Esas No: 2022/5483
Karar No: 2022/10081
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5483 Esas 2022/10081 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5483 E. , 2022/10081 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... 6. İş Mahkemesi
Dava yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksi kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 25/12/1997 tarihinde ikamet tezkeresi olmadan pasaport ile bağ-kurkaydını yaptırdığını, 31/12/2019 tarihine kadar 5406 gün primlerini düzenli olarak ödediğini ve yaşlılık aylığı için gereken şartları sağladıktan sonra 20/09/2019 tarihinde yaşlılık aylığına başvuruda bulunduğunu, davalı kurumca verilen 30/12/2019 tarihli 20709629 sayılı yazısı ile 5406 gün hizmet sürelerinin ikamet tezkeresi süre hesabına göre 2612 güne düşürdüklerini, 5400 gün hizmet süresi olmadığından bahisle müvekkilinin başvurusunun reddedildiğini, kurumun bu işleminin TMK 2 maddesiyle bağdaşmadığını, 5510 sayılı yasanın yürürlüğe girmeden önceki mevzuat hükümlerine istinaden isteğe bağlı sigortalı olup kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sigortalılıklarını devam ettirenler için Türkiye'de ikamet şartı aranmaksızın isteğe bağlı sigortalılıklarının devam ettirildiğini, kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu beyanla müvekkilinin yaşlılık aylığının tespit edilmesine, tespitin yapılmasından sonra aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilerek müvekkiline 20/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yaşlılık aylığının bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kurumun işlemlerinin hukuka uygun olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, 1-) Davalı SGK davacının sigortalılık süresinin ikamet izni olduğu tarihe göre düzenlenmesine yönelik kurum işleminin iptaline, 2-) Davacının 20/09/2019 tarihli tahsis talepli istinaden 01/10/2019 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin ve 01/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte birikmiş aylıkların davacıya ödenmesi gerektiğine tespitine, 3-) Davacının 20/09/2019 tarihinden itibaren aylık bağlanması ve bu tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesine yönelik talebinin reddine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve yukarıda belirtilen ölçütlere göre yapılan inceleme sonucu ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı kurum vekili, mahkemece gerekli ve yeterli araştırma yapılmadan yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verildiğini, kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirtip, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağını 1479 sayılı Yasa'nın 79. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 50. maddesi oluşturmaktadır.. 1479 sayılı Yasa'nın 79. maddesinde, 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Yasayla yapılan değişiklik ile; 24 üncü madde kapsamına girmeyenlerin aynı maddenin (a), (b), (c) fıkralarında sayılanlar dışındakiler, ev kadınları ve Türkiye’de ikamet eden Türk asıllı yabancı uyruklular dahil, kuruma yazılı olarak başvurmak suretiyle isteğe bağlı sigortalı olabilecekleri belirtilmiş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, bu kez; isteğe bağlı sigortalılığın, sigortalının tescil talebinin Kurum'a intikal ettiği tarih itibariyle başlayacağı, terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başlama ile sona ereceği, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede de; bu Kanunun 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamına girmeyenlerden, aynı maddenin (II) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinde sayılanlar dışında kalanlar, ev kadınları ve Türkiye'de ikamet eden yabancı uyrukluların talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı olabilecekleri, isteğe bağlı sigortalılığın, sigortalılık tescil talebinin Kurum'a intikal ettiği tarih itibariyle başlayacağı ve terk talebinin Kurum'a intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce veya sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona ereceği hüküm altına alınmıştır.
5510 sayılı Yasa'nın 50. maddesinin 2. fıkrasında ise; “İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye'de yasal olarak ikamet edenlerde; a) Bu Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte, ay içerisinde 30 günden az çalışmak veya son bir yıl içinde 360 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak, b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak, c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak, d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kurum'a başvuruda bulunmak, şartları aranır. ” düzenlemesi bulunmakta iken 17.04.2008 tarihinde yürülüğe giren 5754 sayılı Yasa'nın 30. madddesi ile getirilen değişiklik ile; “İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye'de ikamet edenler ile Türkiye'de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından; a) Bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak, b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak, c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak, d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak, şartları aranır. ” hükmü getirilmiştir.
Anılan hükümler incelendiğinde; 1479 sayılı Kanun Türkiye'de ikamet eden Türk asıllı yabancı uyrukluları kapsama alırken 5510 sayılı Kanuna göre Türk asıllı olma ya da vatandaşlık şart koşmadığı sadece Türkiye'de ikamet etme ya da Türkiye’de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde bulunan Türk vatandaşlarını kapsama almıştır. 1479 sayılı Kanuna göre sigortalılık ilişkisinin kurulması için ön şartın; Kanun kapsamına göre sigortalı sayılmak ve sigortalı sayılan kişinin 51 inci maddeye göre seçmiş olduğu basamaktan 48 inci maddeye göre prim ödemesinin oluşturduğu görülmektedir. 1479 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi Türk vatandaşları dışında Türkiye'de ikamet eden Türk asıllı yabancı uyrukluları da kapsama almış ve Türkiye'de ikamet eden Türk asıllı yabancı uyrukluların Kuruma yazılı olarak başvurması halinde sigorta kapsamına almıştır.
Dava dosyası incelendiğinde; Türk asıllı yabancı uyruklu olan ve ikamet iznine tabi olarak Türkiye’de ikamet etmesi gereken mülga 1479 sayılı Kanuna göre isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödeyen ve yaşlılık sigortasından tahsis talebinde bulunan davacının, tahsis işlemleri sırasında Türkiye’de ikamet tezkeresine göre ikamet ettiği sürelere göre hizmetinin yeniden değerlendirilmesi sonucunda ikamet tezkeresi olmadan prim ödediği sürelerdeki hizmetinin iptal edilmesi sonucunda yaşlılık aylığı bağlanmaması üzerine eldeki dava açılmıştır. Kurum kayıtlarının incelenmesinde, davacının 25/12/1997 tarihinden itibaren verilen ikamet izin belgesine istinaden sigortalılığının başlatıldığı, 31/01/2012 tarihine kadar sigortalılığının devam ettirildiği ve davacının primlerinin düzenli ödediği, ancak İl Göç İdaresi yazısına göre pirim sürelerinin düşürüldüğü, Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalılık giriş bildirgesinde Atıcılık Mahallesi Osmangazi/... adresinin muhtarlık tarafından onaylandığı, yine dosya içeriğinde bulunan davacıya ait 11/01/1999 tarihi itibariyle verilmiş, Atıcılar mahalle muhtarı tarafından düzenlemiş ikametgah belgesinin bulunduğu anlaşılmakla, davacının hangi süreler arasında Atıcılar mahallesinde ikamet ettiğinin belirtilmediği, bunun davacının uyuşmazlık konusu dönemde yasada aranan ikamet şartını sağladığına karine oluşturmayacağı dikkate alınarak, davacının uyuşmazlık konusu dönemde ikamet şartının devam edip etmediğinin su, elektrik ve telefon abonelikleri, kira sözleşmeleri vs. deliller ile ispat edilmesi gerekirken, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.