Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3739 Esas 2022/9846 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3739
Karar No: 2022/9846
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3739 Esas 2022/9846 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, bir kurum işleminin iptali istemine ilişkin olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının gerekçesiz olduğu gerekçesiyle Adana Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddedilmesine karar vermiştir. Ancak, davalı vekilinin yaptığı temyiz itirazları kabul edilerek Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı bozulmuştur. Dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine ve bir örneği Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
İlgili hukuk kuralları ve inceleme: Anayasa'nın 141/3 üncü maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngörmektedir. Mahkeme kararının gerekçesinin maddi olguların nasıl nitelendirildiğini, hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını açıklaması gerekmekte ve usulüne uygun şekilde oluşturulmuş detaylı bir gerekçe bölümü olması zorunludur.
10. Hukuk Dairesi         2022/3739 E.  ,  2022/9846 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Dörtyol 1. İş Mahkemesi


    Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacı şirket hakkında Kurum tarafından yapılan inceleme neticesinde 49 sayılı rapor düzenlendiği, rapordaki hususlara ilişkin olarak GŞ47, GŞ49, GŞ39 sayılı raporlara itiraz edildiği, sırasıyla 28, 29 ve 30 sayılı komisyon kararlarıyla itirazın reddine karar verildiği, yapılan kurum işlemlerinin usulsüz olduğu, kurum işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    II- CEVAP
    Davalı Kurum vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI
    A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı sonrasında toplanan deliller ile dosya kapsamındaki deliller bir arada değerlendirildiğinde mahkememizce verilen ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usuli eksiklikler nedeniyle kaldırılan, önceki kararda belirtilen gerekçemizde değişikliğe neden olacak bir kanaat oluşmamakla;
    Davanın kabulüne,
    İdari para cezasına konu olan davalı ... tarafından düzenlenmiş 17/07/2017 tarih 49 sayılı araştırma ve inceleme raporunun, GŞ47 sayılı rapora dair itiraza ilişkin itirazın reddine dair 17/08/2017 tarihli 28 sayılı komisyon kararının, GŞ49 sayılı rapora dair itiraza ilişkin itirazın reddine dair 17/08/2017 tarihli 29 sayılı komisyon kararının, GŞ39 sayılı rapora dair itiraza ilişkin itirazın reddine dair 17/08/2017 tarihli 30 sayılı komisyon kararlarının ayrı ayrı iptaline” karar verilmiştir.
    B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    “Davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davalı vekili, kurum işlemlerinin hukuka ve mevzuata uygun olduğu, davanın reddi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    Hukuk Genel Kurulu’nun 15.07.2009 tarih ve 2009/19-285 Esas, 2009/359 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgularla hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir.
    Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması, zorunludur.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3 üncü maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi, bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
    İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen ilkelere aykırı olarak, “kaldırılan, önceki kararda belirtilen gerekçemizde değişikliğe neden olacak bir kanaat oluşmamakla” denilmek suretiyle gerekçesiz karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara