Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7514 Esas 2022/10584 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7514
Karar No: 2022/10584
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7514 Esas 2022/10584 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı apartmanda 15.10.1999-20.05.2015 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istedi. Mahkeme bozmaya uyarak davanın kısmen kabulüne karar verdi ancak bu kararın gerektirici sebeplerine uygun davranılmadığı için bozulması gerektiği belirtildi. Bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de belirtildi. Davacının çalışma süreleri saptanması kamu düzenine ilişkin olduğundan özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği belirtildi. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86. maddesi bu tür davalara ilişkin yasal dayanakları oluşturmaktadır.
10. Hukuk Dairesi         2022/7514 E.  ,  2022/10584 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Davacı, davalı apartman nezdinde 15.10.1999-20.05.2015 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-)Eldeki dava dosyası incelendiğinde mahkemece bozma kararına uyulmasına karşın ilgili kararın gereklerinin yerine getirilmediği görülmektedir. Bir önceki bozma ilamında açıkça davacının çalışmasıyla ilgili kaloriferlerin yandığı dönemle, yanmadığı dönem arasında çalışma saatleri bakımından farklılıklar olacağı ve davacının kaloriferlerin yandığı dönemde ki çalışmasının tam gün üzerinden olacağı belirtilmesine rağmen, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı ve bozma öncesinde verilen karar gibi hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu açıklamalar ışığında bir önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, mahkemece davacının çalışmasına konu 11.05.2008 tarihi sonrası davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde davalı apartmanda hangi yıl, hangi tarihler arasında kaloriferlerin yakıldığı öncelikle açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu belirlemenin ardından kaloriferlerin yandığı dönemle, yanmadığı dönem arasında çalışma saatleri bakımından farklılıklar olacağından, davacının kaloriferlerin yandığı dönemde ki çalışmasının tam gün üzerinden olacağı, geri kalan süre de ise davacının hangi tarihlerde ne gibi işler yaptığı ve buna günde ne kadar saat ayırdığı araştırılarak, kaloriferlerin yanmadığı dönemdeki çalışması kısmi zamanlı olduğundan, günde kaç saat hizmet verildiği, haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenmeli, sonrasında 7,5 saatlik çalışmanın 1 iş gününe karşılık geldiği nazara alınarak hüküm altına alınması gereken aylık çalışma süresi belirlenmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla, yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara