Esas No: 2022/5645
Karar No: 2022/10071
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5645 Esas 2022/10071 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5645 E. , 2022/10071 K.Özet:
Davalı kooperatifte “piyasa hamalı” olarak çalışan davacı, 01.01.2003-01.10.2015 tarihleri arasında hizmet akdi ile çalıştığını iddia ederek kooperatiften sigorta başlangıç tarihinin 01.01.2003 olarak tespit edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının 02.11.2011-01.10.2015 tarihleri arasında sigortalılığı tescil edildiği için talebi reddetmiştir. İstinaf başvurusu da aynı gerekçelerle reddedilmiştir. Ancak, dosyadaki incelemelerde hizmet ilişkisinin varlığı tam olarak ortaya konulmadan gider pusulalarından yola çıkıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, davacının “piyasa hamalı” olarak çalışıp çalışmadığı ve hizmet akdinde bağımlılık ilişkisinin olup olmadığı araştırılmalıdır. 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddelerine göre, hizmet tespiti davalarında özel bir ispat yöntemi öngörülmemiş olmakla birlikte, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, çalışma olgusu tanık sözleri ve resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıklarından belirlenmelidir. Dav
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : Afyonkarahisar 1. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davacının 02.11.2011-01.10.2015 tarihleri arasında 4-a maddesi kapsamında sigortalılığı tescil edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebinin ise sübut bulmadığından reddine dair verilen karara karşı davalı Kooperatif vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kooperatif vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 01/01/2003-01/10/2015 tarihleri arasında davalı 2654 sayılı ... nezdinde hizmet akdi ile çalıştığını, ancak davacının bu çalışmalarını diğer davalı SGK'ya bildirmediğini ve bu nedenle müvekkilinin çalışmalarının sigortalı hizmet olarak değerlendirilmediğini, davacının davalı ... Kooperatifinde hizmet akdi ile çalıştığı ve sigorta başlangıç tarihinin 01/01/2003 olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatifimizde hizmet akdi ile çalışan biri olmadığını, kendi nam ve hesabına çalışan “piyasa hamalı” olduğunu, üyelere satılmak/dağıtılmak üzere kooperatife gelen gübre, yem ve kömür gibi yükün kamyondan indirilmesi ve istiflenmesi işinde hamal olarak günü birlik çalıştığını ve ücretinin gider pusulası karşılığında ödendiğini, piyasa hamalı olarak çalışan davacının yaptığı işin sigorta kapsamında olmadığını, aynca davacının bu şekildeki günübirlik çalışmalarının 01.01.2003 değil, 30.10.2009 tarihinde başladığını savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Feri müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının varit olmadığını ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"Davacının 02/11/2011-01/10/2015 tarihleri arasında 4-a maddesi kapsamında sigortalılığı tescil edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebinin ise sübut bulmadığından reddine” karar verilmiştir.
Davalı Kooperatif vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, davanın reddi gerektiğini, davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, yargılama masraflarına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Afyonkarahisar 1. İş Mahkemesi’nin 2018/532 Esas, 2020/591 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kooperatif vekili davanın reddinin gerektiği,davacı ile davalı kooperatif arasında bir hizmet akdinin olmadığını, davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, yargılama masraflarına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı, 01/01/2003-01/10/2015 tarihleri arasında davalı 2654 sayılı ... nezdinde sürekli ve kesintisiz çalıştığının tespitini talep etmiş, Mahkemece "Davacının 02/11/2011-01/10/2015 tarihleri arasında 4-a maddesi kapsamında sigortalılığı tescil edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebinin ise sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, ilk derece Mahkemesince yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/09/1999 gün 1999/21-510-527, 30/06/1999 gün 1999/21-549-555- 03/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosya kapsamına göre, davacının 642 sicil no.lu davalı kooperatif işyerinden Kurum müfettişi tarafından yapılan 15.11.2018 tarihli inceleme raporundaki tespitleri doğrultusunda 02/11/2011-01/10/2015 arasındaki kısmi bildirimlerin yapıldığı, dosyaya Dairemizce kazandırılan ve bu konuda Kurum tarafından düzenlenen 21.10.2021 tarihli inceleme raporunda ise bu defa davacı adına davalı kooperatif işyerinden 30.10.2009-01.11.2011 tarihleri arasında ise kısmi olarak toplam 223 gün daha sigortalılık süresinin kabulünün gerekeceği şeklinde değerlendirme yapıldığı her iki raporda da bu sonuca ulaşılırken hizmet ilişkisinin varlığı tam olarak ortaya konulmadan gider pusulalarından yola çıkılmak suretiyle bu pusulalardaki tutarlara göre belirleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu belirlemelere göre Mahkemece, davacının piyasa hamalı olup olmadığı, bu kapsamda davalı kooperatif ile hizmet ilişkisine dayalı çalışıp çalışmadığı hususunun yöntemince belirlenmesi gerekmekte olup davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışıp çalışmadığı, bu yönde piyasa hamallarının bağlı bulunduğu Serbest Hamallar Odası veya Yük Taşıyıcıları Odası vs. gibi bir oda veya dernek varsa davacının kaydı olup olmadığı sorulmalı, bilahare tarafları bilir, tarafsız başkaca kamu tanıkları tespit edilip, dinlenmeyen bordro tanıklarından resen seçilecek tanıklar dinlenmeli, aynı çevrede komşu işverenler veya bu işverenlerin bordrolu çalıştırdığı kişiler saptanarak tanık sıfatıyla dinlenmeli, taraflar arasında hizmet akdinin unsurlarının mevcut olup olmadığı tespit edilmek suretiyle, davacının serbest piyasa hamalı şeklinde çalışıp çalışmadığı araştırılmalı; öte yandan 21.10.2021 tarihli inceleme raporu ile yine kısmi bildirim süreleri Kurumca tespit edilmiş olmasına rağmen davalı kooperatifin bu sürelere dahi itirazının temyizen mevcut olması nedeniyle hizmet akdinde aranılan zaman, bağımlılık ilişkisinin davacı ile davalı kooperatif arasında mevcut olup olmadığı hususu irdelenerek müfettiş raporundaki tespitin bu kapsamda değerlendirilerek, talep de gözetilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O halde, davalı kooperatif vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 29.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.