Esas No: 2022/7850
Karar No: 2022/10339
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7850 Esas 2022/10339 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/7850 E. , 2022/10339 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : Karabük İş Mahkemesi
Dava, davacılar murisine babadan dolayı 2926 sayılı Kanun kapsamında bağlanan ölüm aylığını iptal ederek borç çıkaran Kurum işleminin iptali ile davacıların bu işlem nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; müvekkillerinin müteveffa ...'un mirasçıları olduğunu, davalı Kurum 19/02/2016 tarih 3.193.408 sayılı yazısı ile müteveffa ...'a faiz dahil olmak üzere 20.307,95 TL borç çıkarıldığını, davalı kuruma 08/08/2018 tarihli dilekçeyle müracaat ederek 20.307,95 TL tutarlı borç bildiriminin iptal edilmesini, işlemin geri alınmasını, kesilen aylığı yeniden bağlanılmasını, yapılan kesintilerin iade edilmesi talep edildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından verilen 17/09/2018 tarih ve 12130116 sayılı cevap yazısında konu hakkında yapılacak işlem yapılamadığı belirtilerek talebin reddedildiğini, müvekkilinin murisi ... kanuni şartları haiz olduğundan ... Bağ-Kur numaralı 18/2044 tahsis dosya numaralı babası ... tahsisinde aylık almakta iken bu aylığı kesilmiş ve kendisine 20.307,95 TL borç çıkarıldığını, işlem gerekçesi olarak da 04/02/2016 tarihinde yapılan toplu sorgulama gösterildiğini, bu gerekçe işlemin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu gösterdiğini, zira gelir şartı incelenmeksizin ve her tahsisin kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi sosyal devletin gereği olduğundan aksi uygulama müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkilinin eşi ... 02/06/2011 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin eşinin tahsisinden ... no ile de aylık hakkına sahip olduğunu, her iki aylığı almasına engel bir mevzuat hükmü de bulunmadığını beyanla kurum işleminin iptalini, 19/02/2016 tarih 3.193.408 sayılı yazı ile tesis edilen toplam 20.307,95 TL tutarlı borç bildiriminin iptalini, muris ...'un babası ...'ün tahsisinden alması gerektiği halde yukarıda izah edilen süreçte kendisine ödenmeyen aylıkların her birinin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davacı murislere ödenmesine, kurumca yersiz ödeme kabul edilerek Muris ...'un aylığından bu gerekçe ile yapılan kesintilerin her birinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davacı murisleri ödenmesine talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkil kurum kayıtları incelendiğinde kurumun ... TC kimlik numaralı sigortalısı ... 13/08/1994 tarihinde vefat ettiğini, hak sahibi ... TC kimlik numaralı ...'un 30/01/2012 tarihli tahsis talebine istinaden 01/10/2011 itibari ile babasından ölüm aylığı bağlandığı, ancak 2926 Sayılı Kanunun 27. Maddesinin 1. Fıkrasınan (c) bendi gereğince ...'un ... 4/a sicil numarası üzerinden eşinden ölüm aylığı aldığı tespit edildiğinden babasından aldığı ölüm aylığı 01/10/2011 tarihi itibariyle iptal edildiğini, 20.307,95 TL borç çıkartıldığını, kurumun uygulamalarının usul ve yasaya uygun olduğunu ve davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Çankırı Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 19/02/2016 tarih 3.193.408 sayılı yazı ile tesis edilen 20.307,95 TL tutarlı borç bildiriminin iptaline,
2-Müteveffa ...’un babası ...’ün tahsisinden alması gerektiği halde ödenmeyen aylıkların tahakkuk tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davalı Kurum tarafından yersiz ödeme kabul edilerek müteveffa ...’un aylığından yapılan kesintilerin her birinin kesinti tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacılara ödenmesine,” karar verildi.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kurum işleminin hukuka uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği beyanla, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1479 sayılı Kanunun 45. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinde, sigortalının, geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş, daha sonra 04.10.2000 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bentteki “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” koşulu, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilip 1479 sayılı Kanunun 46. maddesinin 2. fıkrasına, “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi eklenmiş, ancak, söz konusu KHK, Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 gün 61/34 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
İptale konu düzenleme daha sonra bu kez kanun koyucu tarafından 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 sayılı Kanunun 23. maddesiyle benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartı, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin 2. fıkrasına da “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi yeniden eklenmiştir.
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca Kanunun 3. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında hak sahibinin; sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını ifade ettiği belirtilmiş, “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri” başlığını taşıyan Geçici 1/2. maddesinde, 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanan veya hak kazan(ıl)an; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 5454 sayılı Kanunun 1. maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edileceği, bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili Kanun hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır.
Somut olayda, davacılar murisi ...’un 02.06.2011 tarihinde vefat eden 4 a sigortalısı eşinden ölüm aylığı alırken, 13.08.1994 tarihinde 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken vefat eden babasından dolayı da ölüm aylığı aldığı, Kurumun 19.02.2016 tarih 3.193.408 sayılı yazısı ile; babadan dolayı bağlanan ölüm aylığının kesilerek, yersiz ödenen aylıklar ile ilgili borç tahakkuk ettirildiği, davacılar murisinin 02.07.2018 günlü dilekçesi ile, Kurum’dan babasından dolayı tarafına ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiği, talebinin 5510 sayılı Kanun’un 54. maddesi gerekçe gösterilerek reddedildiği, davacılar murisi ...’un 01.08.2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla, ... mirasçılarının eldeki davaya konu taleplerinin, 5510 sayılı Yasanın 54. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.