Esas No: 2022/4215
Karar No: 2022/9745
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4215 Esas 2022/9745 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4215 E. , 2022/9745 K.Özet:
İş Mahkemesi'nde görülen bir davada, Kurum işleminin iptali ve birleşen davalar itirazın iptali istenmiştir. Mahkeme, asıl davanın reddine ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar vermiştir. Tarafların temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra yapılan incelemede, mahkemenin asıl dava yönünden verdiği hüküm isabetli olsa da, birleşen davalardan tedavi giderlerine dayalı talepler yönünden mahkemenin hüküm tesisinde yanılgılı değerlendirme yaparak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur. Kanun maddelerine göre, mahkemece verilen hüküm bozulmalıdır.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4/1-b bendi, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanları sigortalı sayar. 5510 Sayılı Kanun'un 53. maddesi, sigortalının birden fazla sigortalılık halinde öncelikli olarak hangi sigortalılık haline tabi olacağını belirler. 6111 Sayılı Kanun'un 33. maddesi, 5510 Sayılı Kanun'un 53. maddesini değiştirmiştir. Ancak 6111 Sayılı Kanun'un yayımı takip eden ayın birinci günü yürürlüğe girmiştir ve değişiklikler geriye dönük olarak uygulanmayacaktır. Bu nedenle, uyuşmazlık çözümlenirken 5510 Sayılı Kanun'un 53. maddesi, 6111 Sayılı Kanun'un değiştirilmeden önceki hali esas alınacaktır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Asıl dava Kurum işleminin iptali, birleşen davalar itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararından sonra ilâmında belirtildiği şekilde asıl davanın reddine, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı kurum vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile aynı Yasanın 53. maddesidir. 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, … Tarımsal faaliyette bulunanlar, …” sigortalı sayılmışlardır. Sigortalılık hallerinin birleşmesini düzenleyen 53. maddenin birinci fıkrasında ise, sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda 5510 sayılı Yasanın 53. maddesinde, 13.02.2011 tarihli 6111 sayılı Yasanın 33. maddesi ile yapılan değişiklik üzerinde de durmakta yarar vardır. Anılan değişiklik ile, 53. madde “Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır..." şeklinde değiştirilmiş ise de; 6111 sayılı Yasanın yürürlüğe dair 215/b. maddesindeki, "...33...maddesi yayımı (25.02.2011) takip eden ayın birinci günü (01.3.2011) yürürlüğe girer." düzenlemesi ile, "Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz." şeklindeki aynı Yasanın geçici 33. maddesi gözetildiğinde, uyuşmazlığın çözümünde, 5510 sayılı Yasanın 53. maddesinin, 6111 sayılı Yasanın değiştirilmeden önceki halinin esas alınacağı anlaşılmaktadır. Buna göre, her ne kadar mahkemece asıl dava yönünden verilen hüküm isabetli ise de, birleşen davalardan tedavi giderlerlerine dayalı talepler yönünden, dosya içindeki kayıtlara göre talebe konu dönemde hak sahiplerinin sağlık sigortasından yararlanma şartlarını taşıdıkları anlaşılmakla, anılan borçlardan sorumlu tutulamayacakları gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 23.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.