Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8398 Esas 2022/10304 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8398
Karar No: 2022/10304
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8398 Esas 2022/10304 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, sigortalı sayılmadığı gerekçesiyle yaşlılık aylığı şartlarını kaybettiği ve aylığının kesilmesi nedeniyle Kurum işleminin iptalini ve yersiz aylık ile sağlık ödemelerinin iadesini istedi. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verdi. Davacı avukatı temyiz isteğinde bulundu ve bozma ilamına uygun olarak yapılan yargılama sonucunda kararın reddine karar verildi. Ancak, bozma ilamında belirtilen esaslara uygun olarak yapılmayan araştırma ve değerlendirme nedeniyle hüküm usul ve yasaya aykırı bulunarak bozuldu. Davacının sigortalı sayılıp sayılmadığı hususunda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86. maddesi uyarınca araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiği belirtildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86. maddesi: \"Sigortalı sayılacak süreler: Sigortalı sayılacak süreler, sigortalılık niteliği taşıyan bir işte fiilen çalışılan süreler, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu geçici iş göremezlik süreleri ile tutukevleri ve hükümleri ile sağlık kuruluşlarındaki yatarak tedavi süreleri, bakım ve rehabilitasyon süreleri, ölenler için cenaze ödeneği verilen süreler, askerlik yükümlülüğü veya yedek subaylık görevi nedeniyle askerlik hizmet süreleri, hükümetçe belirlenecek diğer durumlar ile aynı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (e) ve (f) bentleri çerçevesinde belirlenen süreleri ifade eder.\"
10. Hukuk Dairesi         2021/8398 E.  ,  2022/10304 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile 26.9.2009-29.2.2012 tarihleri arasında sigortalı sayılmayan ve bu nedenle yaşlılık aylığı şartlarını kaybettiğinden bahisle aylığın kesilmesi ve yersiz aylık ile sağlık ödemelerinin iadesine dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mahkemece uyulan bozma ilamında “Denetim raporunda beyanı alınan ve sigortalılığı iptal edilen şahısların çoğunun işyerinde davacı gibi temizlik, çay ve getir götür işleri yaptığı yönünde beyanda bulundukları anlaşılmakta olup bu bağlamda Mahkemece, öncelikle aynı işveren nezdinde sigortalılığı iptal edilen çalışanların açtığı davalar, ceza dosyası ve işverenlerin açtığı davalar tespit edilerek, bu dosyalardaki beyanlarda gözetilerek, işyerinin kapsam ve kapasiteside tespit edilerek uyuşmazlık konusu dönemde kaç kişinin çay ve temizlik işinin yapabileceği gerçekte kimin bu işi yaptığının tespiti için, gerekirse aynı dönemde davacı gibi temizlik ve çaycılık yaptığının iddia eden çalışanlarında beyanları alınmalı ve çelişkiler olursa giderilmeli, ayrıca davacının iptal edilen çalışmalarının bildirildiği adresine komşu işverenlerin bulunup bulunmadığı hususu kolluk aracılığıyla tespit edilerek buralarda davacının çalışmalarını bilebilecek şekilde tarafsız komşu işyeri çalışan veya işletenlerin bulunup bulunmadığı irdelenmeli, varsa işyerinin bulunduğu binanın yöneticisi ve apartman görevlisinin beyanına başvurulmalı, davacının çalışmaları bakımından işyerinde imzaladığı ve gelen müşterilere verdiği veya benzer şekilde yazılı belgelerinin bulunup, bulunmadığı hususları da araştırılmak suretiyle, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi” gerektiği belirtilmiştir.
    Eldeki davada, 01.06.2012 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa gereğince yaşlılık aylığı alan davacı hakkında 2013 yılında yapılan denetim ile davadışı ... ve ...’a ait Muhasebe Bürosu işyerinden davacı adına 26.9.2009-29.2.2012 tarihleri arasındaki sürelerde yapılan bildirimlerin fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile iptali nedeniyle yaşlılık aylığı şartlarını da kaybettiği anlaşılan davacının aylıkları başlangıç tarihi itibari ile iptal edilmiş olup, 01.06.2012-22.2.2014 tarihleri arasında ödenen tutarın yersiz ödeme kabul edilerek Kurumca borç çıkarıldığı anlaşılmakta olup, davaya konu uyuşmazlığın anılan dönemlerde davacı adına yapılan sigortalı bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı hususunda toplandığı, buna göre davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesi olduğu anlaşılmaktadır.
    Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, eldeki gibi sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Eldeki davada ise, Mahkemece, davacının Kurumca iptal edilen bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olmadığı kabul edilerek karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davacının iptal edilen çalışmalarının bildirildiği adresine komşu işverenlerin bulunup bulunmadığı hususu zabıta-kolluk aracılığıyla ve davalı Kurumdan komşu işyeri bordro tanıkları tespit edilerek buralarda davacının çalışmalarını bilebilecek şekilde tarafsız komşu işyeri çalışan veya işletenlerin bulunup bulunmadığı irdelenmeli, ayrıca aynı dönemde benzer işi yapan kişilerinde beyanına başvurulmalı, ayrıca davacının aynı işyerinde siğortalılığı iptal edilmiş ...’un açtığı dosyadaki (varsa vs benzer dosyalardaki) tanık beyanlarıda irdelenerek, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 12.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara