Esas No: 2012/185
Karar No: 2013/474
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/185 Esas 2013/474 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2012/185 E. , 2013/474 K.- İcra takibine konu asıl alacak üzerinden damga vergisi yatırılması gerektiğinden bahisle, icra müdürlüğünce alınan, dosyaya gelen alacağın alacaklıya ödenmeyerek, damga vergisinin yatırılmasına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacılar: 1-S.E., 2-L.E., 3-İ.O., 4-N.E., 5-Ö.G. 6-İ.E. Vekili : Av. H.S.K. Vekili : Av. A.E.M. (İdari Yargıda) Davalı : İzmir 14.İcra Müdürlüğü (İdari Yargıda) O L A Y : Davacılar vekili özetle; davacıların İzmir 14.İcra Müdürlüğünün E:2008/1661 sayılı takip dosyası üzerinden, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı mahkemece hükmedilen alacağın tahsili amacıyla borçlu Balçova Belediyesine karşı ilamlı icra takibi yaptıklarını, söz konusu alacağın damga vergisine tabi olmamasına karşın, İzmir 14.İcra Müdürlüğünün 03.06.2011 gün, E:2008/1661 sayılı kararı ile, icra memurunun dosyaya gelen parayı davacılara ödemeyerek, damga vergisinin yatırılması gerektiğine karar verdiğini belirterek, iş bu kararın yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, İzmir 14. İcra Müdürlüğünün yasaya aykırı vermiş olduğu damga vergisi alınmasına ilişkin kararı hakkındaki şikayetlerinin kabulüne, işlemin kaldırılmasına veya düzeltilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. İzmir 3.İcra Hukuk Mahkemesi; 30.06.2011 gün, E:2011/522, K:2011/612 sayı ile özetle, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi"nin 03/05/2011 tarih ve 2010/26689 Esas, 2011/8249 Karar sayılı ilamında ayrıntılı ve gerekçeli olarak açıklandığı üzere, damga vergisinin tarh ve tahakkuk işlemlerinin bu verginin mükellefi sıfatıyla İcra Dairesi tarafından yürütüldüğü, bu durumda İcra Dairesinin anılan verginin mükellefi sıfatıyla yaptığı işlemlerden doğan ihtilafların çözüm yerinin Vergi Mahkemeleri olacağını belirterek, yargı yolu nedeniyle şikayet dilekçesinin reddine karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır. İzmir 4.Vergi Mahkemesi; 07.10.2011 gün, E:2011/1473, K:2011/1865 sayı ile özetle, Vergi tarh, tahakkukuna yetkili olmayan ve tahsil edilen vergilerin sorumlu sıfatıyla asıl alacaklı Vergi Dairesine beyanıyla sınırlı yetkiye sahip olan icra Müdürlüğü işleminin bir vergilendirme işlemi olmayacağını, damga vergisinin tamamına kadar alacağı kesen İcra Müdürlüğünün sorumlu sıfatıyla Damga Vergisini beyanı ve yatırmasıyla ancak idari davaya konu olabilecek vergisel bir işlem doğacağından, vergisel bir işlem olmaksızın damga vergisi tutarının tüm alacaktan kesilmesi ve toplam tutara kadar tahsil edilen alacakların bloke edilmesi işleminin vergi yargısının görev alanına girmesinin düşünülemeyeceğini, Vergi Dairesine sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen tutarın, ancak bu aşamadan sonra vergi dairesi aleyhine vergisel bir işlemin iptali maksadıyla dava ikame edilmesi mümkün iken, vergilendirme ile ilgili bir yetkisi olmayan İcra Müdürlüğü kararının, ancak ödenmeyen damga vergisi tutarında bir tazminat davasına dönüşebileceği ya da İcra Müdürlüğü işlemine karşı bir üst mercie karşı dava açma yoluna gidilebileceği açıkken, sorumlu sıfatıyla beyan üzerine gerçekleşecek tahakkuktan önceki aşamayı içeren ve tarhiyata yetkili olmayan İcra Müdürlüğü işlemine karşı açılan davanın görev yerinin adli yargı olduğunu belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 8.4.2013 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Kanun"un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, davacılar vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacılar tarafından Balçova Belediye Başkanlığına karşı, ilama dayalı olarak yapılan icra takibine ilişkin, icra takibini yürüten İzmir 14. İcra Müdürlüğü"nün 03.06.2011 gün, E:2008/1661 sayılı, dosyaya gelen parayı davacılara ödemeyerek, damga vergisi yatırılması gerektiğine dair kararının iptali istemiyle açılmıştır. Dosya kapsamında yer alan davaya konu İzmir 14. İcra Müdürlüğü"nün 03.06.2011 gün, E:2008/1661 sayılı kararında; ""Dosyanın incelenmesinde borçlu idareden tahsil edilerek alacaklıya takip miktarı olan 16.969,558,54 TL tutarın tamamının (Asıl alacağın tamamının) ödendiği, ödeme yapılırken Kamulaştırma bedeli olduğu düşüncesi ile damga alınmadığı, ancak takibe dayanak ilamın incelenmesinde Kamulaştırmasız el atma nedeni ile Tazminat olduğu anlaşıldığından Asıl alacağın Binde 6,6 Damga vergisi tutarı olan 112.000,00 TL damga vergisi yatırılması gerektiğinden dosyaya Balçova Belediyesinden gönderilen paralar 112.000,00 TL toplamı buluncaya kadar alacaklıya ödeme yapılmamasına, Bu kararımız kesinleştiğinde gelen paradan damga vergisinin BE.hve Vergi Dairesi Müdürlüğüne yatırılmasına"" karar verildiği anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun “Şikayet ve Şartlar” başlıklı 16. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir.” hükmü yer almaktadır. “Şikayet üzerine yapılacak muameleler” başlıklı 17. maddesinde de, “Şikayet tetkik merciince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emroluN..” hükmü yer almaktadır. “Tetkik mercii” başlıklı 4. maddesinde de: “İcra ve iflâs dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikâyetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik mercii hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra tetkik merciinin birden fazla dairesi kurulabilir. Bu durumda icra tetkik mercii daireleri numaralandırılır. İcra tetkik merciinin birden fazla dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Her icra tetkik mercii hâkimi, kendisine Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflâs dairelerinin muamelelerine yönelik şikâyetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idarî işlerine bakar. İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikayet ve itirazların tetkik mercii o mahkemenin hâkimidir.” denilmiştir. Olayda, davacılar tarafından, Balçova Belediye Başkanlığına karşı ilama dayalı olarak yapılan takibe ilişkin, icra takibini yürüten İzmir 14. İcra Müdürlüğü"nün 03.06.2011 gün, E:2008/1661 sayılı, dosyaya gelen parayı davacılara ödemeyerek, damga vergisi yatırılması gerektiğine dair kararının iptaline karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun "Vergi Mahkemelerinin Görevleri" başlıklı 6. maddesinde, Vergi Mahkemelerinin genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalarla, bu konularla ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği hükmüne yer verilmiştir. Hal böyle iken, İcra Müdürlüğü tarafından yürütülen takibe ilişkin olarak, icra müdürlüğünce alınan, dosyaya gelen paranın davacılara ödenmeyerek damga vergisi yatırılması gerektiğine dair kararın, kanuna aykırılığı iddiasının şikayet yolu ile İcra Mahkemesinde çözümleneceği, mahkemenin incelemeyi, söz konusu icra dosyası üzerinde yaparak, anılan işlemin Kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar vereceği kuşkusuzdur. adli yargılamanın bir parçasını oluşturan bu uyuşmazlığın, İcra Müdürlüğünün tesis ettiği bir işlemden kaynaklandığı gözetildiğinde, bu işlemin yasaya uygun olup olmadığının adli yargı yerince çözümlenmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, İzmir 3.İcra Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 30.06.2011 gün, E:2011/522, K:2011/612 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 8.4.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi