Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6482 Esas 2022/9965 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6482
Karar No: 2022/9965
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6482 Esas 2022/9965 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/6482 E.  ,  2022/9965 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Lüleburgaz İş Mahkemesi


    Dava, davalı Kurumun, davacı şirket hakkında tesis ettiği 272475242 / 1022106/7738417 sayı 24.05.2016 tarihli asıl aylık prim hizmeti belgesi ve teşvik / destek yararlanma hakkının iptali kararı ile idari para cezasının iptali talebine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili; müvekkili şirketin, merkezi Lüleburgaz'da buluna bir firma olduğunu, ...'in ise Lüleburgaz'daki iş yerinin 18/09/2015 tarihinde işe başlamış bir çalışanı olduğunu, görev yerinin Çatalca Bölgesindeki müşterileri ziyaret etmek ve o bölgedeki satış pazarlama işlemlerini yürütmek olduğunu, görevi gereği sürekli şehir dışında olduğunu, iş yerine nadiren uğradığını, 15/12/2015 tarihinde kendi rızası ile istifa ettiğini ve bu tarihten sonra işe gelmediğini ancak ...'in iş çıkışının 25/12/2015 tarihinde yapıldığını ve bu durumun da gerekli mercilere bildirildiğini, 24/12/2015 tarihinde Kırklareli Sosyal Güvenlik Denetmenlerince yapılan rutin denetimlerin birinde SGK personel listesi ile iş yerinde bulunan çalışanların kıyaslandığını ve çalışanlardan bazılarına soru sorulduğunu, bu kişilerden birinin de...isimli çalışan olduğunu ve satış temsilcisi olmakla beraber diğer şirket çalışanları hakkında pek bilgi sahibi olmadığını, hal böyle iken şirketten 8 gün önce istifa ederek ayrılan ... hakkında da bilgisi olmadığını ancak ...'in halen şirket nezdinde çalıştığını zannederek denetmenlerin sorusuna cevap verdiğini, satış temsilcisi olan ve diğer çalışanlar hakkında bilgisi olmayan birine sorularak ve sadece o kişinin cevabından yola çıkarak 28/12/2015 tarihli ve 2015/KKUT/026 sayılı rapor düzenlendiğini ve müvekkili şirkete 5510 sayılı kanunun 102. Maddesi gereğince idari para cezası kesildiğini, işbu para cezasının da müvekkili şirkete 09/06/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinden itibaren 13/06/2016 tarihinde para cezasının haksız yere kesildiğini, Mevlüt ŞİMŞEK isimli şahsın denetim sırasında iş yerinde çalışmadığı, denetimden sonraki gün iş çıkış bildirgesinin hazırlanıp gönderilmesinin tamamen tesadüf olduğuna ilişkin itiraz dilekçesi ile itiraz edildiğini, işbu itirazlarının reddedildiğini, red cevabının tebliğinden sonra Lüleburgaz İş Mahkemesinin 2017/17 Esas sayısı ile açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu dosyada yer alan tüm delillerin yeni açılan dava dosyasında da delil olarak değerlendirilmesini talep ettiklerini, 28.12.2015 tarihli 2015/KKUT / 026 sayılı raporun hatalı ve hukuka aykırı bir rapor olduğunu, müvekkili şirketin sigorta ödeme düzeni incelendiğinde destek ve teşvikten yararlanmayı hak ettiğinin görüleceğini beyanla; 72475242/1022106 / 7738417 sayı 24.05.2016 tarihli asıl aylık prim hizmeti belgesi ve teşvik / destek yararlanma hakkının iptaline ilişkin kararı ile idari para cezasının iptalini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili; müvekkili kurumun denetim elemanlarınca davaya konu işlemin tespit edildiğini, denetmen raporuyla bu durumun tespit edildiğini ve ispatlandığını, bu bağlamda; davacının destek yaralanma hakkı ve diğer haklarının iptali yoluna gidildiğini, yapılan işlemin prosedüre uygun yapıldığını beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili; Davacı çalışanı ...' in iş yerindeki görevi Çatalca bölgesindeki müşterileri ziyaret etmek ve o bölgedeki satış pazarlama işlemlerini yürütmek ve görevi gereği sürekli şehir dışında olmak zorunda olduğunu, mesaisinin çoğunu iş yerinin dışında geçirdiğini, 15.12.2015 tarihinde kendi rızası ile işten istifa ettiğini, bu tarihten itibaren de işe gelmediğini, Şahsın işten çıkışı 25.12.2015 tarihinde gerekli mercilere bildirildiğini,
    24.12.2015 tarihinde Kırklareli Sosyal Güvenlik Denetmenleri tarafından yapılan denetimde diğer şirket çalışanları hakkında pek bir bilgisi olmayan...isimli satış temsilcisi denetimden 8 gün önce istifa ederek işten ayrılan ... hakkında da bilgisi olmadığı, bu çalışanın ifadesi ile 28.12.2015 tarihli ve 2015/KKUT/026 sayılı bir rapor düzenlendiği ve 5510 sayılı kanunun 102.maddesi gereğince idari para kesildiği, ... ve ... duruşmalara tanık olarak katılarak iddialarını destekleyen beyanlarda bulunduğunu, denetmen raporu ve idari para cezasının başka bir idari karara dayanak oluşturduğu ve müvekkil şirketin teşviklerden yararlanmasının kaldırılmasına ve o zamana kadar yararlandığı teşviklerin geri iadesine karar verildiğini, mahkemece resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği bordrolu tanık beyanları ile denetlenmesi böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak fiili çalışmanın hangi tarihler arasında gerçekleştiği belirlenerek, davanın prim teşvikinden yaralanma hakkının varlığı irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup ayrıca genelge ile yasanın uygulanmasının sınırlanamayacağını, davanın kabulü gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince; “Lüleburgaz İş Mahkemesi'nin 29/11/2018 tarihli, 2018/295 Esas - 2018/551 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, istinaf gerekçeleriyle ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
    1- Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir.
    İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanun'un 134. maddesinde bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
    Dava ve uyuşmazlığa konu kurum işlemleri konusunda davacının, istemlerin yanında idari para cezası uygulaması da dava konusu yapılmış olup, uygulanan idari para cezası yönünden tefrik edilip karardaki gibi yargı yolu uyuşmazlığı nedeniyle görevsizlik kararı verilmeli, diğer prim borcu yönünden ise, işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır.
    2- Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalı, çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerine dair düzenlenmiş Kurum müfettiş raporu ve dayanak belgeler varsa dosya içerisine getirtilmeli, yine çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunup iptal edilmeyen bordrolu tanıkların yeteri kadarının beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı araştırılmalı, işyeri işvereninin vergi kayıtları irdelenerek çalışan sayısı tespit edilmeye çalışılmalı, komşu işyeri bodro tanıkları ve işverenleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    İncelemeye konu davada, yargılama sırasında dinlenen tüm tanıklar ve satış temsilcisi olarak ...’in 15.05.2015 tarihinde ayrıldığını belirtmesi ve istifa dilekçesinin olması karşısında, mahkemece varsayımsal gerekçelerle bu tarihten sonra çalıştığı yönünde kabulü hatalıdır.
    Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, davanın kabulü yerine, yanılgılı değerledndirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara