Esas No: 2015/593
Karar No: 2015/1816
Karar Tarihi: 25.05.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/593 Esas 2015/1816 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar ...... ve ... hakkında mahkumiyet, sanık ... hakkında beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kendisini ... olarak tanıtan sanık ...’nin katılanın yakını ... üzerinden, evlenmek isteyen katılanla temas kurarak katılanla sanık ......’in buluşmalarını sağladığı, bu sebeple sanıklar ...,...ve ...’nın katılan ve yakınları ile bir lokantada görüştükleri, diğer sanıkların kendilerini sanık ...nın kardeşi ve dayısının oğlu olarak tanıttıkları, sanık ... ile katılanın evlenmeye karar verdikleri, bilahare sanık ...’un oradan ayrıldığı, katılan tarafından sanık ...’ya ziynet eşyası olarak 4.205 TL’lik takı, 420 TL’lik kıyafet alındığı, ayrıca sanık...’a sanık ...’nın borcu olduğu gerekçesiyle elden 2.500 TL ve yakıt masrafı olarak da 150 TL verilmiş olduğu, nikah tarihi olarak belirlenen günden bir gün önce katılanın oğlunun evinde bulunan sanık ...’nın ziynet eşyaları ve elbiselerin bir kısmı ile gizlice evden ayrılarak ortadan kaybolduğu anlaşılan olayda dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
a) Sanıklar ... ve ...... hakkında verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
Sanık ...... hakkında şarta bağlı olarak verilen erteleme kararına ilişkin olarak; TCK"nın 51/2. maddesine göre, cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabileceği, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edileceği, koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverileceği hükmüne yer verildiği, malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen aynı Kanun"un 168. maddesinde, failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmî geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşaması dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı Kanun"un 51. maddesinde bir koşul olarak gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbir şartına bağlı tutulması imkanının bulunmadığı, böyle bir uygulamanın, mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanırken, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık veya sanıklar aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında ertelemenin, katılanın uğradığı zararın giderilmesi şartına tabi tutulması ve sanık ... hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken daha ağır ceza hükmü içeren ilam yerine daha az ceza hükmü içeren ilamın esas alınması aleyhe temyiz olmadığından, yine sanıkların tutuklulukta ve gözaltında geçirdikleri sürelerin, 5237 sayılı TCK"nın 63. maddesi gereğince cezalarından mahsubu gerektiği halde bu hususun karada gösterilmemiş olması infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde sanık ... için 250 gün, sanık...için 125 gün olarak tayin edilmesi,
2- Sanık ...... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51/2 fıkrasına göre ertelenen kararın mağdurun zararının giderilmesi şartına bağlanmış olduğu ifade edilmesine rağmen sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 51/1 madesi yarınca ertelenmesine şeklindeki ifadenin kararda gösterilmemiş olması,
3- Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ...... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "250 GÜN", "5.000,00 TL" ve "125 GÜN” ve “2.500,00 TL." terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla "5 GÜN", "100 TL" ve "5 GÜN", "100 TL" ibarelerinin eklenmesi; yine sanık ...... hakkında 51/2 fıkrasının uygulanmasına ilişkin kısımda “ŞARTINA BAĞLANMASINA” ibaresinden sonra gelmek üzere “böylelikle sanık hakkında verilen hapis cezasının şartlı olarak ertelenmesine” ibaresinin eklenmesi, ayrıca hüküm fıkrasında yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi, suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
b)Sanık ... hakkında hükmolunan beraat kararının temyiz incelemesinde;
Katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tanık beyanları, sanık ifadeleri ve tüm dosya kapsamından sanık ...’un diğer sanıklarla birlikte katılanla buluşarak sanık ...’nın katılanla tanışmasına aracılık ettiği, katılanın aracını bizzat kullandığı, kendisini sanık ... ile hiçbir akrabalık bağı olmadığı halde akrabası olarak tanıttığı, sanık ...’un da imzasının bulunduğu dosyada mevcut 04.03.2010 tarihli “Yakalama ve Muhafaza Altına Alma Tutanağı” içeriğine göre sanık ...’un şifahen kolluk görevlilerine bu olayda diğer sanıklarla birlikte hareket ettiğini, başka benzer
olaylarda da birlikte hareket etmiş olduklarını ifade etmiş olması karşısında sanık ...’un diğer sanıklarla iştirak halinde dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşıldığı halde mahkumiyetine karar verilmesi yerine yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.