Esas No: 2021/12595
Karar No: 2022/9880
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12595 Esas 2022/9880 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/12595 E. , 2022/9880 K.Özet:
Davacı, emekli olabilmek için mücadele ettiğini, prim borcuyla ilgili sorunları olduğunu ve aylık taleplerinin kabul edilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, davacının aylık talebini kabul etmiş, prim borcunun iptaline karar vermiş ancak talep edilmeyen bir konuda karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, tarafların istinaf başvurularını reddetmiştir. Temyiz aşamasında, eksik inceleme yapıldığı iddiasıyla davacı, kurum işlemlerinin yerinde olduğunu savunan davalı Kurum ise kararın bozulmasını talep etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi gereği, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Bu nedenle, mahkemece talep edilmeyen konuda karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmektedir. Kanun maddeleri: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. ve 370/2 maddeleri.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... Batı 5. İş Mahkemesi
Dava, aylığa hak kazandığının tespiti, genel sağlık sigortası prim borcunun iptali ve birikmiş aylıklarının tahsili ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın aylık talebinin kabulüne, genel sağlık sigortası prim borcunun iptaline, birikmiş aylıklarının tahsili ve maddi tazminat talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı, davalı Kurum ile 4/a kapsamında emekli olabilmek için yaklaşık 8 aydır mücadele ettiğini, öncesinde davalı ile 2004 yılında bir mücadelesinin olduğunu, yaklaşık 14 yıldır kurumun tecrübe ve yaşattıklarına göre sosyal hukuk devletine yakışmayan insan haklarına saygılı olmayan kurum olduğunu, 2004-2008 arasında Bağ-Kur'a defalarca gittiğini, iş yerinin kapandığını, işsiz kaldığını, primi ödeyecek hali olmadığını, Bağ-kur'u durdurun demesine rağmen dilekçesini dahi almadıklarını, emekli aylığı verilmiş iken şikayeti sonrası yersiz giriş ve kasıtlı zarar verme amacı ile yaşlılık aylığının haksız olarak boştan yere iptal edildiği ve şu an zorunlu GSS sigortalılığında 2012 den bu yana fuzuli ilişiğinin olduğunu daha önce 31/01/2018 de terkin ettikleri halde emekli edildiğinin inkar edildiğini, kendisine tekrar borç çıkartıldığını tahsis talebine dair kaydın silindiğini, yine kendisinden haksız olarak 31/01/2018 sonrası yaklaşık 3 aylık GSS priminin ödenmesinin istendiğini, 01/01/2012-28/01/2014 arasında işsiz olduğu ara kesintili zamanlarda dahi asgari ücretin 3/1 den fazla geliri olmadığı halde haksız bir şekilde GSS ödenmesinin istendiğini bunun iptali gerektiğini, emekli aylığının bağlanmasına karar verilmesi GSS sigortasının 31/01/2018 itibari ile iptaline karar verilmesini, birikmiş aylıklarının tahsili ile maddi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili, davacı tarafça tamamen dayanaksız bir şekilde haksız ve dayanaktan yoksun olarak açılan iş bu davanın reddinin gerektiğini, öncelikle iddia edilen çalışmanın sona erdiği belirtilen tarihi takip eden yılın sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolmuş olduğundan öncelikle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini beyan etmiş, ön inceleme duruşmasında, davacının dilekçelerinde ne talep ettiğini anlaşılmadığını, iddia ettiği hususların gerçek dışı olduğunu, 26/04/2018 den itibaren yeşil kartlı olduğunu, herhangi bir GSS primi ödemediğini, 20/10/2009 tarihinde Bağ-Kur'un kapanması için dilekeçe verdiğini ancak noter tasdikli olmadığını gerekli şartları taşımadığını daha sonraki tetkiklerde şirketin faal olduğunu bu nedenlerle de talebi gereği işlem yapılamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne, davacının 01/02/2018 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline, 01/02/2018 tarihi sonrası tahakkuk ettirilen GSS prim borçlarının iptaline, davacının 4/1-b sigortalılığının (1479 sayılı Yasa kapsamında) 31/12/2007 tarihi itibari ile sona ermesinin mümkün olmadığının tespitine, davacının maddi tazminat ve birikmiş aylık ücretlerinin talepleri yönünden, verilen bir haftalık kesin süre içerisinde HMK nun 119/1-ğ ve 119/2. Maddeleri uyarınca talep sonucunu açık ve net bir şeklide belirlemediği anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ve davalı kurum vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı eksik inceleme yapıldığı, davalı Kurum ise kurum işlemlerinin yerinde olduğu nu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
İnceleme konusu davada; Davacı 01/02/2018 tarihinden itibaren 506 sayılı yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini, 01/02/2018 tarihi sonrası tahakkuk ettirilen GSS prim borçlarının iptalini, birikmiş aylıklarının tahsili ile maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının talepleri değerlendirilerek karar verilmiş ise de; talep olmadığı halde ayrıca davacının 4/1-b sigortalılığının (1479 sayılı Yasa kapsamında)31/12/2007 tarihi itibari ile sona ermesinin mümkün olmadığının tespitine de karar verilmiş olması yerinde değildir.
Bu itibarla mahkemece talep olmadan, talepten fazlasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2 maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: ... Batı 5. İş Mahkemesi hükmünün HMK'nın 370/2 maddesi gereğince, 1/c fıkrasının silinmesine, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 27.06.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.