Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1610 Esas 2022/10123 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1610
Karar No: 2022/10123
Karar Tarihi: 30.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1610 Esas 2022/10123 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, emeklilik işleminin iptaline dayalı olarak yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin işlemin iptaliyle kesilen aylıkların kendisine ödenmesi gerektiğinin tespiti için dava açmıştır. Davacı, 7273 gün boyunca kurum sigortalısı olarak çalıştığını ve emekli olmaya hak kazandığını belirtmiştir. Ancak, davalı kurum, davacının sigortalılık süresi üzerinde yaptığı inceleme sonucunda hizmetlerindeki iptaller nedeniyle emeklilik şartını yerine getirmediğini iddia etmiştir. Mahkeme, davacının talebini reddetmiştir. İstinaf başvurusu sonucunda da aynı karar onanmıştır. Ancak, davacının temyiz başvurusu sonucunda, mahkemenin yeterli inceleme yapmadığı ve eksik değerlendirme yaptığı gerekçesiyle karar bozulmuştur. Davacı, borçlu olup olmadığına dair sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
İlgili Kanun Maddeleri: 1479 sayılı Kanun'un Geçici 10. maddesi, 2829 sayılı Kanun.
10. Hukuk Dairesi         2022/1610 E.  ,  2022/10123 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

    Dava, davacının emeklilik işleminin iptaline dayalı olarak davalı Kurumca yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile kesilen aylıkların davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının 21/08/1982 tarihinden başlayarak toplamda 7273 gün kurum sigortalısı olarak çalıştığını, 01/03/2013 tarihinde kuruma başvurduğunda, kurumca emekli olmaya hak kazandığının belirtilerek emekli aylığı bağlandığını, aylık bağlandıktan yaklaşık 5 yıl sonra davalı kurum tarafından davacının 2106084040 tahsis numarası ile 01/03/2013 tarihinden itibaren hak kazandığı emekli aylığının 4/1-b kapsamındaki primler ile çakışan 4/1-a kapsamındaki hizmetlerinin iptal edildiğini ve iptaller neticesinde emeklilik şartını yerine getirmediği belirtilerek, aylığının bağlandığı gün itibariyle durdurulduğunu, durdurma işlemi sonrasında müvekkiline 05/01/2018 tarihi itibariyle 67.180,42 TL ve 1.399,95 TL yersiz ödemenin iadesine ilişkin borç bildirim yazısı gönderildiğini, akabinde ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2018/2903 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, kurum tarafından yapılan işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle de iptali gerektiğini, 4/1-a sigortalılığı hem de 4/b sigortalılığı kapsamında çalışması aynı anda söz konusu ise 01/03/2011 tarihinden öncesi için önce başlayan sigortalılığın kesintiye uğrayıncaya kadar devam edeceği, 01/03/2011 tarihinden sonraki zaman diliminde de 4/1-a sigortalılığının geçerli sayılacağı kuralının davacıya ait kesintisiz çalışma süreleri dikkate alınarak uygulanmadığını, davacının 18/10/2008 tarihinden önceki dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının bulunduğunu, kendi sigortalılığı devam ederken işyerinde başka sigortalıların da bulunduğunu, kurumun haksız ve hukuksuz işlemi ile müvekkilinin sağlık yardımı almasının engellendiğini ve telafisi imkansız zararlar ile karşı karşıya kaldığını, Kuruma 28/02/2018 tarihinde yapmış olduğu itiraz başvurusu reddedildiğinden, müvekkili hakkında yapılan işlemin iptal edilerek, kesildiği andan itibaren emekli aylıklarının ödenmesi ve telafisi imkansız sonuçlar doğuracağından sağlık yardımlarından yararlandırmaması ile başlatılan alacak taleplerine ilişkin işlemlerin tedbiren durdurulmasını talep edilmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacıya 2106084040 tahsis numarası ile 01/06/2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığını, davacıya bağlanan aylıkla ilgili olarak 28/04/2017 tarih 2017/IS/048 sayılı denetmen raporuna istinaden kendi işyerindeki çalışmaları sonucu 4/1-b kapsamındaki primleri ile çakışan 20/05/2009-29/02/2012 tarihleri arasındaki 4/1-a kapsamındaki primlerin iptal edilip, iptaller neticesinde emeklilik gün şartının (4/1-b hizmet sonrası 1260 gün) sağlamadığından, davacının aylığının bağlandığı tarih itibariyle durdurulduğunu, sigortalının hizmetlerindeki iptallerin 5510 sayılı kanunun 59. maddesi hükmüne göre yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince; tahsis talep tarihi itibariyle 2829 sayılı Kanuna göre son 7 yıldaki 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesi) kapsamındaki hizmetlerinin 1260 gün olması şartını yerine getiremeyen davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında da yaşlılık aylığı şartlarını gerçekleştirmemiş bulunması karşısında davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davacı vekili, mahkemece delillerin yeterince değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, temyiz incelemesi sonucu kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava, davacının emeklilik işleminin iptaline dayalı olarak davalı Kurumca yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile kesilen aylıkların davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 04/05/1966 doğumlu davacıya 01/03/2013 tarihli tahsis talebine istinaden, 2829 sayılı Yasa gereğince hizmetlerinin birleştirilmesi ile, 3529 gün 4/b Bağ-Kur hizmeti, 3784 SSK hizmeti olmak üzere toplam 7313 prim günü üzerinden 506 sayılı Yasa gereğince yaşlılık aylığı bağlandığı, 28/04/2017 tarih ve 2017/IS/048 sayılı denetim raporuna istinaden davacının 1127982 sicil numaralı kendi işyerindeki 4/1-b kapsamındaki primleri ile çakışan 20/05/2009-29/02/2012 tarihleri arasındaki 4/1-a kapsamındaki hizmetlerinin iptal edilmesinden bahisle aylığının iptal edilerek yersiz ödenen aylıklar nedeniyle borç tahakkuk ettirilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Kısmi yaşlılık aylığını düzenleyen 1479 sayılı Kanun'un Geçici 10. maddesinin son fıkrasında; “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan, 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurma koşulunu, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren,
    a) 2 tam yıldan fazla, 4 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 51, erkeklere 56 yaşını,
    b) 4 tam yıldan fazla, 6 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 52, erkeklere 56 yaşını,
    c) 6 tam yıldan fazla, 8 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 53, erkeklere 57 yaşını,
    d) 8 tam yıldan fazla, 10 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 54, erkeklere 57 yaşını,
    e) 10 tam yıldan fazla süre içinde yerine getiren, kadınlara 56, erkeklere 58 yaşını, doldurmaları ve talepte bulunmaları halinde, yaşlılık aylığı bağlanır.” hükmü yer almaktadır.
    Somut olayda, her ne kadar mahkemece davacının 20/05/2009-29/02/2012 tarihleri arasındaki 4/1-a kapsamındaki hizmetlerinin iptal edilmesine yönelik tespit yerinde ise de, aylık koşulları değerlendirilirken yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler göz önünde bulundurularak, davacının iptal edilen sigortalılık süresi dışında, mevcut prim ödeme gün sayısı belirlenerek irdeleme yapılmalı ve davacının borçlu olup olmadığı hususunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara