Esas No: 2007/4MD-115
Karar No: 2008/53
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/4MD-115 Esas 2008/53 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu karar, Vergi Mahkemesi Başkanı ile Vergi Mahkemesi Üyesi'nin görevde hakaret suçunu işlemeleri nedeniyle açılan davanın Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi'nde görülmesiyle ilgilidir. Her iki sanık, karşılıklı olarak sözlü ve eylemli tahrikte bulunmuştur. Ceza Genel Kurulu, her iki sanığın söz konusu suçtan cezalandırılmalarına karar vermiştir ancak görevde hakaret fiillerinin karşılıklı ve keyfi davranışlardan kaynaklandığı gerekçesiyle cezaların ayrı ayrı kaldırılmasına hükmetmiştir. Kararda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 266/3. ve 272. maddelerine atıfta bulunulmuştur. Ayrıca, 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin uygulanamayacağı belirtilerek kanunun 5728 sayılı değişikliklerine dair bilgi verilmiştir.
Ceza Genel Kurulu 2007/4MD-115 E., 2008/53 K.
"İçtihat Metni"
Adalet: Bakanı"nın soruşturma izni üzerine B... C.Başsavcılığının 11.08.2005 gün ve 8954 sayılı iddianamesine istinaden B... Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2005 gün ve 312 sayılı son tahkikat kararıyla; Vergi Mahkemesi Başkanı ile Vergi Mahkemesi Uyesi"nin birbirlerine görevde hakaret suçunu işlediklerinden bahisle 765 sayılı TCY"nin 266/3. maddesine mümas yargılanmaları istemiyle açılan kamu davasının Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi"nce yürütülen kovuşturması sonunda, anılan Dairenin 08.03.2007 gün ve 49-13 sayılı hükmü ile; 765 sayılı TCY"nin uygulamada 5237 sayılı TCY"den daha lehte sonuç vereceğinin kabulüyle her bir sanığın 765 sayılı TCY"nin 266/3, 251, 59 ve 647 sayılı Yasa"nın 4. maddesi uygulamasıyla 2.688 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına, ancak görevde hakaret fiillerinin karşılıklı olması ve her bir sanığın keyfi davranışlarıyla yekdiğerinin eylemine sebebiyet
vermesi nedeniyle aynı Yasa"nın 272. maddesi uyarınca cezalarının ayrı ayrı kaldırılmasına, her bir sanığın davaya müdahil olarak katılıp kendisini vekille temsil ettirdiği gözetilerek 1.000"er YTL ücreti vekaletin diğer katılan sanıktan alınmasına, yargılama nedeniyle sarf edilen 50.81 YTL giderin, paylarına düşen oranda katılan sanıkların her birinden tahsiline karar verilmesi sonunda, hükümlerin her bir katılan sanık müdafiince süresinde temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay C.Başsavcılığı"nca düzenlenen ve hükmün onanması istemini taşıyan tebliğnamenin 5320 sayılı Yasa"nın 8. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CYUY"nin 316/son maddesi uyarınca sanıklara tebliği sonrasında mahsus müzakere gününde Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca yapılan değerlendirmede;
Katılan sanıkların 1. sınıfa ayrılmış yargıç olmaları nedeniyle Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi"nde ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılamaları sonunda; kovuşturmanın ve kanıt toplanması işlemlerinin yasaya uygun yöntemle ve eksiksiz yapıldığı, hukuka uygun olarak toplanan kanıtların usule uygun tarzda CYY"nin 216. maddesi kapsamında tartışılıp değerlendirildiği, hükmün CYY"nin 223. maddesi kapsamında usule uygun biçimde kurulduğu,
Maddi olayın toplanan delillere uygun nitelikte saptanarak;
Vergi Mahkemesi Üyesi iken İdare Mahkemesi Üyeliğine atanan bir diğer hakimin sorumluluğundaki dosyaların bir kısmının mahkeme başkanınca katılan sanık üyeye tevdi edilmesi üzerine, adı geçenin mahkeme kaleminde "başkasının s... b... u ben mi temizleyeceğim" biçiminde konuşması sonrasında mahkeme başkanı katılan sanığın bir yazı yazarak kendisini uyardığının, uyarıya muhatap olan üye katılan sanığın başkanın odasına giderek "bana uyarı yazısı yazamazsınız" deyip yazıyı yırtmak suretiyle tepki gösterdiğinin, başkanın ise "saygısızlık yapıyorsun, şerefsizlik yapma" sözleriyle karşılık vermesi üzerine üyenin, "şerefsiz sizsiniz" biçiminde mukabelede bulunduğunun belirlendiği,
Bu oluş itibarıyla; her bir katılan sanığın, görev sırasında ve görevden kaynaklanan nedenle yekdiğerini sözlü ve eylemli biçimde tahkir ettiğinin, ancak bu tahkir halinin karşılıklı olup muhatabın keyfi hareketinden kaynaklandığının isabetle saptanarak, 765 sayılı TCY"nin 272. maddesinin tatbiki ile her bir katılan sanığa verilen cezanın büsbütün kaldırılmasına hükmedildiği,
Dairenin açıklanan doğrultudaki takdir ve değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı,
Bu değerlendirmeler karşısında; katılan sanıklar"ın her birinin; "hakaret suçunu işlemediğine, fiilin karşı taraftan kaynaklandığına, herhangi bir keyfi harekette bulunmadığına, TCY"nin 272. maddesinin uygulamasından karşı tarafın yararlanmaması gerektiğine" ilişkin temyiz itirazlarının kabul edilebilir olmadığı sonucuna varılmış, bu nedenle usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin onanması gerekmiştir.
Değerlendirme konusu yapılması icap eden diğer husus;
Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı Yasa"nın 231. maddesinin, sanıklar hakkında uygulanıp uygulanmayacağı keyfiyetidir.
5271 sayılı Yasa"nın, 5728 sayılı Yasa ile değişen ve 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasıyla hükümlendirilen kişilere belli koşullarda atıfet sağlanmasına ve haklarındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına elverişli olan 231. maddesi hükmü, CYY"de yer alışından dolayı usul kuralı sayılabilir mahiyette ise de, yaratacağı ceza yaptırımından kurtulmaya yönelik sonucu itibarıyla maddi ceza hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle lehe yasa uygulaması kapsamında değerlendirmeye konu edilecek normlar cüm-lesindendir.
Ne var ki, anılan maddenin uygulanabilmesi için, kişiye kovuşturma neticesinde 2 yılı aşmayacak süreli hapis ya da adli para cezası verilmesi gerekmektedir.
Oysa konu olayımızda, sanıklara verilmiş bir ceza yoktur.
Her ne kadar önce verilen ve sonra bütünüyle kaldırılan bir cezanın varlığı nedeniyle tertip olunmuş ücreti vekalet ve yargılama gideri sorumluluğu söz konusu ise de, bu tür tali yükümlülüklerin, yasa koyucunun amaçladığı düzeyde ceza olmadığı ve salt bu nedenle hükmün açıklanmasının ertelenmesinden yararlanılmak gerekmeyeceği kabul edilmelidir.
Kaldı ki, 5271 sayılı CYY"nin 325. maddesinin 5560 sayılı Yasa"yla değişik 2. maddesi hükmü "hükmün açıklanmasının geri bırakılması ...hallerinde de yargılama giderlerinin sanıklara yükletileceğim" öngörmekle, bu
atıfetten yararlanmanın katılan sanıklar yararına bir sonuç doğurmayacağını, aksine hükmün açıklanması ertelendiğinde 5 yıllık bir denetim süresine hük-medileceğinden daha aleyhe bir sonuç doğuracağını ortaya çıkarmaktadır.
Bu değerlendirmeler sonucu;
765 sayılı TCY"nin 272. maddesi uyarınca işlediği hakaret suçundan dolayı verilen cezası büsbütün kaldırılan katılan sanıkların 5271 sayılı Yasa"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231. maddesi hükmünden yararlanamayacağı kabul edilmelidir.
Sonu ç: Açıklanan nedenlerle;
1-
Sanık müdafılerinin temyiz itirazlarının reddiyle Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi"nin 08.03.2007 gün ve 49-13 sayılı hükmünün (ONANMASINA),
2-
Dosyanın Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi"ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 18.03.2008 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.