Esas No: 2021/115
Karar No: 2021/5152
Karar Tarihi: 25.02.2021
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/115 Esas 2021/5152 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Müvekkilinin davalı işverenlikte aşçıbaşı olarak çalıştığı ve emekli olduktan sonra kıdem tazminatının ödenmediği, tekrar çalışmaya başladığı ve alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle dava açtığı belirtilen kararda, davacının alacağı miktarın temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından temyiz isteminin reddedildiği bildirilmektedir. Davalının istinaf başvurusu sonrası, yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık olduğu belirtilerek, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü olduğu ifade edilmekte ve eksik inceleme sonrası verilen kararın hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulması istenmektedir. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-(a), 366. ve 352. maddeleri uyarınca temyiz edilemeyecek kararların varlığına da değinilmektedir.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
İDAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 42. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işveren ... Üniversitesi Rektörlüğüne ait yemekhanede 01/10/2006 tarihinden itibaren aşçıbaşı olarak çalıştığını, davacının 2015 yılı Mayıs ayında SSK dan emekli olduğunu, emekli maaşının bağlandığını, ancak kıdem tazminatının ödenmediğini, davacının davalı işverenlikte tekrar çalışmaya başladığını, değişik firmalardan hizmet alımı yapıldığını, ancak davacının firmalar değişse de çalışma koşulları ve üniversite bünyesinde çalışmasına aynen devam ettiğini, maaşının asgari ücret kısmının bankadan, kalanının ise elden ödendiğini, fazla mesailerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, hafta sonu ve resmi tatillerde çalıştığını alacaklarının ödenmediğini beyanla alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalının Cevabının Özeti:
Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak yeniden karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerince temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe:
Davacı Temyizi Yönünden;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre, davacının reddilen ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı 14.403,76 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL kapsamında kaldığından davacının temyiz isteminin, 6100 sayılı Kanun"un 362/1-(a), 366. ve 352. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Davalı Temyizi Yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının talebine göre 8 yıl 5 ay 26 gün hizmet süresi dikkate alınarak 130 gün yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 8 yıl 5 ay 26 günlük çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.