Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4511 Esas 2022/9874 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4511
Karar No: 2022/9874
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4511 Esas 2022/9874 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/4511 E.  ,  2022/9874 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Mengen Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, kıymet takdirine itiraz ve yeniden bedel tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle ödeme emirlerinden kaynaklanan borçtan sorumlu olmadığının tespitine ilişkin talebin usulden reddine, kıymet takdirine itiraz ve yeniden bedel tespitine ilişkin talebin kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
    I-İSTEM
    Davacı, ..., ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün B.13.2.SGK.4.14.00.00/VIII-İcra/2-Satış-2015/61 sayılı yazıları ile ... İli Gökçesu Beldesi hudutlarında bulunan İR.72.sicil 272 sayılı maden kömür sahasının ve işletme ruhsatının satışına karar verildiğini ve 08/01/2016 tarihli kıymet takdir raporuna göre satış işlemine başlandığının müvekkil şirkete bildirildiğini, ancak ödenmeyen prim borçları ve kıymet takdir raporu konulu 19/10/2017 tarihli yazının müvekkil şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, yazı içeriğinden şirket yetkilisinin 24/11/2017 tarihinde haberdar olduğunu, tebliğ tarihinin usulsüz tebligatın öğrenildiği 24/11/2017 olarak kabul edilmesini, 08/01/2016 tarihli kıymet takdir raporunun hatalı, güncel olmayan ve belirlenen değerin rayicin çok altında olduğundan satış için yeniden kıymet takdiri yapılması gerektiğini, 19/10/2017 tarihli yazıda yer alan müvekkil şirketin kuruma son masraflar ile birlikte 20.420.326,85 TL borcu olduğu yönündeki ayrıntısı ve hesap yöntemi belirtilmeyen toplam borç miktarı bildirimini de kabul etmediklerini itiraz ettiklerini, gerekli belge ve bilgilerin celbi ile borç miktarının hesaplanmasını talep ettiklerini, hesaplamanın hatalı olduğunu, hesaplamada zamanaşımına uğramış alacakların da dahil edilmiş olabileceğini, faiz ve anapara hesabında hatalar bulunduğunu, şirket tarafından yapılan tüm ödemelerin de dikkate alınmamış olduğunu düşündüklerini, 11.745.226,70 TL olarak belirlenen 08/01/2016 tarihli kıymet takdir raporuna ve işlemine itirazın kabulü ile mahallinde uzman bilirkişi heyeti aracılığı ile keşif ve bilirkişi incelemesi ile rayice uygun olarak tespitini, kurumun 08/01/2016 tarihli kıymet takdir raporuna göre satış işlemlerine devam edileceği yönündeki kararının iptaline, kurumun ödenmeyen prim borçları ve kıymet takdir raporu konulu 19/10/2017 tarihli yazısı ile şirketin 23/06/2017 tarihinde yapılandırdığı borçlarını ödemediği ve son masraflar ile birlikte 20.420.326,85 TL borcunun olduğu yönündeki bildirime itirazın kabulü ile müvekkilin bildirilen rakamın altında olan gerçek borç miktarının mahkemece tespitine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, davanın yasal süresi içinde açılmadığını, davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafın konu etmiş bulundukları 08/01/2016 tarihli değer tespit raporuna karşı Mengen Asliye Hukuk mahkemesinin 2016/98 esas sayılı dosyası ile kıymet takdirine itiraz ettiğini ve davadan feragat nedeniyle 08/09/2016 tarihinde mahkemece feragat nedeni ile davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, aynı kıymet takdirine ilişkin açmış bulunduğu bu davanın kesin hüküm nedeni ile reddi gerektiğini, davacının kıymet takdirine itiraz davası adı altında kurum işleminin iptali ve müvekkil kuruma olan borç miktarının tespitini de talep ettiğini, üç talebin bir arada incelenmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, usul yönünden reddi gerektiğini, 6736 sayılı yasa kapsamında davacı şirket tarafından müvekkil kuruma olan borçlarının taksitlendirilmesi yönü ile talep de bulunduğunu, yapılandırma yapıldığını ödeme planının 18/10/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle 19/10/2017 tarihli yazının tebliğ edildiğini, yapılan kıymet takdirinin rayiçlere uygun olduğunu, öncelikle dava zamanaşımı, kesin hüküm ve diğer usuli itirazların değerlendirilerek davanın esasa girilmeden reddine, soyut iddialara dayanan yersiz ve mesnetsiz davanın reddine, her türlü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    MAHKEME KARARLARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, davacının ödeme emirlerinden kaynaklanan borçtan sorumlu olmadığının tespitine ilişkin talebinin süresinde olmaması sebebi ile usulden reddine, davacının kıymet takdirine itiraz ve yeniden bedel tespitine ilişkin talebinin kabulüne, ... ili, Mengen ilçesi, Gökçesu beldesi sınırları içerisinde yer alan, ... Madencilik Orman Ürünleri Nakliyat Pazarlama Ticaret Limited Şirketi uhdesinde bulunan İR:72-Sicil 272 sayılı maden kömürü işletme ruhsat sahasının kıymet takdirine ilişkin şikayetin kabulü ile ... ili, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nce belirlenen 18.353.372,68 TL değerin iptali ile mahkememizce belirlenen 23.539.856,13 TL değerin satışa esas değer olarak belirlenmesine, karar verildi.
    B-BAM KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esasdan reddine karar verildi.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili mahkemece alınan raporun yetersiz olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği, davalı kurum vekili mahkemece yeterli inceleme yapılmadan karar verildiği yönlerinden kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    İnceleme konusu dosyada; davalı Kurum tarafından davacı şirket hakkında tevhitli prim borçları nedeniyle ödeme emri çıkartıldığı ve kesinleştiği, hacze konu maden sahası hakkında Kurumca usulüne uygun olarak 08/01/2016 tarihinde kıymet takdiri yaptırıldığı, toplamda 11.745.226,70 TL değer tespit edildiği, davacı tarafça açılan kıymet takdirine itiraz davasının 6736 sayılı Yasa kapsamında prim borçlarını yapılandırmak için Yasa gereği davadan feragat ettiği, ilk davanın bu kapsamda reddine karar verildiği, ancak prim borçlarının yapılandırma kapsamında süresinde ödenmemesi sebebiyle Kurumca işlemlere devam edilerek satış kararı alınıp ilan edildiği, 19/10/2017 tarihli yazı ile davacıya da güncel borç miktarının 20.420.326,82 TL olduğu, satış işlemlerine başlandığı ve kıymet takdirine ilişkin 08.01.2016 tarihli önceki rapora göre işlem yapılacağı belirtilerek raporunda ibraz edildiğinin belirtildiği, dosyada teknik bilirkişi heyetinden rapor alındığı, raporda 23.539.856.13 TL kıymet taktirinin yapıldığı, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Dava nitelikçe kıymet takdirine itiraz ile kuruma olan borcun tespit ve belirlenmesi hususuna ilişkin olup, talebin ödeme emirlerinden kaynaklanan borçtan sorumlu olmadığının tespiti olarak değerlendirilip, istemin süresinde ileri sürülmediği gerekçesiyle reddine hükmedilmesi isabetli değildir.
    Somut dosyada; dava kıymet takdirine itiraz ve borcun belirlenmesi istemiyle, tek bir dava dilekçesiyle açılmış olmasına ve bir bütün olarak açılan bu davanın yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi ve birleşen bir davanın da söz konusu olmaması karşısında HMK 323 ve 332 maddeleri kapsamında harç ve yargılama giderlerinin davanın kısmen kabul ve kısmen reddine göre belirlenmesi yerine her bir talep yönünden ayrı ayrı harç ve yargılama giderlerine hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
    Diğer yandan, yukarıda açıklandığı üzere; davacı borcunun tespitini de talep ettiğinden, davada kıymet takdirine itiraz dışındaki diğer istemin, yazılı şekilde kurumca bildirilen borçtan yola çıkılarak, Kuruma olan borcun belirlenmesi istemine yönelik bulunduğu gözetilip, bu kapsamda herhangi bir yargılama ve irdelemenin yapılmamış olması isabetsiz bulunmuştur.
    Bu itibarla belirtilen hususlarda irdeleme ve inceleme yapılmak suretiyle elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara