Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1912 Esas 2022/10164 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1912
Karar No: 2022/10164
Karar Tarihi: 30.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1912 Esas 2022/10164 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kurum tarafından düzenlenen denetim raporu sonucu, işçinin işe giriş bildirgesinin zamanında verilmemesi nedeniyle düzenlenen idari para cezasının iptali için dava açılmıştır. İlk derece mahkemesince, prim tahakkuku ile ilgili kurum işlemi doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, idari para cezalarının iptal edilmesi talebi yönünden hüküm hatalıdır ve idare mahkemesinin yetkisi dahilindedir. Bu nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek, istinaf başvurusunun reddine ilişkin karar kaldırılmış ve ilk derece mahkemesi hükmü bozulmuştur. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 102. maddesi (506 sayılı Kanun m.140) ve 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın \"Temel hak ve hürriyetlerin korunması\" başlıklı 40. maddesi uyarınca yapılan incelemede, idari para cezalarının tahakkuk aşamasında yapılacak itirazların idari yargının görevine girdiği ve bu nedenle iş mahkemesinin yanlış yargı yolu olduğu belirtilmiştir.
10. Hukuk Dairesi         2022/1912 E.  ,  2022/10164 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi


    Dava, Kurum işlemi ve idari para cezalarının iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, müvekkili şirkette çalışmış olan ... isimli kişinin geçirdiğini iddia ettiği iş kazası sonucunda düzenlenen 23/01/2018 tarih ve 104603/04/İR/04 sayılı inceleme raporunda söz konusu işçinin işe giriş bildirgesinin zamanında verilmemesi gerekçesi ile 12/02/2018 tarih ve 70169403-1.969.361 sayılı, 12/02/2018 tarihli 70169403-1.966.467 sayılı 59,21 TL tutarlı, 04/05/2018 tarih ve 40106169.202.01.01-E3809508 sayılı 6.588,00 TL tutarlı cezalar ve idari işlemlerin düzenlendiğini, işlemin iptali için davalı kuruma dilekçe ile başvurduklarını ancak kurumca red kararı verildiğini, davalı kurum dayanaklarının hukuka aykırı olduğunu, denetim raporunda işe giriş bildirgesinin 1 gün geç verildiğinin üzerinde durulduğunu ancak bunu destekler hiçbir delil olmadığını, söz konusu idari işlemin iptali için İdare Mahkemesine de dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda idari para cezasına konu olan denetim raporunun hukuka aykırı olduğunun tespit edildiğini, ...'nın işe giriş bildirgesinin 1 gün geç bildirildiği sebebi ile düzenlenen 21.02.2018 tarih 1.966.467 sayılı işlem sebebiyle teşvikten yararlanamadığını ve bu nedenle şirketin zarara uğradığını belirterek davalı kurumca düzenlenen 12.02.2018 tarihli 70169403-1.966.467 sayılı idari işlem ve idari para cezalarının kaldırılmasını talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı kurum vekili, Kurumca düzenlenen denetim raporunun hukuka uygun olduğunu, kurumca yapılan işlemlerde herhangi bir usul ve yasaya aykırı durumun olmadığını, denetmen raporuna göre tespit edilen hususlar doğrultusunda işlemlerin yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    "Davanın reddine" karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    "1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine" karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava dosyası incelendiğinde, davalı ...'ın davacı işyerinden 09.09.2016 tarihinden itibaren bildirilmeye başlanan sigortalı çalışmalarının, kurum denetmen raporu ile bu kişinin 08.09.2016 tarihinde eğitim almış olması nedeniyle 08.09.2016 tarihinden itibaren çalıştırıldığı gerekçesiyle 2016/9 dönemine ilişkin olarak aylık prim hizmet belgesi ve belirtilen tarihe ait işe giriş bildirgesi verilmesine yönelik olarak düzenlenen 12.02.2018 tarihli 70169403-1.966.467 sayılı idari işlem ve söz konusu tespit nedeniyle düzenlenen idari para cezalarının iptalini talep etmiş, mahkemece anılan talep üzerine davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    İdari para cezaları ile ilgili 5510 sayılı Yasa 102. maddede (506 sayılı Kanun m.140) özel bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.”
    2709 sayılı T.C. Anayasası’nın “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40.maddesi uyarınca; “Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.” Maddeye 03.10.2001 tarihli 4709 sayılı Kanunun 16.maddesi ile eklenen 2.fıkra uyarınca “devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilerine başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır”.Bu kapsamda Anayasal teminat altına alınmış hak arama özgürlüğünden bahsedebilmek için devletin işlemlerinde, işleme karşı başvuru yollarını ve süresini açıkça, vatandaşında kuşku ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi gerekmektedir. Bu görevin yerine getirildiğinin kabulü için SGK alacaklarının tahsiline yönelik işlemlerin tamamında ilgiliye, işleme karşı başvurabileceği kanun yolu ve süresinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir (HGK, 02.11.2011 tarih, 2011/21-571-680). İdari para cezalarının tahakkuk aşamasında yapılacak itirazlar idari yargının görevine girer. İdari para cezasına karşı süresi içinde kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilip de yine süresi içinde ilgili mahkemeye başvurulmaması halinde idari para cezası kesinleşir. Kurumca çıkarılan idari para cezası borç yazısı üzerine veya Kurumca idari para cezasına itirazın reddi halinde, iş mahkemesinden idari para cezasının iptali istenmiş ise görevli mahkeme idare mahkemesi olduğundan yargı yolu yanlışlığı nedeniyle görevsizlik kararı verilmelidir.
    Buna göre somut dava dosyası incelendiğinde, dava kurum işleminin iptali ve idari para cezasının iptali istemine ilişkin olup prim tahakkuku ile ilgili kurum işlemi doğru olduğundan bu talep yönünden reddine dair verilen karar yerinde olmakla birlikte; davacının kurumca tahakkuk ettirilen idari para cezalarının iptaliyle ilgili talebi yönünden, verilen karar hatalıdır. İdari para cezalarının iptaline dair talebinin görüleceği görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğundan mahkemece talep yönünden yargı yolu yanlışlığı nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, tüm talepler yönünden davanın reddi yönündeki hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.06.2022 gününde karar verildi.







    Hemen Ara