştir.
Kurulan hükmün sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamasına olanak sağlayan ve bu yönüyle sanık lehine sonuç doğurduğunda kuşku bulunmayan bu hukuki kurumun sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağı İse öncelikle birinci derece yargılamasını yapan mahkemece ele alınıp değerlendirilmelidir. Bu itibarla, diğer yönlerinin bu aşamada incelenmesine gerek bulunmayan hükmün, öncelikle bu yasal değişikliğin değerlendirilebilmesi için bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı Osman Şirin; "5728 sayılı Yasa"nın 562. maddesiyle 5271 sayılı CYY"nfn 231. maddesinde yapılan ve "hükmün açıklanmasının geri bırakılması"müessesesinin kapsamını genişleten değişikliğin açılan temyiz davasının incelenmesini, suçun sübutunun ve
vasfının değerlendirilmesini usulen engelleyecek hiçbir hüküm taşımadığı agktir. Bu açıklık 5728 sayılı Yasa"nın geçici 1. maddesinin hükmüyle tartışılamaz netliğe ulaşmıştır. Geçici 1. maddede /"ladesini bulan nBu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yargıtay ilgili ceza dairesinde bulunan dosyalar hakkında bu Kanunun lehe hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, usule aykırılık bulunmadığı takdirde, dosya esastan incelenmek, acele işlerden sayılmak ve Türk Ceza Kanunumun 7. maddesi dikkate alınmak suretiyle karar verilin" hükmünün temyiz davasının esasının incelenmesine engel olur nitelikteki "hukuka kesin aykırılık halleriyle sınırlı olduğunda ve bunun dışındaki her halde hükmün esasının İncelenmesi gerekeceğinde duraksama olmamalıdır.
Temyiz davasında gerek resen gerekse talep üzerine sanığın beraatine hükmedebilmek asla ve kesinlikle geciktiriiemeyecek bir temel hedef olduğuna göre, esası inceleyerek bu yönde bir karar vermek yerine sadece ve yalnız usul bozması yaparak yargılamayı ilk derece mahkemesine göndermenin ve beraatı olanaklı kişiyi 5271 sayılı CYY"nİn 231. maddesinde öngörülen beş yıllık denetim süresine tabi tutarak hak kısıtlamalarına muhatap kılmanın kabul edilebilir hiçbir yönü bulunmamaktadır.
Aynı yorumu, açılmış temyiz davasında yerel mahkeme hükmünü suç vasfı ya da cezayı artırıcı veya indirici nedenler yönünden temyiz eden süjenin hakları ve haklılığı yönünden de yapmak olanaklıdır. Örneğin yerel mahkemenin cezayı 2 yıl ya da altına indiren uygulamasını yasaya aykırı bularak temyiz davası açan ve yapılacak inceleme ile uygulamayı bozdurabllmeyi uman CSavcısı veya müdahllln haklı olabilecek bu temyizi incelenemeyecek, salt ceza 2 yılı aşkın değildir denilerek hükmün açıklanmasının ertelenmesi yönünde bir yeni hükme yerel mahkeme zorlanacak, yerel mahkeme kendi hükmündeki isabetsizliği denetleme yetkisinde olmadığından, hatalı biçimde 2 yıllık yaptırıma konu edilen nice suç, hükmün açıklanmasının ertelenmesiyle yaptırım dışı kalabilecektir.
"Hükmün açıklanmasının ertelenmesi" kararlarının sadece itiraz yasa yoluna tabi tutulduğu gözönüne alındığında, bu tür ihlallerin itirazı inceleme mercilerince usule ilişkin denetleme statüsü alışkanlığıyla değerlendirmeye konu edilemeyeceği ve hukuk düzeninin geçerli kıldığı ölçüde giderilemeyeceği agktir. İtiraz mercilerinin esası da incelemesi gerektiği keyfiyeti ise ayrı bir
yasal düzenlemenin konusu olabilir ki, bu da temyiz mercii ile itiraz merciinin görev ve yetkilerinin sınırlan konusunda çok kapsamlı bir tartışmayı gündeme taşır.
Bu itibarla yasanın agk hükmüne ve hukukun vazgeçilemez ve ertelenemez usul normlarına aykırı biçimde esası incelemeyi gereksiz sayan, sübuta ve vasfa ilişkin temyiz davasını inceleme sorumluluğunu öteleyen ve yeni yasal düzenlemeyi usul bozmasını zorunlu kılıyormuşçasına değerlendiren çoğunluğun görüşüne katılmıyor, esasın incelenmesinden sonra suçun sü-butuna ve uygulamanın isabetli oluşuna karar verilmesi sonrasında ertelenmeye engel bir halin bulunmadığını saptama halinde, hükmün 5728 sayılı Yasa"yla değişik CYYnln 231, maddesince değerlendirme yapılmak üzere bozulmasına hükmedllmesl gerektiğini düşünüyorum." Gerekçesiyle
Bir kısım Kuruİ Üyesi ise; "hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda yapılan yasal değişikliğin Yargıtay"da yapılan inceleme sırasında davanın diğer yönlerinin ve esasının değerlendirilmesine engel olmayacağını belirterek öncelikle davanın esasının incelenmesi, sübut, nitelendirme gibi hususlarda hükmün denetimi yapıldıktan sonra sözü edilen yasal değişiklik nedeniyle hükmün bozulması gerektiğini" ileri sürerek karşı oy kullanmışlardır.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle;
1-
Sanığın temyiz itirazının KABULÜNE,
2-
Yargıtay Dördüncü Ceza Daîresi"nin 21.06.2007 gün ve 6-36 sayılı hükmünün sair yönleri incelenmeksizin açıklanan nedenden BOZULMASINA,
3-
Dosyanın Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi"ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.03.2008 günlü birinci müzakerede karar için gerekli oyçoğunluğuna ulaşılamaması nedeniyle 01.04.2008 günü gerrçekleştirilen ikinci müzakerede oyçokluğu ile tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak karar verildi.