Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/462 Esas 2015/1810 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/462
Karar No: 2015/1810
Karar Tarihi: 25.05.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/462 Esas 2015/1810 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığın dini inançlarını istismar ederek şikayetçiyi dolandırdığı gerekçesiyle suçlu buldu ve hapis cezası ile cezalandırdı. Ancak, adli para cezasının alt sınırının yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden 30 gün olarak belirlenmesi sanık müdafiinin temyiz itirazlarının kabul edilmesine sebep oldu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı gereğince, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayin edilmesi gerektiği belirtildi. Bu nedenle adli para cezasının alt sınırı düşürülerek hüküm onaylandı. Kararda geçen kanun maddeleri: 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu, 1412 Sayılı CMUK'un 321 ve 322. maddeleri.
23. Ceza Dairesi         2015/462 E.  ,  2015/1810 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ...’ın... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çocuğunu tedavi ettirmek için bulunan şikayetçi ...’nun, içinde bulunduğu durumu bir şekilde öğrenerek kendisini takip ettiği, şikayetçinin ...’nda bulunan camide namaz kılıp çıktığı bir zamanda karşısında gözlerinin içine bakıp sesine gizem katarak “seni bekliyordum evladım” diye hitap ettiği, bilahare kendisine “sen hiç peygamber kokusu aldın mı” diyerek elini boru şeklinde yapmak suretiyle yanında taşıdığı esans maddesinden temin ettiği kokuyu şikayetçiye doğru üflediği ve kendisine peygamberlerden olduğunu ifade ederek peygamber mucizelerinden söz ettiği, şikayetçinin itimadını kazandıktan sonra şikayetçiye kendisine haktan emir geldiğini, çıplakları giydirip açları doyuracağından bahisle şikayetçiden önce yaklaşık 500 TL civarındaki parayı elden aldığı, daha sonra şikayetçiyi hastanede bulunan ATM cihazlarının yanına götürerek önce 1.000 TL, sonra 1.500 TL ve 500 TL olmak üzere üç defa da olmak üzere toplamda 2.500 TL para çekmesini temin ederek bu paraları aldığı, daha sonra evinde parası olduğunu öğrendiğinden aynı gün içerisinde taksi ile ...’a giderek şikayetçinin evinde bulunan 2.200 TL’yi aldığı, ardından birlikte ... İş Merkezi’ne giderek kuyumcudan kredi kartı ile çekmek suretiyle 1.950 TL’lik altın ve kehribar bir tesbih aldırdığı, bütün bu olayların 21/01/2011 tarihinde gerçekleştiği, daha sonra kendisinden “dünyalık” olarak 12.000 Euro ve 5.000

    TL parayı en kısa zamanda bulup getirmesi gerektiğini ifade ettiği, daha sonra beraberce hastaneye döndükleri, sanığın burada şikayetçiye “acı bir haber alırsan üzülme” dediği ve şikayetçinin çocuğunun vefat ettiğini öğrendiği, 24/01/2015 tarihinde kendisini tekrar arayan sanık...’ın bu defa şikayetçiye “dünyalık şeyi hazır ettin mi evladım” diye sorduğu ve bir çiçek alıp ... ... gelmesini söylediği, şikayetçinin polislere durumu bildirerek sanığın belirttiği yerde elinde bir gül bulunduğu halde beklemeye başladığı, bu esnada sanık ...’in çıkagelerek sanki sanık ...’ın farklı bir surette görünümü imiş gibi parayı istediği, “ben her kılığa girer 7 sinde de 70 inde de gelirim evladım!... benim, ben O’yum parayı hazır ettin mi” dediği, bunun üzerine polislerin sanık ...’u yakaladıkları durumu gören sanık...’ın ortadan kaybolduğu, bilahare soruşturma evresinde şikayetçinin zararını karşıladığı anlaşılan olayda kişilerin dini inançlarını istismar etmek suretiyle dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    a)Sanık ... hakkında hükmolunan mahkumiyet kararının temyizen incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    b)Sanık ... hakkında hükmolunan mahkumiyet kararının temyizen incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 GÜN", "15 GÜN" ve "300,00 TL" terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "2 GÜN" ve "40 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara