Esas No: 2014/12
Karar No: 2014/12
Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü 2014/12 Esas 2014/12 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLÜMÜ ESAS NO : 2014 / 12 KARAR NO : 2014 / 12 KARAR TR : 01.04.2014 |
ÖZET: 1-Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşlarında çalışan sivil personel statüsünde bulunan sanıklar hakkında “rüşvet almak, rüşvet almak suçuna yardım etmek, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etmek, görevi kötüye kullanmak ve askerlikten kurtulmak için hile yapmak ve bu suça iştirak etmek” suçları nedeniyle açılan kamu davasının, 353 sayılı Yasa’nın 10. maddesinin birinci fıkrası (C) bendinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi nedeniyle ADLİ YARGI yerinde; 2- Sivil kişi sanıklar hakkında “rüşvet almak suçuna yardım etmek, askerlikten kurtulmak için hile yapmak ve bu suça iştirak etmek ve rüşvet vermek” suçları nedeniyle açılan kamu davasının, Anayasa, 353 ve 5271 sayılı Yasa’da yapılan değişiklikler nedeniyle ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : K.H.
Sanıklar : 1- H.Y.
2- E.T.
3- B.A.
4- M.A.
5- M.Ç.
6- İ.P.
7- E.B.
8- B.D.
9- S.A.
10- G.B.
11- S.S.
12- Z.G.
13- E.T.
14- A.Ç.
15- E.K.
16- B.H.A.
17- M.Ö.
OLAY : Zile İlçesi Askerlik Şubesi Başkanlığı emrinde, ASAL işlemleri, son yoklama, er celp ve sevk, öğrenci (bu kapsamda ertesi yıla bırakma ve sevk tehir işlemleri, öğrenci belgelerindeki tereddüt edilen hususların öğretim kurumlarından sorma işlemleri), hava değişimi, bedelli askerlik, dövizli askerlik, yurtdışı erteleme gibi işlemlerden sorumlu sivil memur E.T. ile, terhisli işlemleri, askerlik borçlanması işlemleri, cezalı yükümlü işlemleri, terhis belgeleri ile ilgili işlemler, sigorta kurumlarına yazılacak yazılarla ilgili işlemlerden sorumlu sivil memur H.Y.’nin, aynı zamanda görev tanımları gereği Askerlik Şubesi Başkanının talimatıyla diğer memurların görevlerini, bu kapsamda diğerinin yokluğunda birbirlerine ait işlemleri de yapabildikleri belirtilerek, sanıklar E.T. ile H.Y.’nin 2007-2008 yılları içinde, sivil kişi sanıklar B.A. ve M.A.’ın aracılığı ile, diğer bir kısım sivil kişi sanıkların iştirakleri ile, sosyal güvenlik kurumundan emekli maaşı alabilmeleri için sigorta süreleri eksik olan bazı yakınları adına normalden fazla askerlik yapmış gibi göstererek sahte askerlik süre belgeleri tanzim ettikleri, bazı sivil kişi sanıkların iştirakleri ile de sahte öğrenci belgeleri düzenleyerek ya da gerçek belgeleri yok ederek bu sanıklar adına tecil işlemleri yaptıkları, böylece sivil memur ve sivil kişi sanıkların, rüşvet almak, rüşvet almak suçuna yardım etmek, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etmek, görevi kötüye kullanmak ve askerlikten kurtulmak için hile yapmak ve bu suça iştirak etmek ,rüşvet vermek suçlarını işledikleri ileri sürülerek, sanık H.Y.’nin rüşvet almak suçundan eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 135’inci maddesi delaletiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 252/1. maddesi (altı kez ), resmi belgede sahtecilik suçundan eylemine uyan aynı Kanun’un 204/2. maddesi (üç kez ), görevi kötüye kullanmak suçundan eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 144.maddesi delaletiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257/3 ve 1.maddeleri ve resmi belgeyi yok etmek suçundan eylemine uyan aynı Kanun’un 205/1.maddesi son cümlesi uyarınca, sanık E.T.’ın rüşvet almak suçundan eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 135’inci maddesi delaletiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 252/1. maddesi (altı kez ), rüşvet almak suçuna yardım etmek suçundan eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 252/1 ve 39.maddeleri (üç kez), resmi belgede sahtecilik suçundan eylemine uyan aynı Kanun’un 204/2. maddesi, askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçuna iştirak etmek suçundan Askeri Ceza Kanunu’nun 81/2. maddesi ( dört kez ) ve görevi kötüye kullanmak suçundan eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 144.maddesi delaletiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257/3 ve 1.maddeleri uyarınca, sivil kişi sanıklar B.A. ve M.A.’ın aracılık yapmak suretiyle, rüşvet almak suçuna yardım etmek suçundan eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 252/1 ve 39. maddeleri uyarınca, sivil kişi sanık M.Ç.’nın, askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçuna iştirak etmek suçundan eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 81/2. maddesi uyarınca, sanıklar İ.P., E.B., B.D., S.A., G.B., S.S., Z.G., E.T., A.Ç., E.K., B.H.A. ve M.Ö.’ın, rüşvet vermek suçundan eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 252/1.maddesi uyarınca, sanıklar E.T., A.Ç., E.K. ve B.H.A.’un ayrıca askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçundan eylemlerine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 81/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 29.01.2009 gün ve E:2009/9, K:2009/54 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.
5. PİYADE EĞİTİM TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 30.9.2010 gün ve E:2010/74, K:2010/476 sayıyla; sivil memur olan sanıklar H.Y. ile E.T.’ın, yargılama aşamasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiklerinin kesildiği, bu nedenle sanıklara yüklenen “resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etmek” suçları nedeniyle haklarında açılan kamu davasının, suçların askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve sanıkların askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle adli yargı yerinde görülmesi, sanıklara yüklenen diğer suçlar yönünden ise, Anayasa, Ceza Muhakemesi Kanunu ve 353 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler nedeniyle sivil kişi sanıkların askeri mahkemede yargılanmalarının mümkün olmaması, yüklenen suçların sivil kişi sanıklarla birlikte işlenmesi ve suçların niteliği itibariyle delillerin birlikte toplanıp değerlendirilmesinin gerektiği açıklanarak, tüm sanıkları birlikte yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın sanıklar H.Y., E.T., M.Ç., A.Ç. ve M.Ö. tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 4. Dairesi 29.1.2013 gün ve E:2013/333,K:2013/325 sayılı kararı ile, sanıklar H.Y. ve E.T. hakkında verilen görevsizlik kararının, 353 sayılı Kanun’un 10. maddesinin birinci fıkrası (c) bendinin, Anayasa Mahkemesi’nce Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiğinden, artık bu sanıkların asker kişi sayılması ve askeri mahkemelerde yargılanmalarının mümkün olmaması, diğer sanıklar hakkında verilen görevsizlik kararının , bu sanıkların sivil kişi olmaları ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, sivil kişi sanıkların askeri mahkemelerde yargılanmalarının mümkün olmaması nedeniyle hükmün onanmasına karar vermiştir.
ZİLE AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 18.7.2013 gün ve E:2013/76, K:2013/122 sayıyla; sanıklar H.Y. ile E.T.’ın, olay tarihinde asker kişi oldukları, yüklenen suçların askeri suç olduğu nedeniyle, bu sanıkların askeri mahkemede yargılanmaları gerektiği ve yüklenen suçların sivil kişi sanıklar ile birlikte müştereken işlendiği ileri sürüldüğüne göre delillerin birlikte toplanıp değerlendirilmesinin ve kararın aynı mahkemece verilmesinin hukuka daha uygun olacağı açıklanarak, tüm sanıkları yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle Tokat Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, Zile Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 30.12.2013 gün ve E:2013/35, K:2013/38 sayılı karar ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, Zile Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 01.04.2014 günlü toplantısında;
I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun"da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa"nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Kadir ALBAYRAK’ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Anayasanın “askeri yargı” yı düzenleyen 145 nci maddesinde asker kişilerin “askeri mahallerde” işledikleri suçlara bakmanın askeri mahkemelerin görevinde olduğu belirtilmişken; 12.9.2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, 23.9.2010 gün ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile yapılan değişiklik ile maddenin birinci fıkrasında, “Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.
Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz” denilmek suretiyle “askeri mahallerde” unsuru madde metninden çıkarılmıştır.
353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu"nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;
a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu"nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,
b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu"nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,
c) Türk Ceza Kanunu"na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.
353 sayılı Yasa’nın “Asker kişiler” başlığı altında düzenlenen 10. maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanunun uygulanmasında aşağıda yazılı olanlar asker kişi sayılırlar:
…..
C) Milli Savunma Bakanlığı veya Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşlarında çalışan sivil personel” denilmekte iken, fıkranın (C) bendi, Anayasa Mahkemesi’nin 1.12.2012 gün ve 28484 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20.9.2012 gün ve E:2012/45, K:2012/125 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Bu durumda, usul kurallarının yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren öncelikle ve derhal bütün olaylar hakkında uygulanmalarının gerektiği genel hukuk ilkesi karşısında, artık 353 sayılı Yasa’nın 9. maddesi anlamında “asker kişi” olarak kabulü mümkün olmayan sanıklar H.Y. ile E.T. ve diğer tüm sanıkların sivil kişi olmaları nedeniyle 353 sayılı Yasa’nın asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.
5530 sayılı Yasa’nın 4. maddesi ile değiştirilen 353 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde, “Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır”;
5918 sayılı Yasa’yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, “Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır”;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 145. maddesinin ikinci fıkrasında da, “Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz”
denilmiştir.
Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemeleri durumunda adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, sanıklar hakkında açılan kamu davasının adli yargı yerinde görülmesi ve Zile Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Zile Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18.7.2013 gün ve E:2013/76, K:2013/122 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.04.2014 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR |
Üye Ahmet KARADAVUT
Üye Haluk ZEYBEL |
Üye Davut TELLİ
Üye Yusuf Tamer ÇETİN
|
Üye Şuayip ŞEN
Üye Mehmet AVCIOĞLU
|